"Ulan kim diyor sana her boka atla diye?"
Mingi:"Kafam acıyor Ye Jun-ah!"
"Sevimlilik yapma gerizekalı.Neyse Wooyoung nerede?"
Jongho:"Kendini banyoya kapattı yine."
Baktım kimsenin umrunda değil(Seonghwa koşarak evden çıkıp gittikten sonra Hongjoong da onun arkasına çıktığı için)hemen duruma el atmak için banyoya gittim.
Tanrım beni beden bu 5 ruh hastası ile yalnız bıraktın?Mingi kafası acıdığı için ağlayıp dururken,Yeosang şoktan dolayı drone'nunu eline almış gerizekalıca konuşuyordu.San dediklerinin pişmanlığından dolayı birazdan dayak yiyeceği Jongho'nun omzuna vurup dururken,Yunho Harry Potter izlemekle meşguldü ve gerizekalı Wooyoung ise banyoya kapanmış,suyun altında kendine eziyet cektiriyordu.
"Wooyoung,prensesim çıkmaya ne dersin artık? Bak su faturası artacak,bir de Hongjoong'dan dayak yiyeceksin."
Wooyoung:"Git başımdan faturayı bursumla öderim."
"E keyfin bilir ne diyim ama buruş buruş amcalar gibi olursun bak."
Wooyoung:"Ruhum zaten buruş buruş amca oldu anasını satayım."
Uf,bunla da uğraşılmıyor he.Triplere bak.
Ben banyonun önünde bir plan düşünürken Yunho yanıma gelerek bana baktı.Ben de ona baktım,konuşmadık.
Ve kafasını diğer tarafa çevirip banyonun kapısını açmaya çalıştı."Kilitli."
Hiç birsey demeden sessizce onaylayıp içeriye gitti bir süre sonra ise elinde yemek cubuğuyla döndü.
"Yunho-ya! Sen çok zeki ve iyi kalplisin!"
Sonunda şu gerizekalıyı şuradan çıkaracaktık.
Kapının kilidini biraz zorlayıp kapıyı açtığında angut Woo'nun tiz çığlıkları tüm evi kaplamaya başlamıştı ama Yunho hiç istifini bozmadan içeriye girdi ve kapıyı kapattı.
Erkek erkeğe konuşacaklar herhalde.Bir süre dışarda bekledikten sonra kapı tekrar açıldı ve Yunho dışarı çıktı, tam o sırada küvetteki Woo'yu gördüm.
Elindeki minik civcivi Yunho'ya atarken çığlığı tekrar bastı.
"Pis herif gözümün önünde ne diye isiyorsun!?"Vazgeçtim.Tamamen.
•••
"Yani anlayacağınız ben pes ettim evime geçiyorum." diyerek hepsine teker teker el sallayıp banyodan henüz yeni çıkmış olan ve gerçekten buruş buruş bir amca olan Woo'ya da elimdeki civcivi fırlattım.
Tam merdivenlere açılan kapının önüne gelmiştim ki henüz eve yeni giren Hongjoong ve Seonghwa bana anlamsızca baktı.
Hongjoong:"Depoya açılan kapıdan mı gitmeye çalışıyor?"
Seonghwa:"Çocuklarla yalnız bırakmamalıydık."
Her seferinde unutuyorum, burayı bilmiyorlar tabiki.
"E napayım canım? Bu aptallarla dura dura beynim eridi ya!"
Bağıra bağıra evin normal kapısından koşup üst kata kendi evime çıktım.•••
Seonghwa:"Tanrı aşkına biz ne yapacağız şimdi!?"
Seonghwa bir yandan ağlarken bir yandan da elindeki mendile sümkürüp duruyordu.Şu yakışıklı çocuğun yaptığı şeye bak,midemin kalkmasına engel olamıyorum.Nasıl senden çıkabilir o şey?
Mingi:"Ağlamanın sırası değil hyung.Gidip Yeosang'ı geri getireceğiz işte."
Hongjoong:"Yok gelmiyor! Çok küsmüş beyefendi,bu eve adım dahi atmazmış artık."
Offf yine bir sorun ve ben buraya sürüklendim yine.
Olayı şöyle özetleyelim.Yeosang bu evde artık sözünün dinlenmediğini,kimsenin onu sevmediğini düşünerek evden kaçıp gitmiş.Baya kaçmış çünkü Yunho onu görünce bavulunu bile bırakıp koşmuş gerizekalı,benim burda olmamsa biricik yavrum,maknaem,bebeğim ve çikolatalı kurabiyem olan Jongho kişisinin yüzünden.
"Noona bu konuyu anca sen çözersin!" diye kolumdan tutup bu kokuşmuş eve getirdi.Ve evet gerçekten kokuşmuş.Şöyle ki evin Seonghwa ve Yeosang'a ait olan kısımları deterjan kokarken geri kalan yerler bok kokuyor tabiri caizse."Of var ya sabahın köründe beni buraya çağırdınız bir de car car ağlamanızı dinliyorum ya!"
Wooyoung:"Yüce Ye Jun noona! NE OLUR minik prensesimi geri getir! Yalvarırım!"
Ehehe noona mı? Wooyoung bana noona mı dedi?
Bunlar da birbirini baya seviyorlar he."Aaaayy,canım sen iste yeter ki hemen getiririm."
San:"Of abartmıyor musunuz? Tilkinin döneceği yer yine kürk-"
Yanımda duran kumandayı San'ın kafasına fırlatıp tısladım.
"Sen sus kem gözlü,melek yüzlü şeytan.Kim bilir yavrucağım ne kadar üzgün."Yunho:"Doğru minik meleğimizi dışarda mı bırakalım şimdi?"
Hongjoong:"Gelsin bir evire çevire yola getireceğim."
Seonghwa:"Ona vurma bana vur bey."
Hongjoong dışında hepimiz kafalarımızı başka yöne çevirip bu iğrenç cümle ve görüntüye maruz kalmak istemedik.Bizim aksimize Hongjoong ise sadece "Olur." dedi ve mutfağa gitti.
Mingi:"Gözlerimi ve kulaklarını yıkamayı daha sonraya bırakıyorum."
"Katılıyorum Fix on.Şimdi Yeosang'ı arayalım."
Mingi:"Fix on'u unut.Nasıl bulacağız Yeosang'ı?"
"Unutmam Fix on.Birimiz telefonla arayıp ağzından laf alalım."
Jongho:"Hassiktir."
Wooyoung:"Ay kesin Yeosang'ı kaçırdılar! Mesaj attılar demi?! Ne kadar istiyorlar hemen vereyim her şeyimi,götümü bile satarım ulan!"
Jongho:"Senin götünü kim alır pis herif? Yeosang instagrama fotoğraf atmış."
"Ne atmış?" diyerek yerimden kalkıp bal böceğimin yanına kondum hemen.O da hemencik bana telefonunu gösterip kafasını iki yana salladı.
"Herkes mal herkes."❤Catlixx,Kihyunie ve 138 diğer kişi
AngelSang:Ağlarken çok güzel olduğum için bu çirkin arkadaşlarımdan(eski arkadaşlarım!) birinin fotoğrafını atıyorum.Şu an kalbim kırık olduğu için de okulun kampüsünde,kendi fakültemin arka bahçesindeki büyük ağacın altında ağlıyorum.Yalnız ve kalbi kırığım demiş miydim?"
Ühühü hastayım yetmiyormuş gibi Yeosang kadar yalnız ve kalbi kırık biriyim...