Atlaaas!
Efendim annee?
Minik gözlerini kocaman açıp masum masum bakıyordu bana. Hadi annecim hazırlanalım akşam babanla süpriz bir yere gidicez.
Atlas havalara uçmuştu. Doğruyu söylemek gerekirse bende öyle. Ama asla duygularıma yenik düşmemem gerektiğini her gece aynanın karşısına geçip kendime hatırlatarak bugüne geldim. Atlas için dedim hep benim başka kimim var ki? Konu komşu, eş, dost, anne, baba, abla, kardeş vesaire vesaire. Hepsi yalan bir o gerçek en zor zamanımda bir tek onun tesellisi beni hayata bağladı...
Akşam olmuştu son hazırlıklarımı yapmak için odama gittim. Üstüme açık gri bir kısa bluz ve onun üzerine de gül kurusu bir kot ceket giydim. Altıma aynı renkte bir şort giydim ve aynı tonlarda hafif bir makyaj yapıp saçımı salık bırakmayı tercih ettim. Kornanın çalması ile birlikte çantamı ve Atlas'ı alıp çıktım.
Merdivenlerden inerken bacaklarım titriyordu. Hala bir şeylerden emin olamama sorunsalı içerisindeyken ya bir şey kaçırırsam ağzımdan? Ya yelkenleri suya indirirsem? Gerçi ikidebir hayatında Destina'nın olduğu aklıma geldiğinde kendime geliyor, kinimi sıcak tutmaya devam ediyordum. Kapıyı açtım ve karşımda o adam! Kör kütük aşık olduğum adam! Gözlerimin dolmasıyla başımı öne eğdim. Atlas'la ilgileniyormuş gibi yaptım ama tabii ki Atlas babasını görünce koşa koşa boynuna atladı. Ne yalan söyleyeyim bende atlamamak için zor tuttum kendimi.
Yola çıktık. 15 dakikalık bir yolculuğun ardından Kadıköy'de muhteşem bir mekana geldik. Burası benim en sevdiğim yerdi. Hem yemeklerini severdim, hem de sahilin dibinde olduğu için manzarasını, kokusunu, her şeyini severdim. Ayrılmadan önce hep buraya gelirdik. En sevdiğim yönü ise Ufuk'un bana burda evlenme teklif etmiş olmasıydı galiba. Çok özel bir geceydi, aynı bu gece olduğu gibi...
Ufuk arabayı park ettikten sonra kapımı açtı. Elini uzattı ve kulağıma hafifçe fısıldayarak "Özledik bence" dedi. Ama ben ise hiçbir tepki vermeden indim arabadan. Hiçbir tepki vermedim dediğime bakmayın. Kalbim o an herkesin duyabileceği derecede küt küt attığı için , Ufuk istediği cevaba ulaşmıştır zaten. Pis pis sırıtarak Atlas'la birlikte arkamdan geliyordu. Bu bana öyle huzur veriyordu ki. Sevdiğim iki adam arkamda. Oturduk bir masaya resmen tüm sevdiğim yemekleri teker teker sipariş etti en sona Tantuni 'yi bırakmıştı. Bilerek yapıyordu biliyorum. Beni yumuşatacağını zannediyordu. Ama asla. Tantuni' nin hikayesini siz sormadan söyleyeyim. Biz tantunicide tanıştık. Orda sevgili olduk. Tantuniler geldiğinde sandalyesini biraz daha masaya yaklaştırıp "Tantuni yerken harika saçların, çay içerken omzuma yaslanıp uyu Ceeynn!" tam da tahmin ettiğim gibi yapmıştı. Bu şarkıyla çıkma teklifi etmişti bana, yine aynı yerden vuruyordu. Sinirlenip kendimi geri çektim. Tuz basma Ufuk!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Pluto' is Always Behind You
RomanceUnutma Ufuk Yıkılmaz ; "Plüton daha büyüktür Mars'tan" "Vedalar gözüyle sevenler içindir;gönülden sevenler ayrılmaz." 'Mevlânâ'