%25 - want u to luv me

417 66 53
                                    

"Güzel bir eviniz var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Güzel bir eviniz var." Taehyung, koltuğumuza kurulmuş, ayakkabılarını çıkarmaya zahmet dahi etmeden gevşek tavırlarla salonu süzüyordu. Yavaşça karşısındaki koltuğa oturdum. Ellerim titriyordu.

"Neden buradasın?" Gülümsedi.

"Misafirine içecek bir şeyler getirmeyecek misin? O herife ikram etmiştin." Kımıldamadım. Öfkeyle doluydum. Onca sene onu beklemiştim ve o tam da vereceğim değeri ondan daha çok hak eden birini bulduğumda, kapımda belirmişti.

"Sen misafirim değilsin, Taehyung." Onaylamaz sesler çıkardı.

"Kaba kız. İki hafta öncesine kadar bana kendini ikram ediyordun."

"O, o zamandı. Biz şimdiyi yaşıyoruz." Gözlerini kıstı ve öne eğildi, birileriyle uğraşırken yaptığı o el birleştirme hareketini yaptığını gördüm.

"O herifle aranda ne varsa bitirmeni istiyorum, Lalisa." Öfkeyle haykırdım.

"Neden?" Sesim gittikçe yükseliyordu. "İstediğin senden vazgeçmem değil miydi? Şimdi neden beni bırakmıyorsun?" Gözlerim, tüm kararlarıma rağmen yanmaya başlamıştı ve boğazıma yerleşen yumru canımı yakıyordu. Kısa bir an regl olacağımı düşündüm çünkü normalden daha duygusaldım sonra yaşadıklarımın sıradan olaylar olmadığını anladım.

"İstemediğime karar verdim. Beni sevmeni istiyorum." Tekrar haykırdım.

"Neden? Bırak da mutlu olayım. Üç senedir ilk defa yüzüm gülecek, bırak gülebileyim." Yerinden kalktı, halıya basıyordu ve onu yıkamak zorundaydım. Yanıma yürüdü ve tam önümde durarak bana eğildi. Bedenimi koltukla bütünleştirip geriledim.

"Hayır, Lalisa. Gülme. Bana gülmeyeceksen gülme." Sinirlerim bozulmuş bir şekilde kahkaha attım.

"Neden?" Sorumu tekrar ederken, yüzüne kinle bakıyordum. Benden ne istediğini bilmiyordum, beni kıskandığını düşündüm ancak üç sene boyunca yüzüme bakmayan ve benden kaçan birinin beni kıskanması Trump'ın şarkı söylemesinden daha komik olurdu. "Yoksa, benden hoşlandığına mı karar verdin?"

Birden çenemi tuttu ve gözlerini gözlerime kenetledi. O kadar tehditkar bakıyordu ki, bir an bana zarar verebileceği düşüncesiyle korktum ve onu üç sene boyunca sevdiğim gerçeği beni dehşete düşürdü.

"Dediğimi yap, Lalisa. Yapabileceklerimin bir sınırı yok, beni denemek istemezsin." Ben de ona baktım, onun bana baktığı gibi bakmaya çalışıp.

"Jiwon'dan hoşlanıyorum ve bunu yapmayacağım." Gözleri kocaman olduğunda, rahatladığımı hissettim. Bir şekilde hislerimi hem kendime hem de birine itiraf etmiştim.

O ise çabuk toparlandı, dudaklarıma yaklaştı. Kalbim benden izinsiz dört nala koşmaya başladı.

"Ondan hoşlanabilirsin, o hıyar sana sempatik gelebilir ama sen bana aşıksın." Yüzüme çarptı gerçekleri. "Ve ben öyle kalmanı istiyorum. Yarın da randevuya çıkacağız." Dudakları dudaklarıma sürtündüğünde, nefesimi tuttum ancak kapanmadı gözlerim.

"Ancak rüyanda görürsün."

"Sen üç yıldır rüyanda görüyordun, Lisa. Bırak da, hayallerini gerçekleştirelim." Yakınlığımızdan ötürü, kısık sesle konuşuyordu. Nereden geldiğini bilmediğim bir güçle ittim, onu. Bana garip bir şekilde baktı. Gözlerindeki ifadeyi anlayamadım, zaten çabucak toparlandı.

"Eğer gelmezsen bunun bedelini annenin ödeyeceğini bilmelisin." Kafam karıştı, annemle ilgisini çözemedim bir an.

"Ne demek istiyorsun?" Hızlı adımlarla koridordan geçti ve kapıyı aralarken, ona tekrar bağırdım. "Beni ne ile tehdit ettiğini söyle, Kim Taehyung." Cevap vermedi, arkasına döndü ve yanağıma sakin bir öpücük kondurup evden çıktı. Ellerim önce dudaklarının öylece süründüğü dudaklarımda sonra öptüğü yanağımda gezindi.

Bugün ikinci kez, yere çöktüm. Ve tüm kulenin üzerime yıkılmasıyla enkaz haline gelen bedenim rahatsız parkede kendinden geçene kadar ağladım.

Geri döndüm ve inanın çok üzgünüm, yorgunum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geri döndüm ve inanın çok üzgünüm, yorgunum. Artık sizden hiçbir beklentim yok, gerçekten yok. İsterseniz oy verin, isterseniz vermeyin. Bir insanı en çok umut etmek ve beklemek yoruyor, sizi beklemek istemiyorum artık. Sizde beni beklemeyin. Hikayeme değer veren insanlar ve kendim için devam edeceğim. Bu hikayeyi yazarken kendimi zorluyorum, limitlerimi aşmaya çalışıyorum. Ben kaostan kaçarım lakin bu hikayeyi yazarak adım atmaya  çalışıyorum.

Neyse.

Umarım bölümü sevmişsinizdir. Beğendiyseniz veya beğenmediyseniz yorum bırakın. ✌︎

Oy sınırı da yorum sınırı da yok.

İyi günler dilerim.

OtioseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin