bölüm;15

91K 4.9K 4.4K
                                    

Okunma sayısı sanırım azalıyor, sıkıldınız mı yoksa???😠😠😠😠

Bolca yorum istiyorum lütfen😔 ve kontrol etmedim varsa yanlış mazur görün.

Bölüm sakin, ama bu demek değil kaoslu bölümler bitti??

Neyyyse, iyi okumalar, boolca yorum bekliyor olacağım 💜

-

"Ya! Taehyung!" Jeongguk tatlı kıkırtısını bıraktı kafasını geriye atarken. Uzun saçları deltanın omzunun biraz altına değmiş, boynundaki küçük öpücüğü hissetmişti.

"Çok acıktım seni yiyeceğim işte." delta ellerini sürterek ipek kumaşın altındaki kavisli bele indirmiş ve sıkıca kavramıştı. Bununla birlikte ince kıkırtı tekrar kulaklarına dolmuş, yüzünde hoş bir tebessüm oluşmuştu.

Saat oldukça ilerlemiş, öğlene geliyordu ve ikili biraz önce uyanmıştı. Dağın başında yalnızca ikisi olması ve soğuk havanın getirdiği uyuşukluk ile -dün geceki bitmeyen sevişmeleri de olabilir- uykuya doyamamışlardı. Taehyung'un acıkmasıyla uyanıp giyinmişler, direkt mutfağa girmişlerdi.

"Sabırsız olma birazdan hazır olacak." Jeongguk gül kurusu rengindeki saten kumaştan oluşan oldukça kısa şörtu ve askılı, uçlarında dantel işlemeli pijamalarıyla sol tarafa ilerlemiş, pişirdiği eti kontrol etmişti. Bu sırada Taehyung guruldayan karnını zapt etmeye çalışarak oturmaya ve eşini izlemeye koyulmuştu.

Şişmiş ve hafif kızarık gözleri eşinin naif bedeninde geziniyor, dün gece aklına gelip istemsizce gülüyordu.

Kesinlikle doyumsuzlaşan ikili gece boyu durmamış ve o koltukta saatlerce sevişmiş, defalarca gelmiş ve sabahın hafif ışıklarıyla uyumuşlardı. İkisi de bundan rahatsız değildi. Taehyung Jeongguk'un bedenine doyamıyor; yüz ifadeleri, inlemeleri ve kendinden geçişiyle her defasında daha da istekli hale geliyordu. Öte yandan Jeongguk arkasındaki acıyı umursamadan istekle karşılık veriyordu eşine. İlk defa hissettiği bu duygulara doymuyor, açlıkla hareket ediyordu.

Dudaklarının arasından çıkan mırıltılar ile pişen eti sebzeleriyle birlikte tabaklara çıkarmış, yanına ek olarak yaptığı yemekleri de masaya taşımıştı. Bütün hazırlıklar bittiğinde ikili oturmuş, sincapların sesiyle öğle yemeklerine başlamışlardı. Jeongguk bastırmaya çalıştığı gülümsemesi ile karşısındaki eşini izliyordu.

Taehyung önündeki eti o kadar hızlı yiyordu ki, alt dudağını ısırdı sıkıca. Bir delta olduğundan kurdunun açlığıyla bütünleşmiş bedeni, dün geceki aktiflikleri nedeniyle daha da acıkmış ve nefes almadan yemeye başlamasına sebep olmuştu.

"Ne zaman geri döneceğiz?" diye sordu gözlerini iri iri açıp. Taehyung ağzındakileri yutup "birkaç güne döneriz, sürünün başına dönmem gerek." diye açıkladığında Jeongguk onaylayarak yemeğini yemeye devam etmişti.

**

"Bugün hava sence de güzel değil mi?" duyduğu sesle havaya baktı. Gri bulutlar hala oradaydı lakin soğuk değildi hava. Güneş görünmese de bu bulundukları yere ayrı bir güzellik sunuyordu. Başıyla onayladı Jeongguk ve verandadan inerek Taehyung'un peşine takıldı.

Heybetli beden omzunun arkasından kendisine baktığında gülümsemiş, ona doğru koşmaya başlamıştı. Bununla birlikte Taehyung da koşmaya başlarken ikilinin sesli kıkırtısı çam ağaçlarının arasında yayılmıştı.

Jeongguk pes edip durdu yerinde ve soluklandı. Yüzünde tatlı bir gülümseme ile gözlerinin önüne dökülen saçlarını geriye attı. Ardından doğrulmuş, yavaş yavaş yüzünü göle dönmüş olan eşine yaklaşmıştı. Ellerini geniş gövdesine arkadan sararken anında parmaklarını kavrayan büyük ellere karşın gülümsemiş, bedenini biraz daha yaklaştırmıştı. Kafası uzun saçların sakladığı ensesinin biraz altına gelirken küçük bir öpücük bırakmıştı.

You're Mine ღ TaeKook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin