8 | E

197 49 13
                                    

♫︎ Lie ♫︎

...


Yağmur tüm gücü ile dünyaya doğru intihar ederken genç kız gözlerini, yağmur ile adeta dans eden toprağa kilitlemişti. Kapşonunu kafasına çekip ayağa kalktı ıslanmak için.

Arınmak istiyordu işlediği günahlardan. Unuttuğu insanları bulup özür dilemek istiyordu. Ama yapamadı çünkü yağmur bile kendi derdine yağıyordu.

Jeongguk yağmur birikintilerine basarak ilerletiyordu adımlarını. Düzensiz ve eskimiş asfalt yol da kendi gibi kimsesiz kalmıştı. Aklına hücum eden anılar ağlama isteğini getiriyordu ama ağlamayacaktı. Annesi şuan yeterince ağlıyordu zaten.

Kollarını iki yana açarak annesini iyice hissetmek istedi ve yolun ortasında durdu. Onu özlemişti. Bu mükemmel koku ondan mı geliyordu? Hayır hayır annesi papatya gibi kokuyordu. Bu güzel koku genç kızdan geliyordu.

Kokuyu solumak için iyice çektiği içine nefesini. Nefesini tazeleyemeden gelen fren sesi ile göz kapaklarına sonuna kadar açılmıştı.

Araba kıl payı Jeongguk'un tam önünde durmuştu. Hareket dahi edemedi genç oğlan. Arabanın durmamasını diledi.

Adam arabadan inip Jeongguk'a bir şeyler söylemişti ama Jeongguk tek birisini bile algılayabillmiş değildi. Araba gaza kökenip gittiğinde, Helen anca varabilmişti Jeongguk'un yanına yüz metre geriden hatırladığı tek kişinin ölümünün görecekti neredeyse. Jeongguk'tan daha çok korkmuştu genç kız.

Jeongguk'u yavaşça kenara çekti ve kaldırıma oturttu. Yüzünü küçük avuçlarının içine aldı. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen? Ölmeye falan mı?"

Jeongguk ne diyeceğini bilememişti. Haklıydı. Ne yapmaya çalışıyordu öyle. Ölümünün bu şekilde olmasını istemiyordu.

Jeongguk güldü güven verircesine. Bu o kadar sahte bir gülümsemeydi ki, Helen buna tek mimiğini bile oynamamış sinirli olduğunu düşündüğü bakışlarıyla bakıyordu.

Bu Jeongguk'a sevimli gelmişti. İçten bir kahkaha atarak kızın saçlarını karıştırıp ayağa kalktı.

Helen'de onun arkasından kalktı ve ilerlemeye başladı. Yüzü yumuşamıştı. Jeongguk hep gülmeliydi çünkü ona gülmek yakışıyordu.

Dayanamayıp arkadan Jeongguk'un ensesine hızlıca yapıştırdı. Genç oğlan ne olduğunu anlamayarak yüzündeki saçma ifade ile arkasına döndü.

"Bu da ne içindi şimdi?"

"Kendine dikkat etmediğin içindi. Aptal eziliyordun! Kim yolda gözleri kapalı durur ki?"

"O yol da benim kadar yalnızdı onu benimsemek istedim."

"Daha seni unutmadım. Yanlız değilsin."

Jeongguk gülerek önüne döndüğünde parka varmışlardı. Kız Jeongguk önüne döndüğü anda gözleri dolmuştu. Yağmur yavaş yavaş atıştırıyordu. Gülümsedi, ağlamadı çünkü tüm yaşlarını onu unuttuğunda dökecekti.

-Lavi

16. G Ü N ❦︎ JJK | Kısa Hikaye Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin