3.bölüm(güçlü Olmak)

685 178 166
                                    

Bu bölümü tam 900 kelimeyle RuhumunPerisii ithaf ediyorum...

Güçlü olmak...

İçime attığım şeylerin haddi hesabı yoktu..Düşüncelerimle kalakalmıştım.Zamanı geri alabilseydim keşke.. Keşke bu olanları hiç yaşamasaydım.. Ama yaşanmıştı artık hemde geri dönüşü olmayan bir çok şey..
Art arda kalbime hançerler  saplanmıştı. Bu hançerleri önce güvendiğim dostum, sonra babam kalbime saplamıştı .Üstelik bana hiç acımayarak.Bu acıları bana bir bedelmiş gibi yaşatmışlardı.
Pencereyi açıp esen rüzgarı içime çektim."okulumu bitirip üniversiteye gitmem gerek. Bu kadar zayıf olmamalıyım"
Daldığım düşüncelerden sıyrılıp kafamı pencereden çıkarırken annemin odada beni izlediğini gördüm.
"Yavrum"
"Bir sorunmu var anne neden ağlıyorsun"?
Annemin gözyaşlarını ellerimle  silerken, annem elimi yüzünden çekip kalbine götürdü.
"Sevda'm, burası yangın yeri".
"Anne ağlama yeter ne demek istiyorsan de, okula gitmek için hazırlanmam gerek".
Annem telaşlı bir şekilde,
"Okulmu"? Dedi.
"Evet okul bir haftada neler kaçırmışımdır kim bilir" diyip sahte bir gülümseme attım. Okulumu bitirmek için toparlanmam lazımdı. Ve bunun için mutluymuşum gibi görünmek..
"Sevda, babanın seninle konuşacakları varmış".
"Ne konuşacakmış ki?"
"Bilmiyorum kızım salonda seni bekliyor".
"Beni bekliyor öylemi?. Sinirden ayağa kalktım ve komodinin üzerinde duran bardaktan bir yudum su aldıktan sonra devam ettim,
" Söyle ona benim onunla konuşacak hiçbirseyim yok, tamammı? "
" Kızım lütfen baban zaten çok sinir..."
" Sinirli öylemi? Benim babam o yaptıklarından sonra bana çok sinirli".
"..."
"Anne odamdan çıkar mısın"
"Kızım lütfen"!
Annem ağlamaktan kızarmış gözleriyle o kadar üzgün bakıyordu ki, o an ona sarılmamak için tutuyordum kendimi, ama işte o da babam gibi inanmamıştı bana.
Kalbimdeki hançerleri çıkarmak yerine daha ileriye sokmuştu.
"Anne babam beni dinlemedi, beni anlamadı, inanmadı kızına..." Annem beni ikna edememiş bir şekilde gözü yaşlı odadan çıkmıştı. Arkasında kalbi paramparça beni bırakarak.
Annemin gidişiyle kafamı yatağıma gömüp gözyaşlarım kuruyana kadar ağlamıştım.. Ağlamaktan yorgun düşen gözlerim artık bu yorgunluğa dayanamayıp kapanmıştı..
~~~

Gözlerimi açıtığımda saatin 12:30 olduğunu gördüm. Dört saattir uyuyordum. Kalbimde ki yorgunluğu uykuyla bastırmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Kalbim içinde o kadar çok cam parçası vardı ki birini çıkarsam diğeri batıyordu. Yataktan doğrulup tam çıkacakken kapının aralandığını duydum. Arkamı dönüp baktığımda  sinirli ve bir o kadarda yorgun gözlerle bana bakan babam vardı..Ani bir şaşkınlıkla babama bakakalmıştım. Kapıyı kilitlemediğim için kendime lanetler okudum.. Babam bana iki adım gelip tekrar yerinde durdu.. Ben onu umursamamaya çalışıyordum ama aklımdaki düşüncelerden kurtulamıyordum. O günden sonra ilk kez görüyordum babamı. Tam bir hafta olmuştu ama ne  içimdeki kırgınlık geçmişti ne de kızgınlık.. Babamın bu odada ne işi var diye düşünürken babam konuşmaya çalıştığını belli eden bir tavırla,
tekrar bana doğru gelmeye başladı.
"Dur baba!"
Babam şaşırmış bir ifadeyle,
"Seninle konuşacaklarım var" dedi.
"Ama ben seninle konuşmak istemiyorum."
"Saygısızlık yapma Sevda. Suçlusun bunu ikimizde biliyoruz.
Hala Benim Ayaz'la beraber olduğumu sanıyordu. Bir haftada zerre kadar yumuşamamıştı. Bana inanmamaya devam ediyordu.Onu umursamaya çalışıyordum ama olmuyordu. Kalbim buna razı gelmiyordu.
En iyisi onunla aynı ortamda kalmamak diye düşünüp kapıya doğru yaklaştığımda öfkeyle homurdandı.
"Sözümden çıkmanın bedelini ödeyeceksin Sevda".
Daha fazla dinlemeye tahammülüm yoktu babamı.. Koşar adımlarla mutfağa gidip dolabın ağzını açtım. O kadar acıkmıştım ki bir haftadır ağzımdan doğru düzgün bir lokma geçmemişti. Dolapta kızarmış tavuk kokusu burnumun direğini sızlatırken, kendimi koşar adımlarla lavaboya attım. Bir haftadır doğru düzgün yemek yemediğim için midem fena halde bulanıyordu. Midemde bir haftadır sadece içtiğim tüm suyu boşalttıktan sonra, kapının açılmak için zorlandığını gördüm. Yüzümü yıkayıp kapıyı açtığımda annem telaşlı bir şekilde içeri girip kapıyı tekrar kapattı.
"Yavrum ne oldu sana iyi misin"?
"İyiyim biraz midem bulandı sadece".
"Sevda korkutma beni baban seni öldürür."
Bu cümleyi duymamla kafamın içinde şimşekler çakarken, gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Annem benden şüpheleniyordu.Daha ne yaşayabilirdim ki.
"Kızım yoksa o adam sana dokundu mu"
Ben dağılan parçalarımı toplarken,ailem beni tekrar tekrar dağıtıyordı.
"Ne saçmalıyorsun sen anne?"
"Yavrum anlat artık annene herşeyi"
Anlatacak neyim vardı ki. Bana inanıyorlarmıydı sanki. Doğru neyse anneme anlattığım halde oda babam gibi bana inanmamıştı.
"Anne Ayaz beni sevmiyor onun çok sevdiği biri var zaten adam benim varlığımı bile bilmiyordu bu zamana kadar. Neden anlamıyorsunuz siz!"
"Kızım yarın bir hastaneye gidelim içim rahatlasın nolur"
Annemin sözleri o kadar ağırdı ki.. Bu yükün altından nasıl kalkardım bilmiyordum. Artık onlara anne baba demeye bile dilim varmıyordu. Anneme tek kelime etmeden banyodan çıktım. Odama gidip yemek saati gelene kadar çıkmadım. Bugün herşeyi unutup yeni bir sayfa açacam derken yine herşeyi mahvetmişlerdi. Ama kararlıydım yeniden toparlanacak ve okulumu bitirip o sınava girecektim. Ayağa kalkıp diz üstü bilgisayarımı aldıktan sonra yatağıma uzandım.Telefonumun yokluğunda bilgisayara sarmıştım. En kısa zamanda kendime yeni bir telefon almam gerekiyor diye düşünürken annem kapıyı açtı. İçeri girip,
"Sevda yemek hazır bugün bizle ye lütfen kızım. Baban daha fazla sinirlenmesin".dedi
Yıllar boyunca hep aynı şeyleri duymuştum annemden 'baban kızmasın Sevda, baban çok sinirli Sevda, babana karşı gelme Sevda. Artık bu kelimelere tahammülüm yoktu annem yüzünden.
"Tamam anne babam köpürmeden gelirim hem sen demeseydinde gelecektim zaten.
" Tamam yavrum".
Annem çıktından sonra bende arkasından çıkıp, banyoya girdim elimi yıkadıktan sonra annemle babamın fısır fısır birşeyler konuştuklarını duydum . Masaya oturduğumda annemin kızaran gözlerinden ağladığı belli oluyordu.Yemeye başlayıp elimi ekmeğe uzattım. Babamın elime iki dilim ekmek uzatmasıyla annemle şaşkınca birbirimizi baktık.
"Aklın başına gelmiş"!
Babam yine her zamanki gibi lafını esirgememişti.
"Annem için geldim baba üzerine alınma. Şimdi iznin olursa yemeğimi yiyecem.
Babamın öfke dolu bakışlarını umursamamaya çalışarak tabağımı bitirmiştim. Tam masadan kalkacakken kapı zili sesiyle irkilip bir adım geriledim. Abimdir diye düşünüp kapıya doğru yürüdüm . Kapıyı açmamla  gözlerimin önündeki bir çift kara göze bakakaldım...

~~~~~~~~~~~~~~

Merhaba dostlar,önceki bölümlere nazaran  uzun bir bölüm geldi İnşallah okuyup değerlindirirsiniz🙏

Sizce Sevdayı  yeni bölümde ne bekliyor?

Umarım kapıdaki kara gözlüyü tahmin etmişsinizdir.

Vote ve yorumlarını bekliyorum

Mutlu kalın🙏💐

Gözyaşımda ki umut... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin