6 | S

229 48 20
                                    

♫︎ Spring Day ♫︎

...

Bu gece şimşek dünyaya değilde Jeongguk'un içine çalmıştı.

Bu gece yanan orman değil de Jeongguk'un yüreğiydi.

Bu gece yağmur dağlara değil de Jeongguk'un gözlerine yağmıştı.

Bu gece bir çocuk balonunu değil de Jeongguk nefesini kaybetmişti.

Bu gece birisi veda ölmemişti, bu gece Jeongguk can vernişti.

Jeongguk annesini ziyarete gitmişti hergün olduğu gibi. Annesi çok uysal bir şekilde Jeongguk ile vakit geçirmişti bugün. Jeongguk mutluydu, annesi bugün kabullenmişti onu çünkü. Ama bilmiyordu, arı bile sokmadan önce balını gösterirdi.

Geceye doğru annesi uykuya dalarken kimse bilmiyordu bu uykunun sonsuz olacağının. Oğlunun kulağıma şunları fısıldamıştı:

"Ölmek unutmak değildi benim güzel oğlum. Unutulmak ölmekti. Seni ellerime öldürdüğün için özür dilerim. Ama seni hatırlayacağım artık unutmayacağım çünkü."

Jeongguk annesinin ona, onu hatırlayarak öldüğü için artık hiç unutmayacağını söylediğini o gözlerini açmadığı anda anlamıştı. Annesi ona vedaların en güzeli ama en ağrını yapmıştı.

Annesinin cenaze töreni bittiğinde annesinin mezarının başında yağdı, Jeongguk'un içindeki damlalar tektek. Ne kadar orada durdu hiç bir fikri yoktu.

Nehre gitti yürüdü etrafta. Gözyaşlarında boğulmak istiyordu. Annesi onu hatırlayarak öldü diye mutlu olamıyordu. Onu hayata bağlayan tek dalı da kopmuştu.

Yağmur harareti ile düşerken toprağa, Jeongguk'un gözyaşlarını saklamak ister gibiydi. Jeongguk nehrin kenarında bağırdıkça yağmur gücünü arttırıyordu.

Annesi orada bile Jeongguk'u korumak istiyordu. Onun güçsüz göstermemek için yağmur ile perdeliyordu. Ama kimse bilmezdi ki, her ağlayan güçsüz değildi tıpkı her gülenin mutlu olmadığını gibi.

Genç kız Jeongguk'un gelmeyeceğini anladığunda dün onu götürme istediği yere doğru gitmeye başladı. Belki de oradaydı.

Kazağına iyice yapıştı genç kız çünkü yağmur tüm hırçınlığı ile intihar ediyordu, atıyordu kendini dünyaya. Kirletiyordu kendini...

Yokuşun bitimine son adımınıda attığında gördü genç oğlanı uçurumun başında.

"Eğer oradan atlamak gibi bir düşüncen varsa Jeongguk, bunu ben ölünce yap."

"Ben ölünceden kastın beni unuttuğunda mı?" Biliyordu Jeongguk, bir yıldır izlediği ama altı gündür tanıdığı kızında onu unutacağını.

Ses çıkartmadı kız. Bir yıldır gördüğü ama altı gündür tanıdığı çocuğun haklı olduğunu biliyordu.

"Mavi olmak istiyorum ben Jeongguk."

Acıdan kıvranır gibi konuştu genç kız. Kendinden nefret ediyordu. Şu anda uçurumun atıp kendini, mavi olmak istiyordu.

"Beni unutmadan mavi olmana izin vermiyorum."

Kızın duyamayacağı seste devam etti :
"Tabii ben senden önce lacivert olmazsam."

Oysa bilmiyordu genç oğlan, bugün hava çoktan lacivert olmuştu kalbi gibi...

-lavi

16. G Ü N ❦︎ JJK | Kısa Hikaye Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin