17.Bölüm • Kıskançlık
Chaeyoung, kutlama için konuşmasını yapmayı bitiren Kral Jeon'u diğer herkes gibi büyük bir çoşkuyla alkışladığında elbisesini düzelterek yerine yeniden oturdu. Yaklaşık bir saat önce, Otivia Sarayı'nın kapıları herkese büyük bir heybetle açılmıştı. Hatta öyle ki, aşağıya kadar inen ağır kapıların gıcırtısı başka bir sese dönüşmüş ve bütün davetlilerin kalbine eğlenceyi aşılamıştı.
Ne de olsa bu tarz kutlamalar her zaman yapılmıyordu, tabii gelen çoğu kişi de bu tarz kutlamalara her zaman katılamıyordu. Bu büyük bir şanstı ve etrafta bu büyük şansı değerlendirmek üzere dolaşan bir sürü beden geziniyordu.
İlk olarak soylulardan katılan kişiler bunun en büyük örneğiydi. Bahçenin sağ tarafını tamamıyla kapladıklarından, kutlamanın içinde daha fazla bulunuyorlardı. Ancak bu doğru değildi. Doğru olmayan şey kutlamanın içinde daha fazla bulunmaları değil de, bahçenin sağ tarafını tamamen kendilerince sahiplenmeleriydi. Ya da buna alışagelinen zihniyetlerine devam etmeleri de denebilirdi.
Bu geceki kutlama yıkılmaya çalışılan krallığın kurtarılmasıyla birlikte, soylu ile halk arasındaki sınıf ayrılığının getirmiş olduğu engelleri de yıkmak için vardı. Ancak soylular, halktakiler ile aralarında olduğunu düşündüğü seviye farkını böylelikle yeniden gün yüzüne çıkartmıştı. Aşılmak istenen engele inat eder gibi yine kendi sınırlarını çizmişlerdi ve bahçeyi kendi kafalarınca ikiye bölmüşlerdi.
İşte bu bencillikti, bu saygı duyulamayacak kadar kötü bir zihniyetti. Ancak yine de kimse ses etmiyor, herkes eğlenmesine bakıyordu çünkü kimse sorunlarını yeni halletmiş kraliyetlerine başka bir sorun çıkarmak istemiyordu.
Çok değil, soyluların bulunduğu sağ tarafın tam yanındaki masada dönen gülüşmeler ve cilveler hemen hemen herkesin bakışlarını o yöne çekiyordu. İşte o masadakiler bu büyük şansı değerlendirmeye gelmiş soylu kızlardı. Amaçları yüzlerinden okunuyordu ve tavırları onlara bakan herkese "işte ben buradayım!" diyerek bağırıyordu.
Gereğinden fazla süslü kıyafetler, cilve yapılmak için boyanmış olan dudaklar, kendilerine av bulmak için etrafta gezinen gözleriyle o masadaki kızlar tam bir felaket sürüsüydü. Yani Chaeyoung şimdi onları izlerken tam da bunu düşünüyordu.
Buraya eğlenmeye değilde kraliyet ailesinden bir prense kendilerini beğendirmek için gelmişlerdi bu apaçık belliydi ve kızların baktığı tek noktanın Veliaht Jungkook olması bu durumu daha da iğrençleştiriyordu.
"Hadi, dans edelim!" Jisoo gülümseyerek Chaeyoung'u çekiştirdiği sırada genç kız her ne kadar istemediğini dile getirse de karşısındaki kişinin Jisoo olduğu göz önünde bulundurulursa, itiraz etme hakkı yoktu.
Kalabalığın arasında pırlanta gibi parlayan iki güzel, kendilerini çılgınca klasik müziğe kaptırmış olan çiftlerin arasında bulduklarında biri dans edebileceği prensleri keserken diğeri boş boş etrafına bakıyor ve ufak hareketlerle müziğe ayak uydurmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
legend あ rosekook
Fantasy❝Burası ölümle yaşamın arasındaki son çizgi, burası kaybolan ruhların yeri. Burası Otivia, diğer bir adıyla karanlık şehir. Burada anılar yok, yaşanmışlıklar yok. Burası sadece büyük bir efsanenin dönüm noktası. Ve sen, Otivia için var oldun. Efsane...