''Leon sevgiyle ellerini belime sardığında huzuru bulduğumu hissetmiştim.Biz ve bizim evimiz,artık tamamlanmıştık.Sonsuza dek...''
Bir romanı daha bitirdiğimde sıkıntıyla tavana baktım.Gerçekten her romantik kitabın sonu böyle bitmeli miydi?Hep sonsuza dek mutlu mu yaşıyorlardı cidden?Hiç mi sıkılmıyorlardı birbirlerinden?
Pekala her aşk romanı böyle bitmiyor elbette,abartmamalıyım ama her romanın sonunda o aşk sonsuza kadar sürüyor sonuçta.Aşk denen şeyin varlığı bile bu kadar şüphe uyandırırken kim çıkarmış ki sonsuza kadar süreceğini?Hele de günümüz şartlarını düşündüğümüzde...
Düşüncelerime duygusuzca gülerken rahat dinleme koltuğumdan kalktım.2 saatlik aramda yeni aldığım aşk romanımı okumak istemiş ve bunu rahatça başarmıştım.Lakin,sonu yine aynı çıkmıştı.Aşk ve sonsuzluk...
''Seninle beraber 200'e tamamlamış olduk.''dedim kitabı kitaplığıma yerleştirirken.Düşünce yapımda hiçbir şey değişmezken aksine daha da sinirlenmeme neden oluyordu bu durum.
Aşkın mantığı neydi ki üzerine bu kadar kitap yazıyordu bu insanlar?
''City of stars...Are you shining just for me.City of stars...There's so much that I can't see.Who knows? I felt it from the first embrace.I shared with you.
That now our dreams may finally come true.''diye şarkıya başladığımda asistanım Burcu da içeriye girmişti.''İnanamıyorum Lavinya,sonunda aşık mı oldun yoksa?Kulaklarım bu aşk şarkısını her yerden tanır.''dedi hayretle kapıdan bana bakarken.
''Saçmalama Burcu.''
''Bir anlık mutlu olmuştum buzlar kraliçesi.''dedi hayal kırıklığıyla.
''Benim aşık olma ihtimalim gerçek bir buz kraliçesi olmamdan daha zor tatlım''dedim sırıtırken.O somurtarak dışarı çıkarken ben de odamı toparlamaya başladım.
Birazdan başka bir anlatıcım gelecekti ve seansa hazırlanmalıydım.Onlara hastam demiyordum çünkü ben de bir doktor olarak görmüyordum kendimi.Ben onları dinlerdim onlar rahatlardı.Sorunlara farklı bir bakış açısıyla bakmalarına yardımcı olurdum sadece.Bunun hastalıkla bir alakası yoktu çünkü asıl hastalar insanları bu sorunlara itenlerdi.
★★★★★★★★★★★★★★★★★★
''Evet Sema hanım dediklerimi sakın unutmayın.Mutluluk içimizdedir.Kendimizi mutlu etmek için büyük şeyler aramamıza gerek yok.En küçük şeyden bile mutlu olabilir bir insan.Yeter ki inancımız olsun bunlara.Biz de sizinle seanslarımızda bunu sağlamaya çalışacağız.''
''Sağol Lavinya kızım.Bu yaşımla beni kabul ettin.Ciddiye alıp dertlerimi dinledin bana yardımcı oldun.''
''Ne demek,benim işimin bir parçası bu.''dedim samimiyetle.
"O zaman haftaya yine aynı saatte mi geleyim kızım?"dedi çantasını alıp ayağa kalkarken.
"Haftaya değil de ondan sonraki hafta gelseniz daha iyi olur.Biraz dediklerimi uygulamaya çalışın,bunları hayatınıza yansıtın.Olur mu?"
"Sen nasıl dersen o kızım."
"Tamamdır.İki hafta sonra aynı gün aynı saate randevunuzu ayarlatacağım o zaman."
Sema Hanım mutlulukla odamdan çıkarken ben de toparlanmaya başladım.Bugün en yakın arkadaşımın düğünü vardı ve ben tam bir işkolik olarak saatin 5 olmasına rağmen hala işteydim.İnci beni öldürmezse şanslıydım.Büyük bir hızla ince kot ceketimi de elime alıp odamdan çıktım.Aceleyle merdivenleri inip girişteki Burcu'ya kısaca veda ettim ve şirin arabama doğru yol aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni AŞK'a İnandır
RomantizmBen aşka inanmayan ama tonlarca aşk kitabı bitiren birisiyim. Aşkın tanım olarak kavramını en ince ayrıntısına kadar açıklayabilen ama asla yaşanamayacağını düşünen birisi... Gerçek aşk bana çok uzaktı,hele de bu devirde iki insanın bedensel çekim h...