3. BÖLÜM

2.4K 117 16
                                    

   Duyduğu şeyi idrak ettiğinde ateşe değmiş gibi geriye doğru kaçtı Eslem. Dehşetle bakan gözleri ve geri geri giden ayakları bile, bu fikir karşısında hissettiklerini açıklamaya yetmezdi.

"Bana evet demek zorundasın. Aksi takdirde o ahmak teyzen yarın bu saatlerde karım olur, akşamında herşeyi öğrenir. Ve muhtemelen gece yarısına doğru ona oynadığım oyunun ağırlığını kaldırmayıp intihar eder. Bunu yapacak kadar budala olduğunu sende biliyorsundur."

Biliyordu... Teyzesinin bile isteye kendini ateşe atabileceğini de biliyordu. Bu adamın içinde toz zerresi kadar merhamet olmadığını da. Yine de bu adamla evlenmeyecekti. Düşüncesi bile kanını dondurmaya yeterken bunu yapamazdı.

" Ne istiyorsanız yapın. Ben onu defalarca uyardım. Şimdi bile isteye yanmak istiyorsa onun için  kendimi feda edecek değilim."

Savaş duydukları karşısında şaşırmadı elbette. Onun bu kadar kolay kabullenmeyeceğini tahmin etmişti.

"İyi düşün. Yarına kadar süren var. Yarın saat bir de seni benim evimde bekliyor olacağım. "dedi genç adam ve Eslem 'in bir yanıt vermesini beklemeden gitti.

O gider gitmez Eslem' in taviz vermediği güçlü duruşu yıkıldı. Derman kalmayan bacaklarının onu daha fazla taşıyamayacağını hissederek olduğu yere çöktü. Ne yapıp edip Zehra 'yı durdurmalıydı. Bunu nasıl yapacağını bilmiyordu ama bir yolunu bulmalıydı...

***

Bitmek bilmeyen saatlerin sonunda nihayet eve geldiğinde öncelikle vakit geçmeden akşam namazını kıldı. Ardından başlarındaki belaların defi için biraz Kuran- Kerim okudu. Kuran'ını yerine bıraktığında içi biraz olsun huzurla dolmuştu. Şimdi Zehra ile konuşabilirdi.

Hala ev hapsinde olan teyzesinin odasına girdiğinde etrafa bir göz attı. Ahmet onun telefonunu aldığı halde, o adamla nasıl haberleşebiliyordu?

"Ne istiyorsun? Neden geldin?"

Ona hala öfkeli olan teyzesinin yanına yaklaştı ve onun karşısına bir sandalye çekip oturdu.

"Savaş Sancaktar ile evleniyormuşsun duyduğuma göre. Bir hayırlı olsun demek istedim."

Zehra 'nın renginin attığına an be an şahit olurken, Savaş' ın söylediklerinin yalan olduğu umudunu kaybetmişti.

"Ne saçmalıyorsun sen?

"Hiç boşuna inkar etme. Yarın onunla evlenmeyi planladığını biliyorum. Ama sakın umut etme. Çünkü şimdi dayıma gidip herşeyi anlatacağım" diye ayaklandı Eslem. Tabi ki blöf yapıyordu. Son olanlardan sonra dayısı bunu da öğrenirse kesinlikle gider o adamı öldürürdü. Ya da Allah muhafaza! O cani adam dayısına kıyardı.

Odadan çıkmak için kapıya davrandığında Zehra 'nın kolunu tutmasıyla durdu ve ona baktı.

"Eğer gidip ağabeyime birşey anlatırsan, kendimi öldürürüm. Yemin ediyorum bu gece öldürürüm kendimi."

Zehra' nın gözlerinde gördüğü saf kararlılık Eslem 'i şaşkınlığa uğrattı. Bu kız ne zaman bu kadar korkunç biri olmuştu.

"Kes saçmalamayı!" diye bağırdı Eslem. Allah' a şükür ki evde onlardan başka kimse yoktu.

"O adam seninle oyun oynuyor ahmak! Seni sevdiği falan yok. Herşey bir plan. Kurgu. Anlamıyor musun? Bu kadar kör müsün gerçekten."

Zehra birşey söylemeden hızla komidinin üstündeki su bardağını tuttuğu gibi duvara fırlattı ve Eslem daha olayın şokundan çıkamadan büyük bir cam parçasını boğazına dayadı.

KALBİM DE BİR SANCI  -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin