SIR PERDESİ ARALANIYOR (7. Bölüm)

26 2 0
                                    

Müdür Kemal Bey odasında velilerden gelen cinayetle ilgili telefonlara cevap veriyordu. Hem sinirli hem kızgındı Çünkü arayan her Veli çocuğunu okuldan alıyordu ve okulda birkaç gün sonra neredeyse hiç bir öğrenci kalmayacaktı. Kemal Bey işsiz kalacağı korkusuyla ne yapacağını üzgün üzgün düşünmeye başladı. Çaresizdi ne yapacağı ile ilgili hiçbir Fikri yoktu artık çıkmaz sonra ulaşmıştı fakir fukara bir hayat onu bekliyordu. Karısı Çocukları evde ondan ekmek bekliyorlardı daha küçük oğlu okula yeni başlamıştı, onun bir sürü eğitim masrafı vardı nasıl karşılayacak da o kadar pastel boya masraflarını, resim defteri masraflarını, kağıt kalem kalemlik. O her şeyi düşünmeye başlamıştı, başka okulda iş bulabilir miydi? Hayır zaten senelerdir işsiz kalıp bu okula Müdürü olmuştu şimdi işten atıldığı zaman ne yapacaktı? Üstelik kardeşi Antalya'ya üniversite okumaya gitmişti. Ona para gönderiyordu, şimdi ona bu durumu nasıl açıklardı. Ardından yanaklarından bir damla gözyaşı süzüldü. O an çıkmaz sokağa girdiğinin kanıtı, bilgisayarın monitörüne yansıdı. İl milli eğitim müdürü müdüre mail atmıştı

OKULUNUZDA BULUNAN "ŞEYMA KILINÇ" İSİMLİ ÖĞRENCİNİN HAYATINI KAYBETMESİ, "SELİM DEMİR" VE "İPEK YALÇIN" İSİMLİ ÖĞRENCİLERİN NEDENSİZ BİR ŞEKİLDE KAYBOLMASI GEREKÇE EDİLEREK OKULUNUZ, YARIN SAAT 12.00 CİVARI MÜHÜRLENECEKTİR, OKULU BOŞALTMANIZI ARZ EDİYORUZ

Nasıl olabilirdi, zar zor iş bulduğu okul mühürlenecekti, bir daha iş bulması artık imkansızdı, ne yapacaktı, çocuklarına nasıl bakacaktı, kardeşine nasıl para gönderecekti. Gerçekten artık Yolun sonu gözükmüştü. Hemen nöbetçi öğrenciyi çağırdı Ona bütün sınıftaki öğretmen ve öğrencilerin Konferans Salonuna acilen inmesi gerektiğini söyledi nöbetçi öğrenci hiçbir şey anlamayarak herkesin Konferans Salonuna çağırdı.

Kayra'nın anlatımıyla..

Normal bir şekilde edebiyat dersi görüyorduk. Daha sonra birden nöbetçi öğrenci nedenini bilmediğimiz bir şekilde sınıfa geçti ve bütün Öğretmen ve öğrencileri konferans sonra topladığını ve bizim de inmemiz gerektiğini söyledi. Aşağı inerken acaba Benim bir suçum var mı diye düşünmeye başladım. Aşağı indim, kendime en önden bir yer kaptım. o sırada otururken Acaba dedim Benim suçum var mı? Bu soruyu kendime tekrar sormuştum. daha sonra Müdür bey sahnede gözüktü. Üzgün olduğunu bakışlarından bile anlıyordum, ama neden üzgün olduğunu çözemiyordum. Birden konuşmaya başladı
-Çocuklar bildiğiniz gibi Şeyma Kılınç vefat etmişti iki gün önce, Şimdi de İpek ve Selim kayıp. O yüzden İl Milli Eğitim Bakanı bana mail attı. Yarın saat 12'de Okulu mühürlüyecekler yani Okulumuz artık kapanıyor. Hepiniz girdiğiniz LGS puanınıza göre başka bir okul seçebilirsiniz ve ve orada okuyabilirsiniz. artık bu okulda okuyamazsınız. Büyük ihtimalle de bu birbirimizi son görüşümüz olacak. sizin Bazılarınızı sevdim, bazılarını sevmedim. İyi kötü günlerimiz oldu. Beni unutmamanız dileğiyle görüşürüz. Çocuklar Bu arada eşyalarınızı sakın okulda bırakmayın. Çünkü bir daha almanız imkansız olacaktır. Şimdi hepiniz eşyalarını toplayıp evlerinize dağılabilirsiniz ve yarında Gideceğiniz okulun seçimini yapabilirsiniz. Nasıl yapacağınızı internetten size atacağım Maildeki gibi yaparsınız. İnşallah gittiğiniz lise de bu lise gibi güzel olur. İnşallah Hepinize iyi yerlere gelirsiniz çocuklar. Elveda hepinize...
Şoke olmuştum. Nasıl oluyor da Okulumuz kapanıyordum Evet Şeyma öldü Selimle İpek'te kayıp, ama okulun kapanacağı Aklıma hiç ama hiç gelmemişti. Ya şimdi İpek'in kaydı nereye alınacaktı. bulunduğu zaman inşallah canlı ise beraber aynı okulda okuyamayacak mıydık. Onu bunu geçtim, Acaba şu an yaşıyor muydu? Ne olmuştu, Ne diyeceğimi bilemedim, ağlamak istedim ama Gözyaşım nedensizce çıkmadı. Hemen bütün eşyalarımı toplayıp eve gittim. Ailem beni nedensiz bir şekilde hemen yanlarına aldılar ve benimle önemli bir şey konuşacaklarını söylediler. Bana bir kişinin öldüğü, 2 kişinin kayıp olduğu bir okulda artık okuyamayacağımı, O yüzden okul kaydımı Yarın hemen aldıracaklarını ve sınav puanına göre başka bir okula yerleştireceklerini söylediler. Ben ise alaycı bakışlarla zaten yarın okulun kapanacağını ve bir daha asla okula gidemeyeceğimi, milli eğitim bakanının okulu mühürleyeceğini söyleyip hemen odama gittim. Okulda çıkmayan Gözyaşlarım nedensizce Bardaktan boşanırcasına çıkmaya başladı. Ağlıyordum, ben okulumu çok seviyorum çünkü, başka okula nasıl alışacaktım. Orada nasıl yaşayacaktım, ya bana zorbalık yaparlarsa, ya benim eşyalarımı çalarlarsa. Ağladım. Sadece ağladım. Ama ben bir söz vermiştim ve sözümü tutmak zorundaydım. Yarın sabah erkenden okul mühürlenmeden okula gidecek ve bu gizemi çözecektim. Sabah erkenden kalktım ve aileme gezmeye gideceğimi söyleyip okula gittim. Okula vardığımda okulun kapısı kilitliydi, camdan girmek gibi bir çılgınlığı ise yapamazdım. Şükürler olsun ki müdür, okul çıkışı kapıyı kilitleme görevini bana vermişti o yüzden okulun anahtarı bendeydi. Hemen kapıyı açtım ve okula bir süratle girdim, hemen en üst kata çıktım, incelediğimde hiçbir şey bulamadım ama belki suçlu gelir diye hemen bir yere Saklandım. 2,5 saat boyunca orada bekledim, iyiki yanıma yiyecek su almıştım yoksa susuzluktan bayılırdım herhalde. Nihayet 2,5 saatin sonunda bir ses duydum ve kafamı Saklandığım yerden biraz çıkartıp baktığım zaman O suçlu olduğunu fark ettim. Evet oydu, gerçekten suçluyu görmüştüm, yüzünü elini ayaklarını, ama bu kişiyi hiç okulda gördüğümü hatırlamıyordum, yaşı yaklaşık 19 20 civarındaydı. Aynı Burak'ın dediği gibi o Pencereden girmişti, daha sonra gördüğüm şeyler karşısında resmen dehşete düşmüştüm. İpek, Selim ve yanlarını tanımadığım bir tane daha kız vardı. Onları hemen Oradaki bir Odaya koydu. Daha sonra şüphelenmiş olacak ki bütün katı gezmeye başladı, beni fark etmesin diye çöp kutusuna girmek zorunda kaldım, üstüme de birkaç çöp yerleştirince resmen Kamufle olmuştum. geri zekalı beni bulamayınca odaya gitti ben de Nihayet berbat çöp kutusundan çıktım. Üstüm başım aynı berbat kokuyordu. Ama işime devam etmeliydim, hemen onların olduğu odaya yaklaştım ve onları gizlice izlemeye başladım. Adamın konuşmalarını duyunca resmen bayılalacaktım.
- Evet ağabey ne oldu? ... Yeni bir böbrek mi lazım? ... Kan grubu ne olacak? ... AB Rh pozitif ... Bende bir tane var, 16 yaşında kız uygun olur mu? ... Olur diyorsun Tamam hemen şimdi çıkartıp getiriyorum bir buçuk saate oradayım
Neler diyordu Bu adam? Aynı Şeyma'ya yaptığı gibi İpek'in de böbreklerini mi alacaktı? Buna ölsem bile izin vermezdim. Kalkıp adama doğru gitmeye başladığım o anda vucüdümün çökmeye başladığını hissettim, elimi bile oynatamıyordum, aşırı fazla olan duygu geçişlerinde bilinç kaybı olabilirdi ama bu umrumda bile değildi, ben İpek'i kurtarmalıydım. Birden gözlerim kapandı, gözlerimi açıp baktığımda adam İpek'in böbreklerini organ taşıma kutusuna koyuyordu. Tam odaya girecekken Burak arkamdan yaklaştı ve sıcak nefesiyle bana
-Sen dur ben hallederim
Deyip odaya daldı ve adamı tek eliyle boğazından yakalayıp duvara yapıştırdı. Adamı öyle tutarken ben odada uyku ilacı gördüm. Hemen iğneye doldurup adama zorla da olsa enjekte ettim. Adam hemen uyudu, bende İpek'in durumunu kontrol ettim. Şeyma'nın durumuyla aynıydı, gözlerimden yaşlar aka aka, sonunun Şeyma'ya benzememesi dileğiyle hemen yaralarına pansuman yapmaya başladım. Burak'a ambulansı arattırdım.
- ****** isimli Fen lisesinin en üst katında 1 yaralı var, acilen AB Rh pozitif böbrek nakline ihtiyacı var, şuan pansuman yapıyorum.
Ambulans hemen geldi, bende ambulans gelir gelmez Selim ve tanımadığım kızın ellerini ayaklarını ve ağızlarını çözdüm. Ambulanstakiler Suçluyu da götürdüler. Herkes okuldan çıktı, en son benle Burak çıktık. Ona nasıl beni bulduğunu sordum. O da bana
-Hissettim
Dedi. Anlayamamıştım, daha sonra yeni okuluma kayıt olmak için okula gideceğimiz saatin geldiğini gördüm. Burak'a söyleyip eve telaş içinde koşmaya başladım...

NABIZ (N1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin