SESİM OLUR MUSUN & RAFLARDA

3.BÖLÜM: KALP ATIŞI!

Merhaba meleklerim bu pazar günü İstanbul Tüyap fuarında olacağım. Sizlere güzel hediyeler hazırladım.  O gün akşama kadar fuarda olacağım. Gelirseniz çok mutlu olurum. Bölümün sonunda saat kaçta olacağım yazıyor fotoğrafların üstünde.

KEYİFLİ OKUMALAR. YORUM VE BEĞENİ YAPMAYI UNUTMAZSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM. SİZLERİN DESTEĞİYLE HİKAYEMİZ BÜYÜYOR.❤️

Deniz derindir durulmaz, dostluk ebedidir unutulmaz.

Mevlana.

Sinirleniyordum artık bu duruma. Kim benim çantama ya da defterimin arasına koyuyordu bu kâğıtları. Ne yani, yeni gelene şaka mı yapıyorlar? Eğer böyle bir şey yapıyorsalar bu durum canımı fazlasıyla sıkmıştı. Dün bir bugün iki hiç sevmediğim cıvık cıvık hareketler.

Sinirli bakışlarımı sınıfın üzerinde gezdirip, kimin koyacağını çözmeye çalıştım. Buradaki kişileri bugün görmüştüm. Dün yurtta içlerinden biriyle bile karşılaşmamıştım. Kimdi benimle uğraşan?

Oflayıp defterle notu çantama koydum. Bir ders vardı onu da bu kafayla çekemeyeceğim için sınıftan çıktım. Koridorda ilerlerken kahkaha atıp birbirine takılan insanların yüzlerine bakmaya devam ettim. Sanki onlardan biri bu notları bırakmış gibi kaşlarım çatılı bakıyordum yüzlerine. Hiçbiri dönüp bana bakmıyordu bile. Kendi kendime kuruntu yapıyordum. Bir daha olursa ciddi anlamda sinirlenecektim. Kimsenin benimle dalga geçmesine izin vermezdim.

Kampüs alanına geldiğimde çimenlerin üzerine oturup, Tuğba'ya mesaj attım. Geliyorum yazmıştı. Of ya, neden her şey beni buluyordu ki? Bu notlar neden benim eşyalarımın içinden çıkıyordu? Bu insanların işi gücü yok mu da başkalarını rahatsız ediyorlar.

"Hey, kime kızdın yine? Çatılı kaşlarının ardından kimi öldürüyorsun?"

Gözlerimi ovalayıp başımı iki yana salladım. Yanıma oturan Tuğba'ya notu gösterip sıkıntıyla ofladım.

"Sence biri benimle dalga mı geçiyor? Dünde çantamın içinden çıktı buna benzer not."

"Liseye gitmiyoruz, niye böyle çocukça bir şey yapsınlar ki? Bence bunları yazan kişi senden hoşlanmış hislerini kâğıda döküp sana iletiyor."

"Pardon da beni ne zaman görmüşte hoşlanmış? Dün bir bugün iki."

Omuzlarını kaldırıp ellerini iki yana açtı. "Valla orasını ben bilmem. İlk görüşte aşka inanırım. Belki seni görünce Eros kalbine oku fırlatmıştır, o da sana âşık olmuştur."

"Eros senin beynine fırlatsaydı keşke o oku. Kızım belki sapıktır, gizli gizli not bırakıyor eşyalarımın arasına. Açıkçası biraz ürperdim."

"Saçmalama Yasemin. Şu notta seni rahatsız edecek hiçbir şey yok. Temiz bir şekilde düşüncelerini yazmış çocuk. Ayrıca burası edebiyat fakültesi. Emin ol buradaki çoğu öğrenci sanki âşık gibi şiir yazıp duruyorlar. İlk senemde bana da geliyordu böyle notlar. O zamanlar beni görsen sanki okuldaki bütün çocuklar bana âşıkmış gibi havalardaydım. Sonradan anladım, kendilerini denemek için yazıyorlarmış o güzel sözleri. Yoksa hepsi benim karakaşımla yeşil gözlerime vurulmamışlar."

Kıkırdayıp, "Rezil," dedim. "İyi gidip bu güzel sözler için teşekkür ederim demedin."

"Demiş olabilirim. Neyse, ilk sene dediğim gibi aklım havadaydı ama artık olgunlaştım. Derslerime sıkı sıkı sarılıp fasa fiso işlerine boş verdim."

Notu elinden alıp çantama koydum.

"Korkulacak bir şey yok o zaman. Sadece heyecanlı bir delikanlı yazdığı sözleri ilk bana okutmak istediği için böyle bir şey yapıyor diye biliriz, değil mi?"