♫︎ House of Cards ♫︎
...
Rüzgar oğlanın dilindeki melodiye uyum sağlarken yavaşça sallanıyordu her zamanki salıncağında. Genç kız daha gelmemişti. Her ikisinde rahatlama yeriydi burası. Eski bir parkı ama kendisini eskittiği gibi dertleride eskitiyordu. Öyle bir yapısı da vardı.
Genç kız yine aynı satte geldi Jeongguk'un yanında ki salıncağa yerleşti. Mırıldandığı şarkıya eşlik etti.
"Bak Jeongguk, seni unutmadım. Unutmayacağımı söylemiştim." Kız yüzündeki naif gülümseme ile oğlana dündü.
Jeongguk kahkaha attı. Komik bir şey yoktu ortada, ama kahkahası tüm müziklerden çok daha güzeldi. Az öncede söylediğim gibi şarkıdan bile güzel gelmişti kızın kulağına.
Jeongguk gülmeyi kestiğinde bu güzel şarkınında sonuna gelmişti Helen. Ayağa kalktı ve Jeongguk'un elini tutarak konuştu.
"Hatırladığım tek insanı, hatırladığım tek yere götürmek istiyorum beni takip et."
Jeongguk sessizce ayağa kalktı ve kızın dediklerini yaptı. Yaklaşık on dakika yürüdükten sonra küçük ama çok ferah bir kafeye geldiler.
Kız onu cam kenarı bir masal doğru çekti ve oturttu. Derince nefes alıp konuşmaya başladı.
"Hatırladığım şeyler çok az. Evimin adresi, o park bu cafe, hep gittiğim hastane ve o ayçiçeği tarlası. Sende unutmadığım tek kişisin. Birde yaşlı annem ve yaşlı babam."
Kız güzel bir şey söylemiş gibi gülümsüyordu. Bu Jeongguk'a garip geliyordu. Kız cebinden eskimiş telefonu çıkardı bir şeyler yaptıktan sonra telefonu numarasını girmek için Jeongguk'a uzattı.
"Demans hastalığında sahip bir insanım. Yada bir demans türü diyeyim. Beyin hücrelerinin hasar görmesi ile oluyor. Benimde hafıza yerim hasar gördüğü için, herşeyi unutuyorum malesef."
Jeongguk telefonu aldı ve girdi. İletişime geçeceği birisi olacaktı. Etrafı bir sessizlik kapayınca Jeongguk konuştu bu sefer.
"Annem beni unuttu. Benden başka kimsesi olmayan insan unuttu beni. Kızamıyorum bile ona. Babamın acısını unutmaya çalışırken beni unuttu galiba." Soluklandı ihtiyaç duydu çünkü genç adam.
"Doktorlar yakında beni terk edeceğini söyledi. Ben sadece beni tanıyarak ölmesini isterdim. Herkesi yıldızlardan izleyen birileri olurdu ya hani bende öyle olsun isterdim. Beni unutmasın beni izlesin. Ama bugün yanına gittiğimde beni tanımadı. Her ne kadar oğlu olduğunu söylesemde bana bir oğlunun olmadığını söyledi Helen. "
Jeongguk'un ifadesi iyice soldu. Tek değer verdiği bir insanı kaybetmesi acıtıyordu. Fiziksel bir acı değildi oysaki bu ama fiziksel bir acıdan daha çok öldürüyordu.
Yavaşça elini sıktı Helen Jeongguk'un. Destek vermek ister gibiydi ama onunda sonu Jeongguk'un annesi gibiydi tek fark, Helen çok daha erken unutmaya başlayacaktı.
-lavi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
16. G Ü N ❦︎ JJK | Kısa Hikaye
Fanfiction"Yine buradasın. Her gün bu satte buraya gelerek ne düşünüyorsun?" Karşıya bakarak sordu oğlan. "Unuttuklarımı. Neleri unuttuğumu düşünüyorum." Yüzündeki gülümseme yavaşça buruk bir hal aldı kızın. "Unutmak... Sana daha kötü olan bir şey söyleyeyi...