EN SEVDİĞİM RENK (26. Bölüm

26 3 8
                                    

"Başka Hiçbir Renge Baktığım Zaman İçinde Kaybolmuyorum Ki"

İpek'in anlatımıyla..

"Daha kaç saat böyle duracağız" demek istiyordu beynim Kaan'a. Ama kalbime söz geçiremiyordu. "Gitme!" Diyordu kalbim bana. Kalbimi dinledim, gitmedim. Kılımı bile kıpırdatmadan Kaan'ın yanı başında durdum öylece. Sarıldım ona, sımsıkı sarıldım hem de. Kokusunu doya doya içime çektim. Burnumda bayram havası vardı sanki. Bana dokunduğu her yerimi yakıyordu. Kaan,
- Artık gidelim
Dediği zaman
- Gidelim
Deyiverdum birden. Pişman olmuştum öyle dediğime ama bir kere demiştik. Ona sardığım kollarımı istemeye istemeye çektim. Sol elimi kuma dayandırarak ayağa kalktım. Kaan da benimle beraber kalktı. Elimi tutmam için avucu yukarı bakacak şekilde elini bana uzattığı zaman elini zevkle tuttum. Beraber kumların üzerinde yürüyerek arabaya doğru yürümeye başladık. Kendime inanamıyordum, daha dün kendi halinde sıradan bir kızdım, ama şimdi gece bir adamın koynunda uyumuş bir kızdım. 6 yıllık hasretin sonunda böyle şeyler olabiliyormuş demek ki. Bu sefer arka koltuk yerine ön koltuğa oturmuştum. Beraber bir süre yol aldıktan sonra Kaan,
- En sevdiğin renk ne?
Diye sordu bana.
- Senin gözlerin
Dedim. Öyleydi çünkü, onun öyle gözleri vardı ki bir baktın mı gözlerini ayıramıyorsun. Gözleri elmas gibi parlıyordu. Cevabım üzerine gülümsedi Kaan. O kadar şey yaşamıştık ama hâlâ inanamıyordum, ben 6 yıl önce onunla olabilmek için o kadar emek vermiştim ve şimdi sevgiliydik. Ona sahip olmanın duygusunu sadece ben bilebilirdim.
- En sevdiğin renk gerçekten benim gözlerim mi?
- Başka hiçbir renge baktığım zaman içinde kaybolmuyorum ki
Cevabımın ardından içten güldüğünü duyabiliyordum. Resmen kıkırdamaya başlamıştı
- 8. Sınıftayken benden gizli yaptığın bir şey var mı?
Diye sorduğu zaman Kaan acaba hangi olayı anlatsam diye düşünmeye başladım.
- Aslında var
Dedim ve anlatmaya başladım
- Bir keresinde havanın sıcak olduğu bir günde beden dersiniz vardı ve sen yün ceketinle gelmiştin. Beden dersine çıkarken de ceketi sınıfta bırakmıştın. Ben de sizin iki beden dersiniz arasındaki teneffüste sınıfınıza gizlice girip kapıyı kilitledim ve ceketini alıp deliler gibi koklamıştım. Biliyorum köpek gibi ceket falan koklamak saçma geliyor ama ne yapayım çocukluk aşkı. Senin var mı?
- Aslında bir tane var, hani ben senin saçını hayvan gibi çekmiştim hatırladın mı?
- Aynen hatırladım daha sonra ben 2 hafta saçımı yıkamadım
- Dur bir dakika ben anlatıyorum. İşte ben senin saçını çektikten sonra elimde kalan saç tellerini kilitli poşete koyup 3 yıl saklamıştım. Daha sonra taşındığımız zaman taşınma telaşıyla saçın malzemelerin arasında kayboldu.
- Sen beni saçımı saklayacak kadar seviyor muydun?
- Aklının alamayacağından daha fazla
Dediği zaman utandım ve sonra kulağına yaklaşıp
- Seni seviyorum
Diye fısıldadım. Gülümsedi, Allah'ım Yunan heykeli gibi adamı benim iki kıytırık sözlerim gülümsetebiliyor sen bana nasıl bir kudret verdin Yarabbim
- Evin nerede
Dediği zaman ön camdan önce nerede olduğumuza baktık. Eve çok yaklaşmıştık.
- Şurdan sağa dön sonra ilk sağdan git göreceksin evi zaten
Dedim. Sonra bütün gece elime telefonumu almadığım aklıma geldi ve çantamı karıştırıp telefonumu buldum. Açtığım zaman cevapsız çağrılar olduğunu görünce rehbere girdim ve ne göreyim
"Aşkım"
Diye kaydetilmiş biri. Sinirle Kaan'a döndüm
- Sen benim telefonumu ne ara aldın!
Dedim. Tekrar gülümsedi ve
- Sen bütün gece horul horul uyuduğun için anlamamışsın demek ki
- Peki sen beni nasıl kaydettim?
- "Varoluşsal Sebebim" diye
- Gerçekten mi?
Dedim şaşırmış bir şekilde
- Şaka şaka "Aşkım" diye
Dedikten sonra nedense içime bir su serpildi. Çok gereksiz bir su serpilmesi yaşamıştım aslında, beni "Varoluşsal Sebebim" diye kaydetse ne olur ki?
- Evin neresi etrafa baksana
Dediği zaman yan cama kafamı çevirdim ve apartmanımızın kapısını görünce
- Dur
Dedim. Durduğu zaman tam arabanın kapısını açtım ve tam inecekken içimdeki bir sesi dinleyip geriye döndüm ve Kaan'ı yanağından öptüm. Sonra arabadan indim ve camdan el salladım. O da bana el salladı ve arabayı çalıştırıp uzaklaşmaya başladı. Benden her uzaklaşışında kalbimde bir sızı oluşuyordu. Kalbim onsuzluğu kaldırabilir miydi bilmiyorum. Ben buna nasıl dayanacaktım.
- Ohaa kızım 6 yıl önceki Kaan o mu? Oha nasıl buldunuz birbirinizi?
Nesli'nin bağırmasıyla irkildim ve arkamı döndüm
- Kızım otomatiğe bas geliyorum her şeyi anlatacağım
- Tamam
Deyip balkondan içeriye koştu. Bir süre sonra da zil sesiyle apartman kapısı açıldı. Kapıdan girdim ve koşarak dairemize gittim. Vardığım zaman ayakkabılarımı çıkarıp ayakkabılığa fırlattım ve Nesli ile beraber odamıza gittik. O kendi yatağına ben kendi yatağıma oturdum ve bir ayağımın üzerine oturmuş bir şekilde anlatmaya başladım. O sırada da Nesli de törpü yapıyordu.
- Kız bak şimdi Ceyda ikide bir Kaan da Kaan, Kaan da Kaan bahsedip duruyordu ya
- Hıı
- Kız o Kaan benim Kaan'mış. Şimdi bunlar dün bizim restorana geldiler ve ben Kaan'ı görünce şok. Tabi ben bunu Kaan'dan gizlice Ceyda'ya anlattım ve Kaan'a anlatmamasını söyledim. Sonra Ceyda Kaan'ın yanına gitti, ben de bunların önceden sipariş verdiği kahveleri hazırladım. Sonra siparişleri onlara getirirken ne duyayım. Ceyda Kaan'a "İpek seni seviyor" dedi. Ben de inkar ettim tabi. Daha sonra Kaan Ceyda'ya "Niye benim duygularımla oynuyorsun" falan diye cırladı
- Oha o da seni mi seviyormuş?
- Hem de benin gibi 8. sınıftan beri
- Vay anasını be biz bunu nasıl anlayamamışız. Neyse anlat sen
- İşte Kaan Ceyda'ya sinirlenince içeri Kayra girmesin mi? "Sen benim kardeşimle hem sevgili ol hem de ona bağır" diye bağırdı.
- Kaan'la Ceyda'yı sevgili mi sanmış?
- Aynen kızım ortalık iyice karıştı. Daha sonra Kayra Kaan'ı dövmesin diye "Kaan benim sevgilim" deyiverdim birden. Sonra işte Ceyda Kayra'yı çekiştirerek götürdü. Sonra Kaan'la baş başa kaldık
- Eee öpüştünüz mü?
- Yok kızım benim elimden tuttu ve beraber arabasına gittik. Sonra arabasıyla bizi böyle ıssız bir sahile götürdü.
- Sonra?
- O da bende kalsın
Dedim sesli harfleri uzatıp biraz şimararak.
- Vaay benim romantik kankam
- Ve kızım çok daha iyi bir haberim var
- Ne oldu
- Kızım İpek Aydoğdu. Çok yakışıyor lan
- İpek Aydoğdu. Off ateş ediyor kanka
- Aynen ya İnşallah çabucak evleniriz
- Höst kızım daha dün kavuştunuz ne çabuk evlilikten bahsediyorsun
- Ne be evlenecem ben onunla. Kızım köpek gibi aşığım diyorum.
- İyi evlen de şahidin ben olacam
- Elbette sen olacaksın kanka. Dükkanı açmadın mı?
- Sen olmayınca açmadım
- Kanka geldim işte git giyin açalım
- Tamam beni bekle
Sonra Nesli kalkıp giyinmeye gitti. Ben de o sırada telefonumdaki bütün uygulamalarda acaba Kaan'ın bıraktığı bir iz var mıdır diye aramaya başladım. Bütün uygulamaları gezindikten sonra en sona galeri kaldı. Galeriye de girdim ve gördüklerim karşısında hayrete düştüm. Gecenin bir yarısı Kaan telefonun flaşıyla göğsündeki benim saçımı öperken ki fotoğrafı vardı. Fotoğrafa basılı tutup Whatsapp'tan Kaan'a attım. Sonra fotoğrafın altına "seni seviyorum" yazmamla olanlar oldu
Siz: Seni seviyorum
Aşkım: Ben sen kızarsın diye düşünmüştüm ahahahahajajshsh
Siz: burada romantik bir mesaj atalım sizin yaptığınız bu mu Kaan bey?
Aşkım: Bir dakika bir dakika, biz şuan ilişkimizin ilk kavgasını mı yapıyoruz?
Siz:Dua et de son olmasın Kaan
Aşkım: Neden son olmasın aşkım bir daha kavga etmemizi niye istiyorsun ki?
Siz: son olmasın derken ayrılmayalım diyordum da sen bana aşkım mı dedin?
Aşkım: Evet aşkım değil misin?
Siz: Aşkınım değil mi?
Aşkım: İlk aşkım, son aşkım, en büyük aşkım <3
Siz: Yaaaaa deliii kalbimi çalmasını da biliyor <3
Aşkım:Bu arada Ceyda ile abisi Kayra benden özür diledi gidip te onlara kudurma diye söylüyorum
Siz: Kudurma mı? Ben köpek miyim?
Aşkım: Sen köpek değilsin ama ben sana olan aşkımdan dolayı senin kulun köpeğin olabilirim
Siz: Ya Kaan izin ver de biraz trip atayım
Aşkım: Niye ben gerizekalı mıyım senin kalbini çalıp tripten kurtulmak varken trip yiyeyim
Siz: Ama ben trip atmak istiyorumm
Aşkım: Ben de Kıvanç Tatlıtuğ kadar yakışıklı olmak istiyorum ama hayat İpekböceğim ne yapacaksın işte insana istediğini vermiyor
Siz: İpekböceğim mi?
Aşkım: Evet, aşkımdan daha marjinal olduğu için bunu seçtim
Siz: Bence muhteşem
Aşkım: Eeee sen bana denecek marjinal bir hitap bulsana
Siz: Vallaha aklıma gelmiyor bulursam söylerim
O sırada Nesli bağırmaya başladı
- İpek hadi ben hazırım çıkalım
- Tamam geliyorum
Dedikten sonra Kaan'a son bir mesaj attım
Siz: Benim restorana gitmem gerek öptüm kip baaay
Sonra telefonu çantama koyup kapıya doğru gitmeye başladım. O sırada telefonumdan bildirim sesi geldi, acaba Kaan ne yazmıştı...

NABIZ (N1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin