2023...
Eskiden buralarda bir şeyler yazmak için can atardım, yapardım da. Şimdi de yazmak için can atıyorum fakat yapamıyorum. Beni alıkoyan şeylerin ne olduğunu da az çok biliyorum. Bir şeyleri başarabilmek için can atardım, bir sürü kurgular yazardım. Çabalamak doğamda vardı.
Evet, maalesef yine haklı çıktım. Bu yazıyı günler sonra devam ettiriyorum. Buraya kimi seviyorum diyip yazılar yazdıysam sonu hep hüsranla bitti ve anladım ki tanrı benim ders almam için çok çabalıyor. Ve bu sefer aynı şeyleri yapmayacağım, bu sefer tanrıyı dinleyeceğim. Niye buraya yazmaya devam ettiğim konusunda hiçbir fikrim yok.
Ve sizin de hayatı boyunca depresyonla yaşamış depresif bir kızın yazdıklarını neden okumaya devam ettiğiniz konusunda hiçbir fikrim yok.
Bu yazdıklarımın hepsini nasıl toparlayacağım hakkında da hiçbir fikrim yok. O yüzden benden herhangi bir tavsiye istiyorsanız, lütfen istemeyin. Bana kalırsa hiç kimseden tavsiye istemeyin, kendi tavsiyelerinizi kendiniz oluşturun ve uygulayın bazen aklınız sizi şaşırtabilir. Doğru çıkmasa bile en azından sizin doğrunuz, sizin yanlışınız.
Bir itirafta bulunacak olursam eğer, bu kitabın en başından beri yazılış amacı belliydi.
Bu kitap benim arkamda kalacak olan mirastı, vasiyetti, anlayış için biraz ipucuydu.
Bu kitabın sonu belliydi, benim sonum belliydi. Bu kitap bitince benim de hayatım bitecekti.
Peki bundan neden vazgeçtim?
Hayatım, bir türlü istediğim gibi geçmedi.7 yaşında artık çocuk olmayı bırakmak zorunda kaldım ve olgunlaştım, bu benim için büyük bir depresyondu ve o günden sonra bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı.O günden sonra hiç kimse beni tam anlamıyla anlamadı, çünkü beni tamamen anlayan tek kişiyi kaybetmiştim.
Sevdiği birini kaybeden bu hayattaki tek kişi ben değilim, doğru.
Ama size daha önce de söyledim, bu hayat benim. Bu hayat benim olduğum gibi, bu hayatın acıları da benim, bir başkasının değil.
Sanki hep bunu yapmalıymışım gibi hissettim, sanki doğrunun bu olduğunu düşündüm. Nedenleri,sebepleri hep değişti ama benim bu düşünce kafamdan hiç gitmedi. Bu aptal sevgi eksikliğini birilerini tanıyarak kapatmaya çalıştım, sanki onlar beni sevip benimle ilgilenince, ben gerçekten değerli bir insan olduğumu düşüneceğim ve yetersiz, eksik hissetmeyeceğim, kendimi öldürmeyeceğim diye. Düşünce hep buydu. Tabi bunlar hep kolay olmadı, sevilmek sandığım kadar kolay değildi çünkü hep yanlış insanlara denk gelmiştim. Sürekli kendimi sevdirme çabasıyla uğraşıp durdum, ta ki bu yaşıma kadar.
Artık bazı şeyleri kafama vura vura anladım.
Önemli olan da bu değil miydi zaten? Sonuç değil miydi?.. Nasıl ve ne şekilde olduğunun ne önemi vardı ki?
Eksik ve yetersiz hissetmemek için birileri tarafından sevgi ve ilgi görmeye ihtiyacım yok. İnsanların beni sevmesi için çabalamaya ihtiyacım yok çünkü insanların sevgisine muhtaç değilim. Kendini sevmen ve ayarında egoist, narsist olmanın hiçbir kötü yanı yok, bunu doğruladım.
Buradaki tek önemli kişi benim.
Her zaman yaşımdan daha olgun oldum, yaşım küçükken bile okuduğum o klasikler, ağır romanlar, izlediğim türlü türlü belgeseller, röportajlar.. Hepsi beni bu güne getirdi. Arkadaşlarım... Belki de onları da üzmekten çok korktuğum için bu düşünce yavaş yavaş kafamdan silindi ve buhar oldu. Dedim ki, birileri var. Hayatımda yine de birileri var, yüz üstü mü bırakayım?
İntihar düşüncesi kafamdan tamamen depremden sonra silindi.
Çünkü benim yine canım yandı, bal'ı kaybettim.
Yaşamak zorundayım, çünkü 7 yaşındaki bu kızın birine sözü var.
Yaşamak zorundayım çünkü 18 yaşındaki bu kızın birine sözü var.
Ve siz de yaşamak zorundasınız, kimseye sözünüz olmasa bile.
Hayat bu kadar ucuz değil.
Ne demiştim önceki bölümlerde? Sizin için hiç kimse yoksa bile eva hep bu arada.
Ben kim olursam olayım, ya da siz kim olursanız olun ben sizin için buradayım.
