Ulan ama ne içtik be

179 20 3
                                    

Evin kapısının kırılacak derecede gürültülü çalınmasıyla yerimden sıçradım.Babannem hala boş boş televizyonu izliyordu çünkü kadın duymuyor.KISIK TELEVİZYONU DUYUYOR AMA ŞU GÜRÜLTÜLÜ KAPIYI DUYMUYOR.Yalandan televizyon izliyorsan şöyle de elektrik yakmayalım boşa manyak karı.

Kendi kendimi iyice sinirlendirip ayağa küfrede ede ede kalktım.Babannem tabiki bunu duymuştu ve ayağındaki terligi kafama atması da çok uzun sürmemişti.
Bunu nasıl duydun aq?

Kapıyı hızlıca açıp böğürdüm.
"Ne var lan ne var?"

Jongho:"Noona!"

Ay çikolatalı kurabiyem gelmiş.
"Ah tatlım sen miydin? Söyle Jongho'cum ne oldu yine acaba?"

Jongho:"Acil gelmen lazım yoksa katil olacağım!."

"Ol yavrum ol.Ol da biz de kurtulalım nolursun.Yine noldu?"

Jongho:"Gel de kendin gör!" diyerek kolumdan tuttuğu gibi merdivenlere koşturdu beni.
Bari terlik giyeydim aq.

Neyse ki 3-5 merdiven inince hemen dairenin önüne geliyorduk.Kapı açık olduğu için durmadan içeriye koşmuş olduk.
Salona girdiğimde burnuma gelen iğrenç kokularla ağzımı yüzümü yani olabilecek her deliği kapattım.

"Sıçtınız mı ya bu ne?"

Yeosang:"Şükürler olsun Ye Jun! Şunların haline bak."

Bakmak bile istemiyorum...İğrenç...
Deli gibi içmişler ve ayakta bile duramıyorlar.

"Hadi bu Mingi,Sana,Wooyoung ve Yunho dörtlüsünü anladım da bu hyunglara ne olmuş ya? Bunlar niye bu kadar içmiş?"

Mingi arkamdan koşup bana sarılınca tiksinerek Jongho'nun arkasına koştum.
"Dokunma lan bana it!"

Mingi:"Yeee Juuun-ah! Gel seni bir öpeyim!"

Jongho:"Siktir git lan ağzını yamulturum bak!'

Yeosang:"Ne yapacağız ya?"

"Bunlar ayılana kadar başlarında bekliycez mecbur.Babannem görürse sizi iki saniye daha oturtmaz bu evde."

Yeosang hızla ağzını kapatıp ağıt yakmaya başlarken Jongho'da üstüne atladığı Mingi'yi tokatlayarak kendine getirmeye çalışıyordu

Bir saniye...Bu benim işime gelmez mi? Babannem buraya gelirse bunların kıçına tekmeyi basar ve ben de-Ben mi? Ben ne yapacağım ki o zaman? Bunların gitmesini bu kadar çok mu istiyorum? O zaman neden buradayım?

Yeosang:"Bizimle duracaksın değil mi?" diyerek düşüncelerimden ayırdı beni MelekSang.

"Evet."diyerek onayladım ve Hongjoong'un üstüne atladım.Jongho taktiği işe yarar kesinlikle.Hem intikam alıyorum fena mı?

•••

Yeosang:"Hongjoong hyung da uyudu."

Jongho:"Uyumadı Yeosang hyung uyumadı,bayıldı.Ye Jun noonanın tokadının bu kadar ağır olduğunu bilmiyordum.'

"Ay naptim canım iki saplak attık alt tarafı.Ne huysuzlandınız ya."

Jongho:"Sorun değil noona hatırlamaz zaten o yüzden Mingi'yi dövdüm ya."

"Sen de az değilsin serefsiz bacaksız."

Hongjoong'u Yeosang yatağa yatırmıştı Seonghwa ise koltuğun üzerinde sızmıştı ama zaten sorun başından beri o ikisi değildi.Geriye kalan dörtlü özellikle WooSan çifti çekilecek gibi değildi.
Wooyoung başına hala burada duran babannemin yemenisini geçirmiş dansöz gibi kıvırtırken San ise Hongjoong'un cebinden çaldığı paraları onun üstüne saçıyordu.

Mingi ve Yunho'dan bahsetmek bile istemiyorum.Aşırı dayaktan olsa gerek aynada kendini tanıyamayan Mingi kendi kendine konuşup,yol veriyor hatta sinirlenip yumruk atmaya çalışıyordu.Yunho ise kendini Harry Potter setinde çalışan bir yönetmen olarak görüyordu sanırım.Çünkü gidip gelip uyuyan Seonghwa'ya tokadı basıp doğru yapmadığını söyleyerek bağırıyordu.Ulan çocuk uyuyo aq uyuyo.

Jongho güçlü kaslarıyla Yunho'yu tutup üstüne oturunca ben de Mingi'nin koluna yapışıp odaya çekmeye başladım.Bir anda durup bana baktı.
"Sen..."

"Ne?"

Mingi:"Sen kız mısın?"
Hayatında hiç kız görmemiş galiba davar.Tabi 7 erkekle yaşayınca.

"Hayır erkeğim."

Mingi:"Hıım." diyerek elini çenesinin altına koydu ve beni süzdü.
"Yakışıklısın ama bir ben değilsin zaten kız olsan kesin travestiye benzerdin."

"Jongho bir tur da ben dövsem bir şey olmaz değil mi?" diyerek Jongho'ya döndüm.

Jongho:"Yüzüne yumruğu gecirebilirsin."

Tam elimi kaldırmıştım ki Mingi kolumu tutarak bana yaklaştı iyice.
"Bu arada ismim ne biliyor musun?'

"Bilmiyorum ne acaba sayın ağzına sıçtığım?"

Mingi:"Fix On!" kulağıma bağırdıktan sonra kaçmaya başlayınca sinirlerime hakim olamayıp masanın üzerinde duran çatalı kafasına firlattım.

•••

Hongjoong:"Bir daha...Bir daha asla sizinle içmem.Davarlar,angutlar ne diyeyim size daha?"

"Of sanki sen suçsuzsun."

Hongjoong:"Sonumuzun hastanede bitmeyeceğini düşündüğüm için allah belamı versin ya özür dilerim."

"E napayım sen başlarında durmayınca bi-"

Mingi:"Ulan en olmadık sadist ikiliye emanet etmişiz kendimizi.Jongho ve Ye Jun beni bu hale getirmediyse ben de bir şey demiyorum."

"Sen sus Fix On musun nesin!"

Jongho:"Biz bir şey yapmadık."

Mingi:"Aynen biladerim kafama saplanan çatal da bunu gösteriyor."

"Çatalın üstüne düştün."

Hongjoong:"Hadi o çatalın üstüne düştü peki benim gözüm niye mor aq ha neden yani neden?"

"Mingi senin üstüne düştü."

Mingi:"Yok artık aq."

"Sizin suçunuz icmeseydiniz napayım."

Mingi:"Ulan ama ne içtik be."

Hongjoong:"Of yürüyün hadi ya eve! Zaten diğer ayyaslar uyuyor!"

Sonuç olarak 2 ayık 1 mor gözlü ve 1 sargılı eve döndük.San,Wooyoung,Yunho ve Seonghwa başlarında durmaya dayanamamış Yeosang ile rüyalarının bilmem kaçıncı seysini görüyorlarken biz de gecenin 2 sinde hastaneden beş parasız yürüyerek ayrılmak zorunda kaldık.

(San o kafasına rağmen bütün parayı saklamış)

(San o kafasına rağmen bütün parayı saklamış)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ateez's NeighborHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin