-GİRİŞ-

6.5K 156 18
                                    

Çıkması saatler süren Ölüm yokuşunu var gücüyle iniyordu genç kız. Üzerindeki feracenin etekleri uzun olduğu için ayaklarına dolanıyor, evden aceleyle fırladığı için hala ayağında olan peluş tavşanlı patiklerinden batan çakıllar canına okuyordu. Ancak hiçbiri durmasını sağlayamıyordu. Yokuşu indiğinde nefes nefese etrafına bakındında bile soluklanmadan koşmaya devam ediyordu. Onu bulmalıydı. Ahmet onları görmeden evvel onları kendisi bulmalı ve Zehra 'yı eve götürmeliydi. Çaresizlikle kendi etrafında dolanarak çevrede gezdirdi gözlerini. Ve evet! Gözleri aradığını bulmuştu. Zehra' yı koca çam ağacının yanından geçerken gördüğünde ona seslendi ama yoldan geçen arabaların gürültüsü sesini duyurmasına izin vermedi. Onu gözden kaybetmeden yakalamak umuduyla, koşmaya başladığında arabaları dikkate almıyor, bir an önce Zehra 'ya ulaşmak istiyordu. Halbuki üzerine gelen arabaları dikkate alması gerekirdi. Onlardan biri onu ezebilirdi! Eğer sağlıklı düşünseydi daha dikkatli olurdu. Ama sağlıklı düşünemeyecek kadar endişeliydi. İşte bu nedenle üzerine gelen siyah bir arabayı zamanında fark edemedi.

Siyah, koca bir araba üzerine doğru geliyordu. Onu fark ettiğinde ise yerinden kıpırdayamadı. Belkide gelen onun eceliydi ve artık ölüm anı gelmişti. Araba acı ve gürültülü bir frenle durduğunda, refleksle sıkı sıkıya yumduğu gözlerini açtı. Eceli olduğunu düşündüğü arabanın farları görüşünü kapatırken, arabanın kapısının açıldığını duydu. Ve bir kaç adımla birinin ona yaklaştığını.. Birkaç saniye sonra arabanın farları kapandı ve genç kız gözlerinin önüne siper ettiği ellerini indirdi. Açtığı gözlerini karşısındaki adama kaldırdığında, karşısında gördüğü adamla iki adım geriye gitti.

Bu oydu! Bu gece dahil, başına gelen herşeyin sorumlusu olan adam. Kaşları çatılı, gece karası gözleri üzerinde geziniyordu. Başka biri olsa, onu böyle inceleyen her kimse canını okurdu. Ama şimdi, korkusu, duyduğu rahatsızlığı bastırıyordu. Buradan bir an önce uzaklaşmalıydı. Bu adamdan uzaklaşmalıydı.

Bu düşünceyle, adamın yanından, olabildiğince uzak bir mesafeden geçip gitti ve ölüm yokuşuna doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Koşmamıştı. Bir savaşa da girmemişti. Ama kalbi bir savaştan henüz çıkmış gibi gürültüyle çarpıyor, ciğerleri günlerce koşmuş gibi bir yudum nefes istiyordu. Genç kız bilmiyordu ama asıl savaş yeni başlıyordu!

KALBİM DE BİR SANCI  -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin