Güzel ve destekleyici yorumlarınız için çok teşekkür ederim, İkizimsin'den sonra attığım her yeni adımda yanımda sizi görmek çok güzel. Bazılarınızın yorumlarını o kadar çok seviyorum ki yorumlarda sizin adınızı arıyorum her hikayemde düşünün ne kadar mutlu olduğumu 😅 İyi ki varsınız ❤
***
Dilhun 2 | ❝Hayal Âlemi❞
YEŞİM PARYA KARACA,
"Yeşim, ağlama artık ne olur. Bak o kız duyacak, daha çok sevinecek."
Seda'nın fısıltı hâlindeki tesellisiyle içimi çekerek yanaklarımı sildim ama tekrar ıslanması çok uzun sürmemişti. Yiğit'in beni bırakıp gidişinin ardından Gökhan abi ve sonradan gelen Seda beni eve getirmişlerdi. Yiğit ve sevgilisi Melisa ilk geceyi Yiğit'in evinde geçireceklerdi haklı olarak ama Ayşe Teyze buna izin vermemiş, ilk günden onu hatıralarla dolu evinde tek başına bırakmak istemediği için eğer bu gece burada kalmazsa hakkını helal etmeyeceğini söylemişti.
Yiğit üç yaşlarındayken anne ve babası geçirdiği trafik kazasında vefat etmişti. Yiğit o zamanlar ailesinin marketten dönmesini beklerken bayram için ziyarete geldikleri dedesiyle oyun oynamakla meşguldü. Henüz küçük bir çocuk olduğu için çoğu şeyi kavrayamıyordu ama kapıyı alacaklı gibi çalıp meydanda olan kazayı söyleyen bakkal Mustafa Amcanın sesini ve dedesinin haykırarak ağlamaya başlamasını asla unutmamıştı. O günden sonra dedesi Ankara'da oturan Yiğit'i yanına, Samsun'a getirmişti. Artık torunu ile Dilhun Mahallesi'nde acı dolu ama birbirine kenetlenmiş bir hayatları vardı.
Yiğit dedesine çok düşkündü. Ben de öyle. Yaşar Dedeyi hiç görmediğim kendi dedemden bile fazla seviyordum. Daha küçük bir çocukken bile beni gelinim diye sevdiğini hatırlıyordum da, belki de o küçük aşkımızın en büyük destekçisi oydu o zamanlar.
Yiğit hapse girdikten bir yıl sonra kalp krizinden vefat etmişti. Yiğit haberi aldığında cezaevini birbirine katmış, kimse onu sakinleştirememişti. Yanında olmak, ona destek olmak için ziyarete gitmiştim ama yine beni görmek istememişti. Çocuk aklımla her şeyi kendi üstüme alınmıştım. Yiğit o hapse benim yüzümden girmişti ve dedesi torununun çektiği acıyı kaldıramayıp ölmüştü, Yiğitte bu hayattaki tek ailesinin benim yüzümden öldüğünü düşünüp belki de bana kinlenmişti. O zamanlar görüşten elim boş dönüp Seda'nın kolları arasında ağlarken Gökhan abim bunun çok saçma ve mantıksız bir şey olduğunu, Yiğit'in sadece acısını yalnız yaşamak istediğini söyleyip beni susturmuştu ama şu an benden nefret eden hareketlerini düşününce çok da mantıksız bir fikir değil gibiydi.
"Ben dayanamam, Seda," dedim itiraf ederek. Mutfaktan gelen gülüşme sesleri kalbimi sıkıyordu. "Ben onların mutluluğunu izleyemem. Benim bütün mutluluklarım ona bağlıyken onun başkasına yâr olmasını kabullenemem."
"Yeşim, çok zor bir durum farkındayım ama biraz zaman ver Yiğit abiye. Yaşadıkları kolay şeyler değildi, belki sadece kafası karışmıştır. O kızı o delikteyken nasıl buldu hiç bilmiyorum ama bir şeyler döndüğü kesin. Umudunu yitirmiş gibi davranma. Güçlü durmak zorundasın, senin hayatın bir erkeğin ellerinde olmamalı."
"Benim hayatım bir erkeğin ellerinde değildi, Seda," diye fısıldadım. "Benim hayatım Yiğitti."
Seda, iç çekişinin ardından kolları boynuma dolandı ve beni sıkı sıkıya sardı. Seda her zaman erkeklerden çok daha güçlü olduğunu düşünür, bir kadının asla başka bir erkek için kendini geri plana atmasını kaldıramazdı. Paralel bir evrende ben de aynı görüşte olabilirdim elbette ama yaşadığım onca iğrenç şeylerden sonra beni kurtaran tek şey Yiğitti ve bunu inkar etsen bile değişmeyecekti, ben Yiğit sayesinde hayattaydım. Bana bu hayatı o vermişti ve şimdi küçüklüğümden beri onun üzerine kurduğum hayallerimden onu çıkaramazdım, bütün denge bozulur, o hayaller başıma yıkıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionKalbi yaralı, içi kan ağlayan, büyük üzüntü içinde olan. Anlamı bu olan bir isim verilmişti mahallemize. Dilhun Mahallesi. Adı bu kadar yürek burkan, can yakanken nasıl gülünürdü bu mahallede? Mutlu son görür müydü bu mahalle? Görmezdi. Adına yakışm...