Sehun arabaya binince konuştu.
''Rüyamda ChoHee'yi gördüm Hyung... Bana 'Benim yerime Luhan'ın senin yanında olmasını söyle' dedi. Ne demek istedi ki acaba? ''
Luhan başını iki yana salladı
''Bilmem...''
Luhan aslında biliyordu. Gökyüzüne baktı
'Teşekkür ederim ChoHee...'
Uzun ve sessiz bir dönüşün ardından yavaşça yurda girdiler. Luhan çok yorgun olduğunu söyleyip yukarı kata çıkacakken heyecanlı Tao tarafından durduruldu.
''Hyuunngg...''
Luhan yorgun gözlerle Tao'ya baktı
''Efendim Tao?''
''Oyun oynayalım hep beraber. Hadi, lütfen çok önemli benim için...''
''Ne oyunu Tao? Yorgunum ben. Hem başım da ağrıyor 12 kişi oyun oynarsak çok sesli olur...''
''Sadece dördümüz oynayacağız. Kris hyung, Sehun, sen ve ben...''
''Yorgunum Tao. Bir sonraki sefere''
Tao aegyo yaparak konuştu
''Lütfen hyung çok önemli benim için...''
''Öff tamam tamam oynarım.''
''Yeap!''
''Sadece o çirkin suratın yüzünden kabul ettim Tao!''
Luhan dönüp ortak salona ilerlerken Tao arkasından bağırdı
''Ben çirkin değilim!!!''
''Evet evet...''
Bir süre sonra üçü birlikte ortak salonda toplanmışlardı. Sehun sordu
''Kris hyung nerede?''
''Aish onu çağırmayı unuttum. Hemen dönerim...''
Tao uçarak odadan çıktığında geride kalan ikili güldü.
''Oyun nasıl bir oyun Hunnie?''
''Sana anlatmadı mı?''
''Hayır.''
''Şimdi hyung bir kişi ortadaki şişeyi çeviriyor ve şişe durduğunda ucuna denk gelen iki kişi taş, kağıt, makas oynuyor.''
''Şişe çevirmece gibi mi?''
''Evet ama biraz daha farklı...''
Luhan lafasını olumlu şekilde aşağı yukarı salladı. Daha sonra Sehun'a devam etmesi için baktı.
''Ondan sonra kazanan kaybedene bir soru soruyor veya bir şey yapmasını istiyor. Eğer cevaplamazsa veya yapmazsa üstündeki giysilerden birini çıkarıyor.''
''Bu oyunu kim buldu?''
''Tao ve Kai buldu ben de üst çıkarma kısmını ekledim...''
''Al işte diyorum ya sapıksın. Böyle masumane bir oyunu kirletmek bir tek senin aklına gelir.
''Ama öyle daha eğlenceli oluyor hyung''
''Çırılçıplak kalınca göreceksin eğlenceyi...''
''Öyle mi? Bana meydan mı okuyorsun?''
''Evet... Sanırım''
''Kim çırılçıplak kalacak göreceğiz hyung.''
''Hah, göreceği-''
