4

25 9 0
                                    

Bölümleri geciktirdiğim için telafi amaçlı bugün iki bölüm attım. Bu Bölüm biraz kısa oldu ama olsun. Medyada Deniz var. İyi okumalar kankacanlarrr <3

~~

Sıramda oturmuş camdan bakarak Ali'yi düşünüyordum. Onu ilk kez o barda gördükten sonra fırsat buldukça oraya gitmiş ve söylediği şarkıları dinlemiştim. Bundan büyük bir zevk alsam da bir süre sonra sevgilisi olduğunu öğrenince bir daha o bara gitmeme kararı vermiştim. Doğru karar verdiğim nadir şeylerdendi. Şimdi ise Ali'yi unutmama sevinirken birden kardeşim olarak hayatıma girmesiyle dengem şaşmıştı. Kimin şaşmaz ki? Ee haliyle üvey abim olarak girdiği hayatıma onu severek devam edemezdim. Yazın onu nasıl unuttuğumu çözmek için kafa yordum biraz. O bara gitmedim, sosyal medya hesaplarına bakmadım, söylediği şarkıları dinlemedim.. Yani ondan uzak durmuştum. Peki aynı evde yaşadığım ve aynı okulda okuduğum bir çocuktan nasıl uzak kalacaktım? Ay çıldıracaktım şimdi! Cama kafamı alev çıkana kadar sürtmek istiyordum.

"En azından durabildiğin kadar uzak dur. Dura bildiğin kadar." kendime sesli bir şekilde verdiğim emiri uygulamam gerekiyordu.

Eğer olurda uygulamazsam bir velete bakmak zorunda kalayım inşallah!

"Çok mu ağır oldu acaba? Yok yok az bile."

"Derste de kendi kendine konuşursan seni sıradan tekmeleyerek atarım, haberin olsun." sesin sahibi sıra arkadaşım mavişti.

"Uyuyacağım derste sorun olmaz."

"İyi."

"Şimdi bir baktım da senin gözler lens değil. Hadi yine iyisin kapmışsın güzelim gözleri."

Ben yüzüne uzanmış onun gözlerini incelerken sözlerime karşılık gözlerini kapattı.

"Aman iyi be başka zaman bakarım." dedim ve Orkun dan çaldığım kamuflaj desenli hırkasının fermuarını sonuna kadar çekip açık bıraktığım saçlarımı bir tarafta toplayıp kafamı sıraya gömdüm.

Dersin bitiş zili çalınca kafamı gömdüğüm sıradan kaldırdım. Uyuyamamıştım ve tüm ders canım sıkılmıştı.
Yerimden kalktım ve mavişin de kolundan tutarak kaldırmaya çalıştım. Kıpırdamadı bile.
Bana ne yapıyorsun dercesine bakınca sabırsızca nefesimi dışarı verdim.

"Canım sıkıldı kantinde bir şeyler atıştıralım."

"Canım istemiyor."

Duygu sömürüsü yapabilmek için yavru köpek bakışlarımdan attım.

"Senden başka arkadaşım yok, tek başıma inmek istemiyorum. Derste oturmak için bolca vaktin vardı kıymetlini kaldırda azıcık hareket et."

"Tuvalete gireyim sonra aşağı ineriz." dedi ve sınıfın çıkışına doğru ilerledi.

Tahminimce benden kurtulmaya çalışıyordu. Mavili gözden kaybolmadan peşine takıldım. Mavişin peşinden giderken dalgınlığıma mı salaklığıma mı denk geldi bilemiyorum ama onunla beraber erkekler tuvaletine bende girdim. Beni fark edince muzipçe bir ifadeyle ellerini cebine soktu ve yüzüme doğru sırıtarak konuştu.

"Yardıma geldin herhalde?"

Onu omuzlarından ittirdim ve gözümü ondan kaçırmamı engelleyemedim.

"Saçmalama, girdiğimin farkında bile değilim."

Gülmeye devam ederken "kesin öyledir." diyerek boş kabinlerin birine girdi.

Tuvaletin boş olmasını fırsat bilip etrafı inceledim. Erkekler tuvaletine hep girmek istemiştim kısmet bugüneymiş diyerekten kimse gelmeden çıkmak için kapı koluna uzanmıştım ki biri benden önce davranarak kapıyı açtı. Gelen kişiyle aynı cinsiyetten olmayı umut etsemde normal olarak öyle bir şey olmadı.

MELEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin