Harry gelmemişti...Dün Ryan'ın annesi Molly'nin evinde nişanımız yapılmıştı ama Harry adresi sormasına rağmen gelmemişti.
Sonuçta meşgul bir adamdı ve büyük ihtimalle nişanımdan çok daha önemli işleri vardı ve kendime bunu hatırlatmama rağmen bütün gün onun gelmesini beklemeye engel olamamıştım.
"Roxy canım, un paketini uzatabilir misin, sanırım bir bardak daha una ihtiyaç olacak." dedi Molly kurabiye hamuru yoğururken.
Hemen uzattım.
"Düğün tarihini konuşmaya başladınız mı?" diye sordu bir yandan una bardağı daldırırken.
"Ah hayır henüz tarih işlerini kararlaştırmadık." diye açıkladım.
"Ama sanırım ben düğünü İtalya'da yapmak istiyorum. Romantik ve şık. Sen ne düşünüyorsun?"
"Bence düğün için harika bir yer." dedi gülümseyerek.
Sonra elinin tersiyle sarı saçlarını kulağının arkasına atmaya çalıştı.
Ben hemen erken davranıp geriye attım saçlarını.
"Teşekkürler hayatım." dedi hamura çikolata parçacıklarını eklerken.
Fırından gelen sesle birlikte lazanyayı çıkarmak için eğilip fırını açtım.
"Mmm, Roxy evlenince bizimle yaşayabilirsiniz biliyorsun değil mi?" diyerek mutfağa girdi Leo. "Sen ve yemeklerin için Ryan'a bile katlanırım."
Kıkırdadım.
"Sizinle kalsak bile Leo, kardeşinin ve nişanlısının konserleri olduğunu unutuyorsun." diye hatırlattım.
"En son ne zaman evime gittim hatırlamıyorum." dedim lazanyayı dilimlemek için bıçak çıkarırken.
"Molly ben içeriye gidip masayı hazırlayayım, kurabiyeler neredeyse hazır mı?"
"Evet tatlım, kurabiyeleri fırına koyup geliyorum. Leo, Roxy e masayı hazırlamasında yardım et." dedi Molly en büyük oğluna.
Ben tabakları alıp içeriye götürürken Molly bu sefer de salonda maç izleyen Ryan'a bağırdı.
"Ryan seni domuz! Kalkıp nişanlına yardım et!"
Ryan aldırmadan maç izlemeye devam ederken Leo bardakları getiriyordu.
İçeriye tekrar gidip çatal ve bıçakları getirmeye gittim.
O sırada Molly lazanya tepsisiyle içeri girdi.
Tabaklara birer dilim koyduktan sonra tepsiyi mutfağa götürdü.
Ben de mutfağa gidip Ryan için bir bardak su doldurdum ve ilaç kutusunu da alıp koltukta maç izleyen sevgilime doğru ilerledim. Suyu ona uzattıktan sonra ellerimi saçlarından geçirdim ve yanağından öptüm.
"Yemek hazır bebeğim." dedim
"Hadi ilacını unutma." Kutudan bir tane antidepresanı alıp ağzına attı ve suyu içmeden yuttu.
Daha sonra yine de suyu alıp kafaya dikti ve beni öperek bizi masaya yönlendirdi.
"Enfes görünüyor." dedi sandalyesine otururken.
Hepimiz masaya oturduğumuzda yemeğe başladık ve Mollu ve ben düğün hakkında konuşurken Leo ise Ryan ile düzgün bir konuşma başlatmaya çalışıyordu. Ryan her zamanki gibi onu umursamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fame Trap 2: the song of the broken hearts
Hayran KurguBirbirinden bağımsız ilerleyen Fame Trap serisinin 2. kitabıdır.