15 • when you learn the facts

1.6K 166 193
                                    

15

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

15.Bölüm • Gerçekleri Öğrendiğinde

Chaeyoung bir karşısındaki askerlere, birde malikanenin içine baktı. Bu sırada derin derin nefesler alıyordu. Seulgi ortalıktan sesi duyar duymaz kaybolmuştu ancak Chaeyoung'un üzerinde yarattığı korku genç kızın suratından kaybolmamıştı.

Bir şeylerin ters gittiğini anlayan asker, Chaeyoung'a bir adım daha yaklaştığında önünde hafifçe eğildi.
"Bir sorun mu var prensesim?" kafasını hızlıca hayır anlamında sallayan Chaeyoung kapının önünde bekleyen askerlere döndü ve merdivenleri çıkmadan önce söylendi.

"Eşyalarımı toplayıp geleceğim."

minik elleri, merdiveni çıkarken duvarlara değiyordu ve aklında hâlâ o sahne canlanıyordu. Seulgi sadece birkaç saniye önce buradaydı ve Chaeyoung yine bir tehdit yüzünden bir yalana tutunmak zorundaydı. Tıpkı buraya ilk geldiğindeki gün gibi...

Genç kız ellerini yumruk yaparak kendini sıktı ve ağlamamaya çalıştı. Tırnakları avcunun içine batarken direnmeye devam ediyor ve ağlamamaya çalışıyordu. Şimdi sırası değildi, bir kez daha yıkılmanın sırası şimdi değildi.

Büyük dolabın kapağını hızlıca açıp dolaptaki eşyalarını bulduğu büyük çantaya doldurduktan sonra acıyan avuç içlerini umursamadan dolaptan mavi bir elbiseyi üzerine hızlıca geçirdi Chaeyoung.

Bu sabah her şey çok ani olmuştu, Jungkook malikaneden gider gitmez bütün aksilikler kendisini bulmuştu. Sanırım Chaeyoung'un ona, Jungkook'a, ihtiyacı vardı. O yanında olduğu zaman birkaç gün önce de söylediği gibi kendini başka bir Dünya'daymış gibi hissederken o gittiğinde hayal ettiği Dünya üzerine yıkılıyordu.

"Prensesim, geç olmadan gitmemiz gerek." odaya ne zaman geldiğini bilmediği başka bir asker Chaeyoung'u uyardığında Chaeyoung öylece dikilmeyi kesti ve askerin peşinden bahçeye indi.

Düne göre soğuk olan hava suratını bulup titremesine sebep olurken hiç beklemeden askerlerin kendisine gösterdiği at arabasına binip at arabasının hareket etmesini bekledi. Geçen birkaç saniyenin sonunda askerlerin hazırlanması bittiğinde at arabası toprak zemine toz katarak ilerlemeye başladı. Bu sırada Chaeyoung, başını cama yaslamış bir şekilde etrafı izliyordu.

Etraf yeşilin bütün tonuyla doluydu ve gördüğü her yer bir film şeridi gibi gözünün önünden hızlıca geçiyordu. Hava birazdan kararacağından olsa gerek at arabasını kullanan askerler son süratle Otivia Krallığı'na doğru ilerliyordu.

Jungkook krallığını geri almıştı ve kral olma yolunda son adımını da böylelikle atmıştı. Ancak bu olanlara sevinemeyen bir Chaeyoung vardı. Bir yanı mutluyken bir yanı hep mutsuzdu.

Eğer Jungkook kral olursa işi daha çok zorlanacaktı, Seulgi onun başını daha çok ağrıtacaktı. Bunu yapmak istemiyordu ancak uyması gereken bir takım kurallar vardı.

legend あ rosekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin