İnstagram. melekkas
Keyifli okumalar. ❤️Belki de insanlar sisli bir denizde sürüklenen birer gemiden başka bir şey değiller, ara sıra uzaklarda birbirlerinin ışıklarını görüyorlar ve yan yana geçip giderken kısacık bir süre selamlaşıyorlar. –
Theodore Zeldin.
Odanın içine giriş yaptığımda gözlerim kocaman oldu. Bavulun sapını tutan elim boşluğa düştü. Buranın hali neydi böyle? Yerde kıyafetler, pencerenin önünde cips, çikolata paketleri doluydu. Ne olmuştu pencere kenarında şiir yazacağım odama?
Yüzümü buruşturup kapıyı kapadım. Sanırım oda arkadaşım beni oldukça zorlayacaktı. Bu kadar dağınık olunmaz ki. Oflayarak yerdeki kıyafetlere basmadan pencere kenarında olan yatağa doğru ilerledim. Benim yatağımın üstü bile kıyafetleri doluydu. Sanırım oda arkadaşımla ilk tartışmamızı bugün yaşayacaktık. Umarım yaşamazdım
Bavulu yatağın yanına bırakıp kot ceketimi çıkardım. Şalımın önünü çözüp başımın üstünde doladım. Boynum açıldığı için biraz da olsa derin nefes alabilmiştim.
Kapalı olan pencereyi açtığımda, gözlerimi kapatıp denizden ve ağaçlardan gelen ferah kokuyu içime derin derin çektim. Doğa beni rahatlatıyordu. Pozitif düşünüp güzel şeylerin hayalini kurmalıydım. İlk başta karamsar düşüncelere kapılıp moralimi bozmamalıydım. Oda arkadaşım dağınık olsa da onunla konuşup bu konuya çözüm getireceğimize eminim. Daha doğrusu emin olmak istiyorum. Dört yıl boyunca dağınık bir odada kalmam çok zor olurdu. Umarım anlayışlı biri olurdu.
Ellerimi pencerenin pervazına vurup, arkamı döndüm. İlk önce yatağımın üzerindeki kıyafetleri toplayıp kendi yatağımı hazırlamam lazım. Ardından yerdeki kıyafetleri topladım mı en azından oda yaşanacak hale gelirdi.
Pencerenin önündeki çerez poşetlerine değmeden yatağımın yanına gelip, üzerindeki kısa şort ve tişörtleri katlayarak topladım. Yatağımın yanındaki yatağın üzerine bırakıp bavulun içinden nevresim takımını çıkardım. En sevdiğim renklerden biri olan mor nevresimi yatağa serip düzgün hale getirdim. Çarşafımla aynı renk olan mor pike ve yastık kılıfını da serince yatağım güzel olmuştu.
Mis gibi gül kokusunun içinde uyumak istiyordum. Halam benim için örtüleri sevdiğim sabunla yıkamıştı sağ olsun. Yakın bir zamanda alışverişe çıkıp çamaşırlarım için sabun almam lazımdı. Maalesef farklı kokuda yıkanan çarşafların içinde yatamıyordum. Babamla halam bu konuda ne kadar bana kızsalar da elimde olan bir şey değildi. Bu huyumu rahmetli annemden aldığım için onlar ne kadar kızsa da annemle aynı özelliği taşıdığım için mutluydum.
Yatağım hazır olduğu için yerde olan kıyafetleri toplayıp yatağın üzerine koydum. Pencerenin kenarında olan çerez poşetlerini de alıp yerde duran market poşetinin içine doldurdum. Çöp poşetini kapının yanındaki kovanın içine bırakıp ellerimi belime yerleştirdim. İlk günden oda beni yormuştu. Gülümseyip başımı iki yana salladım. Odama gidince hemen pencerenin önüne geçip denize bakarak şiir yazacağım diyordum. Sanırım fazla hayal kurmamak lazımmış.
Bana bakan bavuluma melül bakış atarak ilerledim. Keşke sizi dolaba yerleştirecek özel bir gücüm olsaydı. Oturduğum yerden elimle tek tek dolaba assaydım sizi. Oflayıp, bavulun içinden kıyafetlerimi çıkardım. Yatağımın karşısında olan iki kapılı dolap bana aitti sanırım. Kapağını açtığımda içinin boş olduğunu görünce rahatladım. Hızlı olmaya çabalayarak elbiselerimi, etek ve pantolonlarımı astım. Elliye yakın şalımı özenle dolaba yerleştirdiğimde, kollarımı göğsümün üzerinde birleştirip geri çekildim. Dolapta yerleştiğine göre banyoya girip duş alma zamanıydı. Umarım temizsindir banyo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESİM OLUR MUSUN & RAFLARDA
General FictionGözleri birbirleri ile kesiştiği o sıcak yaz günü gibi ısınmıştı kalpleri. Hiç soğumadan o günden beri hep birbirleri için attı kalp atışları. Uzaktan izlediler birbirlerini, bazen biri ansızın not buldu; şiir, şarkı sözü yahut duyguların anlatıldığ...