3.0

5.9K 488 264
                                    

-Elvan-

Böyle bir şeyi kabul etmek aptallıktı. Tanrı aşkına ne idüğü belirsiz, kendini çöpçatan diye tanıtan birine ne kadar güvenebilirdiniz ki?

En azından kaybedecek bir şeyim olmadığını bilmek içime biraz olsun su serpilmesini sağlıyordu.

Okulun kapısından girip etrafta koşuşturan aptal 9.sınıfların yanından geçerken  negatif enerji saçan bakışlarımı sergilemeyi de ihmal etmedim. Bunu bir rutin haline getirmiştim.

(üzgünüm 9.sınıflar bunlar Elvanın düşünceleri benim değil)

Sınıfa girip sırama oturdum. Arkın da kendi sırasında arkadaşlarıyla yüksek sesle sohbet ediyordu.

Bu çocuğun kesinlikle ses ayarı yoktu. Her yönden sinir bozucu bulup aynı zamanda nasıl bütün bunları çekici bulabiliyordum ki?

Her şey yolundaymış gibi görünüyordu. Rahat bir nefes alıp bakışlarımı Arkın'ın üzerinden çektim.

Bakışları bana hiç dönmüyordu. Benden hoşlanmadığını ve hoşlanmayacağını da biliyordum. Bu durumun kalbimi acıtıyor olması sinir bozucuydu.

Yanıma oturan Aysu'yu fark ettiğimde kaşlarımı kaldırıp ona baktım.

"Ne oldu? Ne boş yapacaksın yine?"

Gözlerini devirip kolşarını birbirine bağladı ve küçük bir hah sesi çıkardı.

"Çok kabasın. Sadece sana yardımcı olmak istiyorum."

Bir şey demedim ve önüme bakmaya devam ettim. Parmaklarını koluma atıp sert bir şekilde kolumu cimciklediğinde kaşlarımı çattım.

"Ya ne istiyorsun?"

Gözlerim istemsiz bir şekilde dolmaya başlanmıştı. Bunun sebebi canımın yanmış olması değildi.

Bir konuda üzerime gelinmesi, sinirlendiğim halde bir şey yapamamak içimdeki bir yerlerde ağlama isteği doğuruyordu.

Sanırım Aysu da durumu fark etmişti. Geri çekilip önüne döndü.

"Üzgünüm sanırım biraz ileri gittim."

"Şey, sorun değil ben de üzgünüm. Kaba davranıyorum. Sadece bilmiyorum her zamankinden farklı hissetmek beni olduğundan daha da asabi yapıyor."

Gülümseyince ben de gülümsedim. Aysu, iyi bir insandı. Elimi ona doğru uzattım.

"Arkadaş olabiliriz sanırım."

Elimi tutup aşağı yukarı salladı.

"Anlaş-"

Elimin sertçe itilmesiyle şaşkınca kafamı kaldırdım. Arkın bana ve Aysu'ya öfkeyle bakıyordu.

"Aysu ne yapıyorsun sen? Dostumun düşmanı düşmanımdır kuralımıza ne oldu?"

Aysu tek kaşını kaldırıp Arkın'ı baştan aşağı süzdü ve güldü.

"Çocuk gibi davranmayı ne zaman keseceksin? O kuralı 3.sınıftayken bulmuştuk."

Kollarını birbirine bağladı ve Aysu'ya bakmaya devam etti. İnatla gözlerini  bana çevirmiyor gibiydi. Bana bakmasını sağlayacaktım.

"Eh, Arkın'ın aklı ilk okul seviyesinde kalmış demek ki."

Gözlerimi ayırmadan, neredeyse hiç kırpmadan ona bakıyordum. Ne kafasını, ne de gözlerini bana çevirmişti. Normalde buna tepkisi üzerime doğru gelip "ayna mıyım" gibi aptalca sözler söylemrk olurdu.

Her zamankinden farklı görünüyordu. Neden böyleydi? Üzerine gitmeye devam edecektim.

"Gerizekalı olmak zor olmalı Arkın."

Bakışları sonunda bana çevrildiğinde yüzümde bir zafer gülümsemesi oluşmuştu.

"Aysu'yla konuşmayacaksın."

"Neden?"

"Çünkü o benim arkadaşım senin değil."

Birden kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Gülmekten karnım ağrımıştı artık. Zar zor gülmeyi kesebildiğimde

"Yoksa beni mi kıskandın?"

"Sa-SAÇMALAMA"

Elimi omzuna atıp hafifçe vurdum. Böyle bir şey düşünmüş olanazdı zaten. 

"Şaka yaptım bu kadar ciddiye almana gerek yok."

Omzunu geriye çekip uzaklaştı.

"Kıymetli arkadaşını da alıp git hiçbirinize meraklı değilim."

Çok geçmeden hoca geldiğinde ikisi de sınıfına dönmüştü. Kafamı sıraya koyup gözlerimi kapattım...

--
Arkadaşlar kusura bakmayın hem bekletiyorum hem de saçma sapan bölüm yazıyorum djdjjdksdhjs

Ama sanırım geri dönüyorum

Umarım dönmüşümdür ben de tam olarak bilmiyorum.

Sizi çook seviyorum. Lürfen yorumlarınızı yazın.

Umarım hala okuyorsunuzdur...
💗❤️💕🐜🐜💗

Geber Artık(Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin