Her şeyin kolay olmadığını; çocukluğumu doğru düzgün tadamayan küçüklüğümde, acı bir şekilde görmüştüm. Her çocuğun istediği pamuk şekeri tadan değil, o pamuk şekere açlıkla bakandım. Bunu bir lezzet olarak algılamayın! Hayatımın tatlılık derecesinden anlayın.
Maddi durumum benim için umrumda değildi. Para somut şeylerin kapısını açarken, soyut şeylerin ardına bile bakmıyor. Mutluluk, sevinç vb. onları sallamıyor bile...
Küçükken annesinin peşinde koşan ancak dertlerimi de o yaşta, tadan bir çocuktum. Her gördüğüm kız babasının kucağındaydı, ben değildim. Neşe içinde kahkahalarını atıyorlardı, ben ise dertlerimi sayıyordum. Onlar mutluluk göz yaşlarını akıtırken ben ise kederimin göz yaşlarını kolumla siliyordum.
Onların karnı gülmekten ağrırdı; benim ise yaşadığım acılardan, stresten. Şuan ki halime bakmayın. Siyah tablonun üzerine rengarenk boyaların süründüğünü farz edin. Bütün siyahları içine kapatmış, dışı mutluluk abîdesi bir tablo. O tablonun da renklerinin aktığını düşünün. Artık güçsüzsünüz. Çünkü üzerinizi örtecek ne rengarenk boyalarınız, ne de ayakta dik durmanızı sağlayacak bir kalkanınız.
Mutluluğu biliyordum ancak anlamını bilmiyordum. Gerçek hayatta bile doğru düzgün yaşamayan ben olarak, ben ne işe yarardım ki? Beni mutlu edecek birini en fazla negatifleştirirdim ve ben, kanser gibi, zararlarımı yaymak istemiyordum. Kendi halimde ölüp, kendi halimde dirilmek isteyen günahkâr bir varlıktım.
Hayat adaletsiz; hayat acımasız. Hayat, sevdiğini elinden alacak kadar... Berbat. Hani derler ya: Hayatı sevdiklerimiz için yaşıyoruz. Peki, sevdiği olmayanlar ne için yaşıyor? Herkes mutlu değil, olamaz da. Herkesin mutlu olması demek, kusursuzluk demek. Tabi kusurlu bir hayatta kusursuz olmakta ayrı bir şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cafuné
ChickLitBenim ilk kaleme aldığım "Cafuné" İsimli kitaptır. "Yılbaşı günü 'Biz' olmuşsak; dilek tutmama gerek kalmamış demektir, sevgilim." Yüzü ve duruşu dik; kendinden taviz vermeyen "O olacak!" Bir demesine bakacak kadar kararlı, bir koruyucu. Kendinden b...