5

1.4K 138 41
                                    

"Disosiyatif kimlik bozukluğu" Bayan Jung karşısında oturan Jungkook'un, Hoseok'un neyi olduğu ile alakalı sorusuna bu cevabı vermişti.

"İyi de çoklu kişilik bozukluğu ilaç ile tedavi edilmez. O ilaçlar ne?" Bayan Jung oturduğu masanın arkasındaki yerinde kıpırdandı ve ellerini karnında kenetledi.

"Sadece onu uysallaştırmaya çalışıyoruz. Yan karakterleri öyle ani ve sık ortaya çıkma eğiliminde ki. Herhangi bir sorun olmaması adına onu sakinleştirecek ilaçlar enjekte etmek durumundayız." Bu mantıksızdı.

Disosiyatif kimlik bozukluğu yani çoklu kişilik bozukluğunda böyle bir tedavi yöntemi mümkün değildi. Onların tek yaptığı, olma imkanı olanı geciktirme eğilimiydi.

Hoseok'un kaç alter kişiliği vardı ya da nasıl karakterleri vardı bilmiyordu. Bugün ikisine denk gelmişti. Birisi öyle masum ve bilgisizken diğeri her şeyin farkında ve yırtıcıydı. Can yakma eğilimi yüksek ve tam anlamıyla gözü dönmüş.

Hangi noktalarda bu kişilikler ortaya çıkıyordu, Hoseok'un asıl kimliği ne kadar derinde saklanıyordu ve ona nasıl ulaşabilirdi bilmiyordu.

Hoseok ile daha yakından ilgilenmeli, onun gerçek kişiliğine ulaşmak adına elinden geleni yapmalıydı. Az önceki o ses tonu...

Jungkook kafasını eğmiş az önce olanlarla o denli doldurmuştu ki kafasını. Bayan Jung yine konuştu.

"Hoseok şuan 19 yaşında." Bayan Jung masası üzerindeki aile resmine bakarken mırıldandı. Resim,Hoseok henüz 9 yaşındayken çekilmişti. Bu hastaneye yatırılmadan sadece birkaç ay önce...

"Kaç yıldır burada?" fısıldadı Jungkook en sonunda kafasını kaldırıp. Şuan tek istediği bu konuşmanın hemen son bulması ve uyutulan Hoseok'un yanına gitmekti.

"10..." Bayan Jung bu durumda duygularını belli etmemeye öyle alışmıştı ki. İlk zamanlar ona bu durumun ne denli zor geldiğini tahmin etmek imkansızdı. Ama 10 yılı aşkın bir sürenin sonucunda şuan bu durumları anlatırken suratı öyle donuk ve duygulardan arınıktı ki.

"Henüz 9 yaşındayken... Yaşadığı bir travma sonucunda tam anlamıyla o güleç, sevimli oğlumun gözlerim önünde delirmesini izledim." O burada çalışan bir doktor olsa bile oğluna faydasının dokunamıyor olması ne denli kötü hissettiriyor olmalıydı.

"Beni hatırlamıyor." Bayan Jung arada bir durarak konuşmaya devam ediyordu. Yüzünden belli olmuyordu hisleri ama konuşurken nasıl da zorlanıyordu. Anlamak zor değildi.

Travmaların insanlardaki etkileri sonucu, alter kişilikler baskın çıkınca insan kendi gerçek kimliğindeki şeyleri unutabiliyordu. Bir nevi amnezi...

Bayan Jung ayağa kalkıp dolaptan bir dosya çıkarttı ve masadan Jungkook'a doğru iteledi. "Burada 10 yıl boyunca Hoseok adına yapılan gözlemler, şu zamana dek ortaya çıkan alterleri yazıyor."

Jungkook dosyayı alıp göğsüne bastırdı. "Peki bu travma neydi?" fısıldadığında Bayan Jung titrek bir nefes verdi.

"Hoseok zeki, narin bir çocuktu. Eşim ile şiddetli geçimsizlikler baş göstermeye başladığında bizden çok o bu durumdan etkilenmişti." bu olayın sonunda nasıl bir şey kendisini bekliyordu bilmiyordu ama Hoseok'un o sıkışıp kaldığı çocuk kimliği belki de o mutlu anılarının içindeki kendisinden kaynaklanıyordu. Hala o mutlu çocukluğundan sıyrılamamış.

"Bir gün... Yine o şiddetli kavgalardan biriydi. Artık bu ilişkinin yürümeyeceğinden emindik. Hoseok okuldaydı ve gelmesine az kalmıştı. Üst katta, koridorda bağrışırken... Yemin ederim sadece hafifçe ittim. Ben... Böyle olacağını tahmin edemezdim." o duygusuz yüz ifadesi, takındığı o maske yerle bir olmuştu Bayan Jung'un... Gözleri dolu dolu masasındaki resme bakıyordu.

"Merdivenlerden yuvarlandığında... Kanlar içerisindeyken Hoseok'un neşeli sesini duydum kapının orada. O gün, o çığlıkları... Babasını kaybetmenin o acısı... Her daim beni suçlamıştı. Haklıydı da. Mahkeme bunun kendini korumak ile alakalı olduğu kanısına varınca da belli miktar para ile serbest kaldım. Eşim öldükten 3 ay sonra Hoseok artık kontrolden çıkmıştı..."

Yakın birisini kaybetmenin verdiği o travma Hoseok'un minik bedenini nasıl da etkilemişti anlaşılan. Babasının cansız bedenini kanlar içerisinde görmek onu nasıl da sarsmış olmalıydı.

"Yeni kişilikleri kendisini artık daha fazla kontrol etmeye başladıkça Hoseok kendi gerçek kimliğini en derine itti. Beni unuttu. Kendisini unuttu ve bugün... Yemin ederim siz konuşurken ilk kez gerçek Hoseok'un orada olduğunu hissettim. 10 yıl sonra ilk kez. Ve o zaman anladım ki seni buraya getirmek ve senden bunu istemek en doğru karardı."

Bayan Jung ağlarken Jungkook ayağa kalktı ve sarsılarak ağlayan bedenin omzunu sıvazladı. "Onu geri getireceğim. İnanın bana oğlunuzun iyileşmesi adına elimden geleni yapacağım."

Bayan Jung omzundaki eli tuttu ve minnet dolu bir bakış attı arkasındaki bedene dönerek.

"Hadi sen onun yanına git. İlacın dozu yüksek değildi. Birazdan uyanır." canından çok sevdiği oğlu tarafından suçlanmak ve şimdide hatırlanmamak berbat olmalıydı.

Evet Bayan Jung bir hata yapmıştı ama onun gözlerinden okumuştu o pişmanlığı... Bilerek bunu yapmadığını ve aradan 10 yıl geçse dahi hala eşini özleyip sevdiğini...

Hoseok ve daha çok Bayan Jung adına düşünceleriniz neler?

The Ring :: HopeKook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin