Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kızlar akşam konuşamadı.
Lisa akşam yemeği için çıkmadan önce kızı aramıştı lakin Chae, son ödevini hazırlarken çok yorulduğunu söyleyerek yarın konuşmayı önerdi. Lalisa'nın kabul etmekten başka şansı yoktu çünkü telefonda sesini duyduğu Chaeyoung gerçekten yorgundu ve sesinden bunu çok iyi anlayabilirdiniz.
O akşam Lalisa, pahalı bir restoranda manzarayı seyrederek yemeğini yedi ve kaliteli bir şişe şarap açtırarak keman sesi eşliğinde düşündü. Buraya en son babasıyla gelmişti lakin babası şu sıralar çok yoğun olduğundan bu gece yalnızdı.
Lalisa, bir süre hayatını düşündü.
Nasıl başladığını ve şu an nerede olduğunu düşündü.
Bu şekilde olmamalıydı.
Evet, Lalisa aşkın tozpembe olduğuna inanmış olabilirdi ancak artık tüm hayallerinin üzerini örtmüştü gerçeğin isli dumanı. Şimdi, derinlerde biliyordu ki aşk acıtıyor, kanatıyor ve tüm bunları hissederken haz almanı sağlıyordu. Düşüncelerinin akışını değiştiriyor, anılarının içindeki kötü sahneleri seçip atmaya çalışıyor ve seni kandırmak için kalbinin hızını arttırıyordu ki asıl planlarını fark etme.
Aşk.
Lalisa'nin ilk aşkı: Kim Taehyung.
Acaba aşık olduğu adam Kim Taehyung muydu yoksa Lisa'nın hayallerinin kalıbına döktüğü kirli bir çamur parçası mı?
Lisa, onunla mutlu olamayacağını biliyordu çünkü yanlıştı bir şeyler. Arzu duyuyordu yasak elmayı ısırmaya ama bu denli saf davranmaması gerektiğini de biliyordu.
Jiwon.
Tatlı Jiwon, sevimli Jiwon.
Durup düşününce Lisa, korkuyla irkildi.
Ya Jiwon da, kendi hayallerinin kalıbına dökülmüş kirli bir çamur parçasıysa? İçinden bir ses 'hayır,' diyordu; 'Jiwon'u tanıdın, onu biliyorsun.'
Ancak...
Lisa, Taehyung'ı da tanıdığını zannediyordu.
O gece otel odasına geç bir saatte döndü Lalisa. Alkolü fazla kaçırdığından olsa gerek, gözyaşları akıyordu lakin Lalisa üzgün hissetmiyordu.
'Belki de onca yıldır içime gömdüğüm üzüntü ve hüzün taşmışlardır biriktikleri duvarın ardından ve yuvarlanıyorlardır yanaklarımdan.
Derin ve kesintisiz uykusu, odadaki gümbürtülerle son buldu. Işık odaya süzülüyordu ve her ne kadar ultra sessiz olsa da klimanın sesi duyuluyordu.
Lalisa açmamıştı bu klimayı?
"Sen de kimsin?" Düşünmeden zıplayarak yataktan atladı ve henüz açılan gözleriyle odayı anlamlandırmaya çalıştı.
"Sakin ol şampiyon, ben Chaeyoung." Lalisa, kaşlarını çattı ve sesin geldiği yöne döndüğünde üzerini giyen arkadaşını gördü.
"Beni korkuttun." Chaeyoung geceliğini giydi ve o sırada kendisine bir bakış attı. "Ödev teslimin olduğunu söylemiştin.
"Oh, birine benim yerime teslim etmesi için ödeme yaptım." Lisa başı döndüğü için yavaşça yatağa oturdu ve iki elini yataktan destek alarak dik durmak için kullandı.
"Acelene neydi ki? Yarın da gelebilirdin." Chaeyoung üzerini giymeyi bitirmişti ve odadaki aynaya yürüyüp yüzüne gece kremini sürdü.
"Uyanık mısın?" Lisa güldü. "Demek istediğim kafan yerinde mi, ahmak? Leş gibi alkol kokuyorsun." Chaeyoung, huysuz bir şekilde kendini açıkladı.
"Evet, evet." Kadın , Chae'nin ciddi durduğunu düşündü. Bir sorun vardı ve Lalisa kafasını toplamak için yatağın ucundaki su şişesine uzanıp bir yudum aldı. "Sorun ne? Dökülmeye başla."
Chaeyoung aynadan kendisine baktı ardından durdu ve gözlerini kaçırarak yeri izledi. Lisa bu durumdan gerçekten rahatsız olmaya başlamıştı. Yakın arkadaşı en son böyle davrandığında yurt dışından gelen bir değişim öğrencisi, adı siktiğimin-lanet-olası-Joseph'iydi, onu taciz etmişti.
"Park Chaeyoung!" Lisa yüksek perdeden bağırdığında, Chaeyoung irkildi. "Hemen ne olduğunu anlatmanı istiyorum."
Genç kadın huzursuzca Lisa'nın yatağının yanında ve balkonun hemen önünde bulunan rahat koltuğa oturdu ve bacaklarını birbirine bastırarak derin bir iç çekti.
"Lisa," yutkundu, gözlerini odada gezdirdi. Geçen her saniye Lisa'nın kalp atışlarını şiddetlendiriyordu. "Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama Taehyung,"
"Ne olmuş ona?" Lisa, devam eden sessizliğe dayanamayarak araya girdi.
"O hayal edebileceğimizden daha korkunç." Chaeyoung, kolunu havaya kaldırdı ve ince bileğinde yeren eden mor izi gösterdi. Lisa büyük bir şok içerisindeydi.
Her zaman, Taheyung'ın sağlıklı olmadığını biliyordu.
Şiddet eğilimi vardı ve bu Lisa'yı hiç rahatsız etmemişti. Hep, kendini bir tür ana karakter gibi görüyor olmalıydı. Taehyung ona zarar verecek ve ardından kendisine aşık olduğunda bundan utanç duyarak iyileşecekti.
Hayır.
Lisa bu gece bir gerçekle daha yüzleşti.
Hayatı uydurma bir roman değildi ve bu hikayede bir ana kahraman yoktu.
Bu hikayede gerçekler vardı ve gerçekler, Lisa'nın iyileştirebileceği bir şey asla değildi.
Yakın arkadaşına zarar vermişti.
"Bunu o," boğazını temizledi çünkü dehşet "O yaptı değil mi?"
"Uçağa bindiğin gün bana seni tehdit eden bir mesaj yolladı. Ona zaman vermesini söyledim ama bugün sınıfıma geldi. Bana dört dündür okula gitmediğini ve iki gündür de eve girmediğini söyledi. Tanrım," Chaeyoung sesi titrediğinde, gözlerine dolan yaşları yeni fark ermişti. "Çok korkunçtu. Saçımı çekti ve Jiwon ile beraber olup olmadığınızı sordu."
"Bu yüzden beni arayıp, bilmene rağmen onu sordun." Chaeyoung başını salladı. "Lisa o bir psikopat. Lütfen ondan uzak dur!" Lisa tüm sinir bozukluğuyla kocaman bir kahkaha attı.
