23-BÖLÜM

1.6K 86 28
                                    


"Bir kelebek ağrısıydı.
Vakit dardı, mevsim hicazdı.
Yetişmem gereken bir ölüm,
Kaçmam gereken bir hayat vardı."



Eslem son zamanlarda sürekli yaptığı gibi, yine pencere önüne kurulmuş, ağaçlarda öten kuşları izliyordu. Öylece.. Hiçbir şey yapmadan. Halbuki önceden boş boş oturduğu olmazdı. Elini ve zihnini meşgul etmeyi daima severdi. İşte bu yüzden ondaki bu değişikliğin, dayısı ve teyzelerinin gözünden kaçmadığının ve bunun onları endişelendirdiğinin farkındaydı. Onları üzmek istemese de neşeli davranacak onların arasına katılacak mecali yoktu. Ayrıca onlardan utanıyordu. Savaş ile olan evliliğini öğrendikleri günki tepkileri dün gibi aklındaydı. Üstelik o zaman onun bir suçu yoktu. Ama şimdi...

Şimdi tepeden tırnağa suçlulukla kıvranıyordu.

Acı çekiyordu. Onlara bunca kötülüğü ve hakareti reva gören adama duyduğu hisler yüzünden acı çekiyordu. Ama biliyordu. Savaş ailesinin düşündüğü gibi kötü bir insan değildi. Çok kötülüğe sebep olmuştu. Evet. Ama Savaş bunlardan ibaret değildi. Kimsesiz çocukları mutlu edecek kadar merhametli, onlara salıncak kuracak, oyunlar oynayacak kadar ince düşünceliydi. Anneannesine karşı tutumu da çok güzeldi. Ona karşı sevgisi ve saygısı takdire şayandı. Hastanede aç olduğunu düşünüp ona yemek getirecek kadar düşünceli onu rahatsız etmeyecek kadar saygılıydı. Belki ona kıyamayan yanı onu kayırıyordu. Ama Savaş'ın, onu tanımadan önce düşündüğü gibi acımasız bir canavar olmadığını artık biliyordu. 

Savaş, kalbin de bir sancıdan ibaret olmayacağını söylemişti. Ama Eslem biliyordu ki bu mümkün değildi. Yaptıklarını unutup ona gidemeyecek kadar gururluydu. Onların nefret ettiği bir adamı kabul edemeyecek kadar ailesini önemsiyordu.


Telefonunun sesini duyana dek bunları düşündü durdu. Nihayet düşüncelerinden sıyrılıp telefonunu eline aldığında Savaş'ın aradığını gördü. Telefonu tekrar elinden bıraktı. Açmamalıydı. Açmaması gerekiyordu.

"Efendim?"

Kendine mağlup olup telefonu açtığında ondan bir ses bekledi. Kalbinin çarpıntısı kulaklarını uğuldatıyordu. Savaş konuştuğunda onu duyabildiğine şaşıracak kadar uğulduyordu hemde.

"Işıl benim bu hayattaki en değerlimdi. Ondan başka kimsem yoktu. Onu kaybetmem kimsenin suçu değildi. Acıdan ve öfkeden gözümün karardığını yeni yeni anlıyorum. Gözümün kimseyi, hiçbir şeyi görmediği zamanlardı. Kendime nefretimi kusacak birini bulmam hiç zor olmamıştı. Kardeşim, Ahmet'e olan umutsuz aşkı için kendinden vazgeçmişti. Ve tüm suç Ahmet'indi. Tüm kinimi, öfkemi, nefretimi ona yöneltmem zor olmadı. Onun canını yakmak, onu mahvetmek için inanılmaz bir arzu duyuyordum. Bunun için elimden geleni ardıma koymayacak kadar hemde. Onun bir suçu olmadığını artık biliyorum. Tek suçlu bendim. Benim. Sana yaptıklarım için, ailene yaptıklarım için çok özür dilerim. Çok geç oldu ama hatalarımı gördüm. Seninle bir şansım kalmadığını kabul ettim. Bende olsam, sevdiklerimin canını yakan kim olursa olsun onu affetmezdim. Sende beni affetme Eslem. Beni affetme ama bil ki ben hatalarımın bedelini s sensizlikle ödemeye başladım ve ömrümün sonuna kadar ödeyeceğim. Affetme beni. Ama ne olur unutma da. Öfke ve nefretle bile olsa hatıralarında yad et beni. Çünkü ben seni ömrümün sonuna kadar hatıralarımda yaşatacağım."

"Nedenböyle konuşuyorsun Savaş?" diye sordu Eslem endişeyle. Sebebini bilmiyordu ama Savaş'ın veda eder gibi konuşması onu endişelendirmişti. Üstelik ondan vazgeçmeyeceğini ima etmişken.

"Nerdesin sen?"

"Emniyet merkezindeyim. Teslim olmaya geldim."

"NE?"

KALBİM DE BİR SANCI  -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin