15. BÖLÜM

2.2K 127 38
                                    

Eve geldiklerinde, kimse yoktu. Muhtemelen Makbule Hanım diğer torununa gitmişti. Çalışanlar ise çoktan evlerine dağılmış olmalıydı.

Ne Eslem, ne de Savaş yol boyu tek kelime etmemiş, sessizliğin kendilerini boğmasına izin vermişlerdi.

Eve geldiklerinde de durum değişmemişti. Eslem geldiği gibi odasına çıkarak , olası bir tartışmayı engellemişti. Çünkü biliyordu ki  Savaş 'ın yanında dursa, kesinlikle kendine hakim olamaz ve patlardı. Ama o artık tartışmak istemiyordu. Bunun için fazlasıyla yorgundu.

Odasına kapanıp, tekli koltuğa oturup kaldığından beri kaç saat geçmişti bilmiyordu. Uzun uzun düşünce denizlerinde yüzmüş, kapının tıklanması ile anca toparlanabilmişti.

İçeriye Savaş 'ın girdiğini gördüğünde, bundan rahatsız olduğunu belli ederek ayağa kalktı.

"Bak! Artık başka birşey duymak istemiyorum. İstediğin gibi buradayım. Dayım herşeyi öğrendi ve perişan oldu."

Son söylediğinin doğruluğunun bilincinde olmak, boğazına koca bir yumrunun oturmasına neden oldu.

"Hem istediğin gibi, Makbule Hanım 'da  birşey öğrenmedi. Artık beni rahat bırak. Git ve zaferinin tadını çıkar."

Savaş, tek kelime etmeden genç kızı dinledi. Onun söyleyecekleri son bulduğunda "Bitti mi?" diye sordu. Sesi düzdü. Herhangi bir duygu barındırmıyordu.

"Bitti!" diye yükseldi Eslem. Bu adama nasıl tahammül edebiliyordu? Ona "yılın em sabırlı insanı" ödülünü vermelilerdi.

"Hadi! Aşağı in. Akşam yemeği vakti."

Ona inanmayan gözlerle baktı. Ciddi olduğunu anlayınca ise elbette teklifini reddetti.

"Sana afiyet olsun. Aç değilim ben."

Bu kesinlikle doğru değildi. Çünkü Savaş yemekten bahsederken bile genç kız ne kadar aç olduğunu fark etmişti. Tabi bu, bu adamla yemek yiyeceği anlamına gelmiyordu.

"On dakikaya aşağıda olursan sana çok önemli birşey anlatacağım. On birinci dakika da şansını kaybedersin ona göre"

Savaş, genç kızın içine merak tohumunu salıp odadan çıktığında, onun geleceğinden emindi. Çünkü adını koyamadığı bir his Eslem 'in, onun hayatını merak ettiğini söylüyordu.

Dokuzuncu dakikada genç kızın aşağı inip yemek masasına oturması ise içindeki bu hissin haklılığını ispat ediyordu.

"Geldim işte. Anlat ne anlatacaksan."

"Önce yemeğini yemelisin. Sonra konuşuruz."

Eslem önündeki sebzeli makarnaya çevirdi bakışlarını. Sofra da ondan ve içecek olarak ayrandan başka birşey bulunmuyordu. Bu yemeği Emine Hanım 'ın yapmadığını düşündü. Çünkü  Emine Hanım yemek yapınca, en az üç çeşitle donatırdı sofrayı.

" Bakma öyle. Ben yaptım yemeği."

Duyduğu itirafla birlikte şaşkınlıkla Savaş' a çevirdi bakışlarını.

"Emine , kimsenin evde olmamasını fırsat bilmiş herhalde. Hiç yemek yapmamıştı. Ben de en çabuk makarna pişer dedim. Ve görüyorsun.."

Eslem  kocaman açılmış gözleriyle ona bakmaya devam edince yerinde rahatsızca kıpırdandı genç adam.

"Beğenmediysen dışarıdan birşeyler de söyleyebiliriz."

Eslem nihayet bakışlarını genç adamdan alarak tabağına çevirdi. Makarna güzel görünüyordu. Üstelik sunumu da özenliydi.

KALBİM DE BİR SANCI  -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin