❝Burası ölümle yaşamın arasındaki son çizgi, burası kaybolan ruhların yeri. Burası Otivia, diğer bir adıyla karanlık şehir. Burada anılar yok, yaşanmışlıklar yok. Burası sadece büyük bir efsanenin dönüm noktası. Ve sen, Otivia için var oldun.
Efsane...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
16.Bölüm • O Geliyor
Otivia Krallığı'nı yeni bir koşuşturmaca sardığı zaman güneş, sarayın üzerinde pırıl pırıl parlıyordu. Bugün, büyük bir gündü. Bugün, büyük bir kurtarılıştı. Bugün, halkın günüydü.
Ülkeyi yöneten Kral Jeon ve onun varisleri krallıklarının başına yeniden geçmişti. Artık halka zulmeden, halktan birkaç günlüğüne bile olsa ağır vergiler alan Prens Jimin ve yandaşları idam edilmeye mahkûm düşmüştü.
Bugünün tarihi, altın harflerle bütün zihinlere kazınmıştı. Ülkenin ve krallığın kurtuluşunun verdiği gurur ile tezahürat yapmaya devam eden halk, sarayı titrebilecek seviye de bağırmaya devam ederken Prens Jungkook derince gülümsedi.
Halkının babasına ve kendisine bağlılığı gözler yaşartıcı bir durumdu. Asırlardır Jeon ailesinin Otivia'yı yönettiğini düşününce yeniden gülümsedi Jungkook. Değmişti, kendi soyunun asırlardır bu ülke için ter ve uğraş dökmesi sonuna kadar değmişti.
Konuşma vaktinin geldiği anlayan Jungkook, oturduğu tahttan kalkarak kendilerini herkesin gördüğü altın terasın ucuna geçti ve elini yukarı kaldırarak yumruk yaptı. Bu, etraftaki tezahüratların kesilmesi içindi. Bir nevi, herkesin sessiz olmasını sağlayarak dikkatleri üzerine çekmesi içindi.
"Bugün," dedi gür ve kalın sesiyle. "Bugün Otivia için kurtuluş günü! Bizim olanı almaya çalışan o kişilerin acıyı en derinlerinde hissedecekleri gün bugündür! Kimse ama hiçkimse bir daha altından kalkamayacağı şeylere cüret etmesin, zira hepsinin üstesinden en iyi şekilde geldim ve gelirim!"
Halkın sessizliği, Prens Jungkook'un bağırışıyla son bulduğunda etrafta adeta yeniden tek bir ses yankılanır oldu. "Çok yaşa Otivia, çok yaşa Prens Jeon!"
Bu büyük tezahüratın içinde bütün krallık değilde sadece Jungkook'un ismi bulunuyordu çünkü Jungkook, bugün kendi elleriyle ülkesini kurtarmıştı. Etrafta çoğu zaman onun umursamaz ve karanlık bir prens olduğu söylense de aslında o, halkı için her şeyi göze alabilecek olan bir liderdi.
"Bu güzel günde her şeyi unutmak adına hepinizi bu gece sarayda gerçekleşecek olan kutlamaya davet ediyorum. Ay gökyüzünü süslediğinde, krallığımızın kutlamasını da hepinizin kutlamaya katılarak süslemesini isterim!"
Konuşmaya son vermesi gerektiğini anlayan Jungkook, söyleyeceği son sözü de söyleyerek yanına gelen babası ile halkı selamladığında sarayın büyük kapıları yere kadar açıldı ve halk biten konuşmanın ardından saray bahçesini boşaltmaya başladı. Bu sırada, hepsinin yüzünde büyük bir gülümseme ve heyecan vardı. Ne de olsa insanların kademeleri, seviyeleri ve rütbeleri vardı. Herkes soyluların olduğu saray kutlamasına her zaman katılamazdı.
