Selin
Eve geldiğimden beri odamdayım. Sokak lambasının penceremden yansıyan ışığı ile oturuyorum. Telefonumu sessize alıp, ekranını ters çevirerek komodinin üzerine bıraktım. Saatlerdir aynı şarkıyı dinliyorum. Çekmecemi karıştırırken buldum müzik çaları. Tamamı 'onun' hazırladığı şarkılarla dolu. Yüzünü, sesini özlemek bir yana; kokusunu özlemek çok canımı yakıyordu. Masanın üzerinde duran zarfa baktım. Kaç kez okudum onu ve kim bilir kaç kez daha okuyacağım...
"Okumama ihtimalini bilerek kalemi elime aldım. Bilmem ki sensizliği sana nasıl anlatsam güzel gözlüm... Ve nereden başlasam...
Hayat hiç birimiz için adil olmuyor ve inan bana hepimiz ömrümüz boyunca bir sürü şey ile sınanacağız. Belli ki senin sınavlarından biri geçtiğimiz yaz yaşadıkların... Olanları değiştiremeyiz ama onları kabul edip, bizi biz yapan yaşanmışlıklarımıza ekleyebiliriz. Bunu beraber yapabiliriz Selin. Seni anlıyorum. Hissettiğin acı ve pişmanlığın hemen geçmeyeceğini biliyorum, hatta devamlı bir parçan olarak kalabileceğini de. Seni en iyi ben anlarım. Sadece bu yüzden bile beni yok sayamazsın! Bizden, birbirimize hissettiklerimizden, beraber yaşayacaklarımızdan vazgeçemezsin! Geçmemelisin! Çünkü sadece kendi anılarına değil benimkilere de şans vermemiş oluyorsun.
Ben sana birlikte hiç üzülmeyeceğiz, acı çekmeyeceğiz ya da zorluk yaşamayacağız demiyorum ki... Tüm bunlar istesek de istemesek de, bir şekilde başımıza gelecek ama eğer birlikte olursak bitanem, eğer sen bana evet dersen sevgimiz ile daha kolay atlatırız onları! Daha güçlü oluruz.
Ailemi trafik kazasında kaybettiğim günü hala yaşıyorum ben Selin. Hala olanlarda kendimi suçluyorum! Keşke o kadar hareketli bir çocuk olmasaydım, keşke oynadığım topu babama doğru atmasaydım... 'Keşke' ile başlayan milyonlarca cümle kurabilirim sana. Ama ne yaparsam yapayım, olanları değiştiremem! Canımın hala ne kadar yandığını sana anlatatam! Bazen rüyalarımda o çocuk halimde olup aynı günü tekrar tekrar yaşıyorum. Tekrar onları kaybediyorum. Ama pes etmiyorum Selin! Kendimi suçlamaya devam ediyor olsam da hayat ile bağlarımı koparmıyorum. Hayattan vazgeçmiyorum Selin, bizden de...
O günü, olanları, seninle paylaştığımda bana ne dediğini hatırlıyor musun?
'Ben varım, ben hep senin yanındayım.'
Şimdi aynı şeyleri ben sana söylüyorum güzel gözlüm: Ben varım, ben hep senin yanındayım. Sen istesen de istemesen de buradayım! Son nefesimi verene kadar da yanında olmaya devam edeceğim ve göreceksin, biz birlikte iyileşeceğiz. Üzgünüm Selin ama beni kendinden uzaklaştırmaya dair yaptığın her şey boşa çıkacak! Az çok birbirimizi tanıdığımızı düşünüyorum. O yüzden benim sabırlı biri olduğumu ve bıkıp usanmadan bekleyeceğimi biliyorsundur. Ama ne olursun beni çok bekletme! Burnumda tütüyorsun..."
Burak
Beni anladığını söylüyor. Anladığını ve beraber iyileşebileceğimizi...
Sahi, sevgi her şeyi iyileştirir mi?
Sokaktan gelen araba farı odamı aydınlatıp geçince gelenin babam olduğunu anladım. Ağır adımlarla yataktan kalkıp ışığı yaktım ve saçlarımı topladım. Karanlıkta durmaktan büyüyen göz bebeklerime dikkatle baktım. Gözlerimin altı morarmış mıydı? Yorgun muydum?Yoksa bunların hepsi 'o'nu özlemenin yan etkisi miydi? Özlemek de sevdaya dahil miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SELİN II
Teen Fiction"Başına gelenleri öğrenen Selin, ailesine ve en yakın arkadaşlarına karşı duvar örmüştür. Burak onun duvarlarını yıkmak istese de işi çok zordur. Sınava hazırlık süreci, bozulan arkadaşlıklar ve zorunlu ayrılıklar... Selin için normal hayata dönmek...