18

831 80 36
                                    

Yağmur: Dilara'yı kendine aşık etmekle çok büyük bir hata yaptın, sevgilim. (22.04)

Yağmur: Yarın bale provalarına onu ben bırakacaktım ama küçük prenses seninde orada olmanı istiyor.

Deniz yazıyor...

Deniz çevrimiçi

Deniz yazıyor...

Deniz: Ah, her zaman emrinizdeyim, küçük prenses...

Yağmur yazıyor...

Yağmur çevrimiçi

Yağmur yazıyor...

Yağmur: Yarın dersin olduğunu sanıyordum.

Deniz: Dilara için ders ekilebilir, sevgilim.

Yağmur yazıyor...

Yağmur çevrimiçi

Yağmur yazıyor...

Yağmur: Geçen gün seninle gitmek istediğim konser için 'derslerini' ekememiştin ama?

Deniz yazıyor...

Deniz çevrimiçi

Deniz yazıyor...

Deniz: Kıskandın mı, sen?

Deniz: O gün seninle gelmem imkansızdı, sevgilim. Bunu biliyorsun.

Deniz: Dönem ödevlerimi de aradan çıkartmak zorundaydım.

Deniz: Ama yarın çok önemli bir dersim yok.

Deniz: Belki o ders hiç olmayabilir.

Yağmur yazıyor...

Yağmur çevrimiçi

Yağmur yazıyor...

Yağmur: Kıskanmak mı?

Yağmur: Asla!

Deniz yazıyor...

Deniz çevrimiçi

Deniz yazıyor...

Deniz: Asla, asla deme sevgilim ;)

Deniz çevrimdışı

Yağmur: Ne demek bu?

Yağmur: Deniz?

Yağmur: DENİZ?!

--------

Apartmanın önüne geldiğimde açık olan kapıdan içeri girdim. Telefonumu elime tekrar aldım ve bana mesaj olarak attığı adresi kontrol ettim. 2. kata çıkmam gerekiyordu. Derin bir nefes aldım ve titremeye başlayan bacaklarımı harekete geçirdim. Jonathan Heart'a yakın olma gerçeğine hâlâ alışamamıştım.

Sabah derse girdiğimde zamanın çabuk geçmesi için yalvararak saatlere bakmıştım. Aklımı hiçbir konuya verememiştim. Jonathan, kalbimi meşgul ettiği gibi aklımı da meşgul ediyordu. Olanları, olacakları düşünmekten kendimi alamıyordum.

Kapının önüne geldiğimde parmaklarımı zilin üzerinde gezdirdim. Onunla ilk kez karşılaşacakmışım gibi heyecan doluydum. Midem bulanıyordu, başım dönüyordu. Bir yaprak gibi titriyordum. İçimden bir ses buradan gitmemi söylüyordu. Kaçmamı... Bu anlamsız oyunu bırakmamı... Hiçbir şeyin değişmeyeceğini...

Gerçekten, hiçbir şey değişmeyecek mi?

Elimi zilden çektim ve arkama döndüm. Oynadığım bu oyun nefretini bitirmek yerine daha da çoğaltabilirdi. Beni isteyerek buraya çağırmamıştı. Arkadaşı için bir tehdit olduğumu düşünüyordu. Amacım onun arkadaşı değildi. Amacım diğer erkekler de değildi. Benim amacım, onun kalbiydi. Onun kalbinde yer edinebilmekti. Karşılıksız aşkımın kaderini değiştirmekti. Kalbine bir yuva olmaktı. Diğer herkesin aksine, o kalbi korumaktı. Fakat, o bunu anlamayacaktı.

Çok geç olmadan, git buradan!

"Jessica?"

Ayaklarımi hareket ettiremedim. William'ın sesi kulaklarıma dolduğunda hafifçe yutkundum ve arkamı döndüm. Bana şaşkınca bakarken ona yarım, zoraki bir gülümseme gönderdim.

"Senin burada ne işin var?"

"Jessica'ya özel ders veriyorum."

Jonathan, kendini gösterdi ve bileğini yukarı doğru kaldırıp salladı.

"Geç kaldın," dedi saatini işaret ederek. Gözlerim, mavi gözlerini odak noktası yaptı. Kelimeleri çıkartmak için dudaklarımı araladım ama onlar çıkmadı.

"Tüh, bu dersten haberim olsaydı, çocuklara buluşmak için söz vermezdim."

Bakışlarını Jonathan'a çevirdiğinde Jonathan gözlerini devirdi.

"Önemli bir şey değil. Teknikleri göstereceğim ve bitecek."

"Evet, öyle."

Kelimeler sonunda dudaklarımdan çıkmak istemişti. William daha fazla uzatmadı ve bize veda ederek ayrıldı.

"Fazla zaman kaybettik. Daha ne kadar kapının dibinde dikilmeyi düşünüyorsun?"

İğneleyici sözleri kalbime batarken ellerimi istemeden yumruk yaptım. Anlaşılan, bu birkaç saat oldukça zor geçecekti. Kalbimi korumam gerekiyordu. Fakat, bunu nasıl yapabileceğimi hâlâ bulamamıştım.

-------

Louis: Hey, Jess!

Louis: Beni hatırladın mı?

Louis: Geçen sene bir partide dağıtmıştık.

Louis: Hatırlıyor olmanı umuyorum.

Louis: Seni o zamandan beri unutamıyorum, kızım.

Louis: Bir sonraki gün buluşmak için sözleşmiştik ama sen çoktan şehirden toz olup gitmiştin.

Louis: Sende numaram vardı, ama beni hiç aramadın.

Louis: Senin numaranı bulabilmek için ne kadar zahmet çektiğimi bilsen, beni bir daha asla bırakmazdın.

Louis: Seninle o günü özledim, bebeğim.

Louis: Beni ara, lütfen.

Louis: Geri getirmemiz gereken bir gün var.

YN/ William, keşke gitmeseydin :(

Heartbreaker |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin