Elvan'la beraber annesiyle babasının eski çiftliğine gelmiştik. İçim kıpır kıpır ve heyecanlıydı.
"Boş mu peki içerisi?"
Sırıtıp yüzüme yaklaştığında kalbim hızlanırken gözlerine oradan da dudaklarına baktım.
"Neden soruyorsun?"
"Hiç, kesinlikle hiç."
Gülüp geri çekildi ve kapıyı çaldı. Bir süre sonra kapıyı yaşlı bir kadın açmıştı.
"Elvan'ım!"
Kollarını Elvan'a sarıp birkaç kez sırtına vurdu. Teyzesinden başka akrabası olmadığını sanıyordum. Ayrılıp beni gösterdi.
"Hala bu arkadaşım Arkın, Arkın, bu da Halam."
Gülümseyip merhaba anlamında elimi salladım.
"Gelin hadi içeri Elvan'ım en sevdiğin gözlemelerden yaptım."
Gülümseyip onlara baktım ve peşlerinden içeri girdim.
Bir süre geçtikten sonra evde oturmaktan sıkılmıştım. Şehirden uzakta bir yerdeydik ve buranın havası çok güzeldi.
"Elvan, biraz gezelim mi dışarıda."
Gülümsryip kafasını salladı ve halasına söyleyip ayağa kalktı. Evden çıktığımızda rahat bir nefes aldım.
"Buralar çok güzelmiş."
"Evet, daha sık gelmek istiyorum ama fırsatım olmuyor işte.."
Elimi eline götürüp ellerini tuttum. Burada rahatça ellerini tutabilirdim. Elini çekip etrafa bakındığında üzgün bir şekilde yere baktım.
"Burada kimseler olmaz diye düşünmüştüm.."
"Bilmiyorum sadece korkuyorum."
Üzgün bir şekilde yere bakmaya devam ettim. Böyle davranması bazen hala benimle oynuyor olabileceğini düşünmeme neden oluyordu.
"Elvan, beni gerçekten seviyorsun değil mi?"
"Ne demek istiyorsun?"
"Bilmiyorum.."
Gözlerimi ona çevirdiğimde öfkryle bana baktığını gördüm ve gözlerimi kaçırdım.
"Bana güvenmiyor musun?!"
"Sadece emin olmak istiyorum işte."
Gözlerinin dolduğunu gördüğümde kendimi kötü hissetmiştim. Çok geçmeden gözlerinden yaşlar gelmeye başlamıştı.
Söylediğim şeyin bu kadar canını yakacağını hiç düşünmemiştim. Düşünmeden hareket ettiğim için onu böyle üzmüştüm.
"O zaman benim peşimden gelmeyi kes! Yanımda olmayı kes! Bana güvenmiyorsan sevme de."
"Elvan, öyle değil sadece boş yaptım herzaman ki gibi biliyorsun."
Beni dinlemeyip arkasını döndü ve hızla yürümeye başladı. Peşinden gidip ona yetişmeye çalıştım. O kadar hızlıydı ki o yürürken ben koşarak ona yetişmeye çalışıyordum.
Sonunda yavaşladığında rahat bir nefes alıp yanına gittim. Kızarmış gözlerini bana çevirip kaşlarını çattı.
Etraf o kadar sessizdi ve ıssızdı ki, sadece kuş cıvıltıları böcek sesleri geliyordu.
"Git burdan."
"Gitmiycem."
Bedenimi itip ağaçların arasındaki, terk edilmiş kamyonun kasasına çarpmama sebep oldu. Kamyon artık paslanmış ve içinden yeni bitkiler çıkmaya başlamıştı.
Acıyla inleyip ona bakmaya devam ettim. Kendimi çok kötü hissediyordum. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.
"Eğer sana güvenmeseydim şu anda burada olmazdım! Asıl sen bana güvenmiyorsun sanırım."
Dedim öfkeyle konuşarak. Ben de elimde olmadan gözyaşlarımın akmasına izin vermiştim. İki kelimemle böyle moralinin bozulması çok sinir bozucuydu...
--
Ehueheueje kaos yapasım geldi
Ama bölüm içime sinmedi gibi yaa
:( olmamışsa söyleyinNeyse sonraki bölüm güzel azcık kavga etsinler değil mi ama?
Ne düşünüyorsunuz bir de yazsanıza 💗💗💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geber Artık(Gay)
Short StoryEşcinsel olduğunu başından beri biliyorum bir kere olsun sana bir şey dedim mi bu konuda? kimsenin yönelimi beni ilgilendirmez homofobik değilim ama Sana fobik olabilirim. 03.07.19