#2 - İlk Bakış -

44 7 0
                                    

Bölüm Şarkısı:
SAINt JHN - Roses (Imanbek Remix)

"Kalbinde konaklamışım derken, cehenneminde konaklamışım..."

"Üff anne ya! Şimdide uykum kaçtı bak. Te Allah'ım!" Söylene söylene yataktan doğruldum. Yorgunluktan gözlerim açılmıyordu. Gözlerimi ovalayıp oturduğum yerden gerinmeye başladım. Gerindikten sonra banyoya doğru yürüdüm.

Diş macununu fırçama nohut kadar sıkıp geri yerine koydum. Az sertlikte, diş minelerime zarar vermeyecek şekilde fırçalamaya başladım. Ağzımı suyla çalkaladıktan sonra yüzümü yıkadım. Yüz havlumu yüzümü kuruladıktan sonra duvardaki saate baktım. Saat 09:28'idi.

Odadan çıkıp mutfağa doğru yürüyecektim ki kapı zili sesi geldi. Kapının yanına adımlayıp delikten baktım fakat etrafta kimseler gözükmüyordu. Kapıyı açtım ve tam kapatacaktım ki kapının önündeki küçük sepetin içindeki siyah kutu dikkatimi çekmişti. Kutuyu elime alıp son kez koridora göz gezdirip kapıyı kapattım.

Kutuyu incelemeye başladım. Acaba babam, anneme takı siparişi filan mı vermişti diye düşünmeden edemedim. Kutuyu açtım ve içinde cam üzerinde yazan bir davetiye gördüm. Okuduğumda ise şöyle yazıyordu:

Sıla & Murat Ulusoy
Sizi düğünümüzde görmeyi çok isteriz. Bu mutlu günümüzde bizi yalnız bırakmayın.
Sevgiler...
- 22 Mart Pazar Günü/ ... Düğün Salonu/ Saat: 21:00 - 00:25

Sıla annemin biricik ve sap kardeşinin arkadaşıydı. Ama görünüşe bakılırsa artık sap değildi. "Anne! Düğün davetiyesi gelmiş." Diye bağırdım.

"Kimden?" Dedi annem. Salondaki kapıdan kafasını uzatmış bir şekilde.

"Senin sap ama artık olmayan iş arkadaşın Sıla'dan."

Elimdeki cam zarfı sallayarak ona gösterdim. Annem de yanıma yaklaşıp zarfı eline aldı. Okuyup kapının yanındaki beyaz çekmecenin içine koydu.

İşaret parmağımı havaya kaldırıp "Tamam, o zaman Eylül giyeceklerini ayarlamaya gider!" Dedim.

Annem arkamdan "Ee, kahvaltıya gelmiyor musun?" Dedi annem. "Birazdan gelirim." Diyip odama geçtim.

Evet, şimdi giyeceklerime karar vermem gerekiyordu. Eminim ki karar vermem saatlerimi alacaktı. Dolabın karşısına geçip, hızlıca kapağını açtım. Gözlerimi dolaptaki elbiselere göz gezdirdim.

"Yok bu çok sade! Yok bu çok demode! Aa, ben bunu geçen hafta giymiştim! Hmm, bir düğün için fazla sade! Yok bu çok kapalı! Ayy, yok bu da düğün için çok açık!" Diyip yatağın üstüne attığım elbiselere baktım.

"Allah'ım!" Diye bağırıp son kez dolabıma baktım. "Ben ne giyeceğim?" Diye fısıldadım kendi kendime.

Dolabımdan gözüme yeni aldığım yeşil bir abiye takılmıştı. Hemen onu elime alıp incelemeye başladım. Ne çok zarif, ne de çok sadeydi. Tamda aradığımı bulmuştum. Şuan sevinç çığlıkları atabilir; evi inletebilirdim ama bu fikrimden hemen vazgeçtim.

Ayakkabılarımın arasından ten renginde topuklu ayakkabı seçip dolabın kapağını kapattım. İlk önce elbiseyi dolabın kulpuna asıp, topuklu ayakkabılarımı altına koydum. Takı olarak bir şey takmayacaktım. Bu sefer çok abartılı giyinmek istemedim.

CafunéHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin