2. BÖLÜM

2.8K 124 22
                                    


Cesur bir kız değildi Eslem. Hiçbir vakitte olmamıştı. O kitaplarda okuduğu hayran olunası kahraman kadınlardan biri olmayı çok istese de, hamurunda yoktu..

O hep temkinli davranırdı. Teyzesi Zeliha gibi herkese meydan okuyamaz, ya da Zehra gibi istediklerinin peşinden koşamazdı. Öyle olmayı çok istese de olamazdı. Her attığı adımın sonuçlarını hesaplar, her daim düşünerek hareket ederdi. Bu özellikleri sayesinde bugüne dek başını herhangi bir derde sokmamıştı. Şimdi ise, hiçbir suçunun olmadığı bir sebepten sınanıyordu. Sadece kendisi de değil üstelik. Bu hayatta sahip olduğu üç insanda sınanıyordu. Ne kadar kendini suçlasa da, aslında hiç suçu olmayan dayısı,  teyzeleri ve kendisi. Hepsi yaşamamaları gereken şeyler yaşamış, ve hala yaşamaya devam ediyorlardı.

Eslem mesela. Hayatında ilk kez bir adamın dokunuşuna maruz kalmıştı. Aklı ermeye başlayan yaşlardan beri kendini sakınırdı o. Halbuki şimdi sınırları bir bir ihlal ediliyordu. Bir adamın dokunuşu tenini dağlıyor, bir başka adamın haddinden fazla olan yakınlığı tüylerini diken diken ediyordu.

Bir kaçış yolu bulabilmek için etrafına bakındı. İnsanlar, sanki bir tiyatro oyunu izliyormuş gibi pervasızlardı. Ne Eslem 'in ne de dayısının içinde bulundukları zor durum umurlarında değil gibiydi. İnsanlar ne zaman bu denli zalim olmuştu?

Kimsenin ona yardım etmeyeceğini anladığında ardına baktı. Havuzun  hemen kıyısındaydı. Tek bir adım atsa havuzu boylayacağının bilincinde, çaresizce gözlerini yumdu. Fazla yakınında duran adamın soluğu tenini acıtırken, midesinin bulandığını hissetti. Bu kadar yakınında durmak zorunda mıydı?

"Üç etti." diye fısıldadı genç adam. Sanki sadece ikisinin bildiği bir sırrı dile getiriyordu.

"Ve bil diye söylüyorum küçük kız. Bununla da sınırlı kalmayacak."

Tenine çarpan soluğun uzaklaştığını hissettiğinde nihayet gözlerini açabildi Eslem. Fark etmeden tuttuğu nefesini bıraktı.

"Bırakın gitsinler."

Bu iki kelime Eslem'in kalbini müthiş bir rahatlama hissi ile doldururken,

"Sen ne aşağılık bir adamsın" diye Savaş 'ın üzerine yürüdü Ahmet.

Eğer Eslem "dayı!" diye öne atılmasaydı belki çok kötü şeyler olacaktı.

Ahmet Eslem' e kısa bir bakış attıktan sonra Savaş 'döndü.

"Eğer Allah' tan korkmasaydım. Seni şuracıkta gebertirdim!"

Ardından Eslem 'in yanına gelerek, başıyla "Hadi" anlamında kapıyı işaret etti ve birlikte oradan uzaklaştılar.

Savaş ise az önce gözden kaybolan kızın ardından, sanki onu görebilirmiş gibi kapıya baktı ve sıradaki, dahası en etkili kurbanını gözüne kestirmenin verdiği keyifle arkasına yaslandı.

***

"Ağabeyim beni eve kapattı. Çok kızgın. Beni burdan kutarman gerek Savaş."

Zehra gözü kapıda yakalanmamak için fısıltıyla konuşurken, onun bu halini görmese de gözünün önünde canlanan sahneye gülümsedi Savaş.

"Ağabeyin nerden öğrenmiş ki ilişkimizi?"

Aslında bunun cevabını tahmin ediyordu Savaş. Sadece emin olmak istiyordu.

"Yeğenim söylemiş ona. Eslem."

Duyduğu isimle yerinde doğrulurken ses tonunun umursamaz çıkması için dikkat etti.

"Senin yeğenin mi varmış?"

"Evet. Rahmetli ablamın kızı. Bizimle yaşıyor. Herşey o boşboğazın başının altından çıktı işte."

KALBİM DE BİR SANCI  -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin