"Gülmeyin şerefsiz piçler!"
Bağırıp yanımdaki elmayı karşıda oturan San ve Hongjoong'un kafasına firlattım.Yunho:"Ben sana demiştim,bak başına aldın belayı."
Wooyoung:"Hissettiklerimi anladın mı şimdi?"
Jongho:"E noona oppası olacak mısın?" diyip gülünce bir tane de onun ensesine geçirdim.
Çikolatalı kurabiyem olması bu konuda sinirli olduğum gerçeğini değiştirmiyor.Mingi:"Kanım dondu resmen.Kız sonra eve kadar bizi takip etti,şaka gibi."
Yunho:"Yaa ben sana demiştim."
"Ya bir sus aq ayısı of!"
Seonghwa salona bir anda dalarak dikkatimizi kendine çekti.
"Yemek hazırladım,hadi gelin!"Hepsi bir anda salondan koşup mutfağa gidince tek kalmıştım.
Bu davarlardan hayır yoktu cidden.•••
Herkes yemeğe o kadar gömülmüştü ki kimse konuşmuyordu.Jongho bir anda hevesle geçenlerde izlediği bir korku filmindeki ruh çağırma sahnesinden bahsetmeye başladı.
Mingi kulaklarını kapatıp içeriye koşarken Seonghwa arkasından bağırıyordu.
"Gel buraya! Yemeğini bitir!"Wooyoung:"Ulan aptal! Anlatma artık! Şu evde bir tane korkmayan adam yok!"
"Ben korkmuyorum."
Wooyoung:"Kime ne anlatıyorsam aq!" diyip sustu.
Jongho bu sefer bana dönüp hevesle anlatmaya başladı.
"Noona hadi deneyelim.""Saçmalama gerizekali.Korkmuyoruz dedik de bokunu çıkarma."
Seonghwa:"Zaten şu eve çağırsanız da gelmezler aq! Evi bok götürüyor,şuna bak."
Doğruydu valla.Koltukların altından don bile çıkıyordu.
Yalnız ben de burayı iyice mekanım yaptım resmen.Jongho:"Ne korkak heriflersiniz ya."
San:"Sensin lan korkak! Ben varım ulan."
Yunho:"Bu cücenin altında kalamam ben de varım aq!"
Yeosang:"Eğlenceli olabil-"
Wooyoung:"Melegim yapma bak,göte geliriz.Sen uyma şu salaklara."
Jongho:"Karışma hyunguma it.Kendisi istiyorsa katılır."
Wooyoung:"Ben de katılıyorum lan o zaman! Hadi bakalım!"
Ohooo bunlar da hemen gaza geliyormuş ya.
Jongho:"Hongjoong hyung sen?"
Hongjoong:"Ben çalışacağım,katılamam."
Seonghwa:"Saçmalama çocukları tek başlarına bırakalım da evi mi yaksınlar?"
Hongjoong:"Of!"
•••
Sessiz bir şekilde ortaya koyduğumuz fincanın başına toplanmıştık
sadece Mingi'nin sessiz hıçkırıkları duyuluyordu.Yunho ve San ortalarına zorla oturtmuş,resmen işkence ediyorlardı çocuğa.Benim yanımdaysa Jongho oturuyordu.Tabiki aralarında en korkmayan yavruyu kendi tarafıma çekecektim.Ne yapayım?
Hongjoong sol tarafımda oturuyordu onun yanındaysa Yeosang ve Yeosang'a yapışmış bir adet koala Wooyoung.Bir gazla katılmak istemişti ama şu an götünden ter damlaları aktığına yemin bile edebilirim.
Çünkü surat ifadesi ve elindeki muskası tam da bunu gösteriyor.
Wooyoung'un yanında oturan Seonghwa ise pek takmıyor gibiydi.Şu an onun umrunda olan şey etrafımıza koyduğumuz mumların yere damlayıp damlamamasıydı.Öyle bir bakıyordu ki mumlara resmen gözüyle söndürecekti.
Sağımda oturan Jongho'nun yanında Yunho,Mingi ve San oturuyordu.San ise Seonghwa'nın yanına oturdugu için bu aptal çemberi birleştirmiş oluyordu.San:"Ee napıyoz şimdi? "
Jongho:"Ebeni çağırıyoruz."
San Jongho'nun üstüne atlayacaktı yanında oturan ve bacağına yapışmış olan Mingi yüzünden kalkamamıştı.Çocuk resmen korkudan kitlendi aq.
Jongho:"Ciddiyim gerizekalı.Geçen sene öbür dünyaya uçan babanneni çağıralım.Hem zarar vermez bize."
San:"Doğru! Hem ona gizli sandığının yerini sorarım!"
Jongho gözlerini devirip fincanın üstüne parmağını koydu ve gözlerini kapadı.
Bizse nefesimizi tutmuş heyecanla bekliyorduk ne yapacağını.
Bal böceğim bir süre o şekilde durdu,gerçekten çıkan tek ses Mingi'nin ağlamasıyla karışık dua sesleriydi.Jongho bir anda kafasını kaldırıp bize baktı.
"Nasıl yapılacağını unuttum."San bu sefer gerçekten Jongho'nun üstüne atlarken Mingi sevinçle ayağa kalkıp dans etmeye başladı.
Yeosang:"Ey ruh,gel falan dememiz gerekmez mi?"
"Gel mi?"
Yeosang:"Hıı,evimize gel falan?"
Seonghwa:"Aynen bir de çay falan ikram edelim demi yavrum?"
"Sen sabır ver yarabbim."
Yunho:"Of aptal mısınız? Çekilin." diyip Jongho'yu itekledi ve onun yerine geçti.Bu şekilde yavru kuşum yanımdan uçmuş oldu tabi.Neyse ki şu ayı korkmuyor gibi o yüzden buna yapışayım bari.
Yunho fincana parmağını koyduktan sonra gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
"Ey San'ın babannesinin ruhu gELİR MİSİN BURAYA LÜTFEN!?"Hongjoong tam Yunho'ya tekmeyi basacaktı ki telefonumun bir anda çalmasıyla hepimiz yerimizden sıçradık.
Mingi:"Senin telefonunu sikeyim gerizekalı!"
"Kes lan aptal herif."
Telefonumu hemen sessize alıp karanlık ortama geri döndüm hemen.
Hongjoong:"Bir bok bildiğiniz yok.Ne diye size uyduysam!"
Seonghwa:"Bağırma çocuklara! Çok biliyorsan kendin yap!"
Hongjoong:"Yaparım ulan ne var bunda?"
Yunho:"Buyur o zaman hyung alalım seni sahneye." diyip kenara çekildi.
Hongjoong'un surat ifadesi değişmişti,onun da bir bok bilmediği gayet belliydi ama karizmasını çizdirmemek için hiç çaktırmadan ortaya geçip oturdu.
Yunho ve Jongho gibi parmağını fincanın üzerine koyup,gözlerini kapadı."Bu sahneyi daha kaç kere görmemiz gerekiyor?"
Jongho:"Şş.Hongjoong hyung yapacak."
"Olum enay-"
Yeosang:"Şş!"
Hongjoong:"Gel! Nolur gel! Kurban olayım gel!" diye fısıldamaya başladı angut.
San:"Hyung...bunları içinden söylemiyorsun..."
Hongjoong gerçekten bunu içinden söylediğini düşünmüş olacak ki San'ın gerçeği yüzüne vurmasıyla çığlık atacakmış gibi bir suratla bize döndü.
Mingi:"Hassiktir camda biri var!" diye bağırdıktan sonra bir anda bayıldı kocaman çocuk.Wooyoung da aynı şekilde ruhunu teslim edivermişti.
"Ananı skm gerçekten camda biri var!"
Hepimiz çığlık çığlığa bağırırken Jongho gayet sakin bir şekilde cama yaklaşıp perdeyi sonuna kadar açtı.
Daha sonra camı açıp bağırdı.
"Lan gerizekalı ne diye camdan evi izliyorsun?"Yunho:"B-bu salak ruhla böyle mi konuşuyor?"
Hongjoong:"Hepimiz öleceğiz!"
San:"Babanneee! Nolur öldürme bizi!"
Jongho:"Ne ruhu andavallar? Dongju bu Dongju!"
Biraz daha yaklaşınca gerçekten de normal bir insan olduğunu görmüştük.Derin bir nefes alıp kalbimi tuttum.Cidden geberebilirdim.
Dongju:"Yardımınıza ihtiyacım var!"
Not:Dongju'muz Son Dongju yaaanii Oneus'un Xion'u.