// chapter seven //

1.7K 119 63
                                    

Hermione üstünü giyindikten sonra son bir kez aynaya baktı. Kabarık saçlarında gezdirdi ellerini. Düzleştirmeyecekti, böyle çok daha güzel olduğunu düşündü.

Yatakhaneden çıkıp iksir sınıfına doğru ilerledi. Sınıfa çoğu kişi ondan önce gelmişti, ama Harry ve Ron hala ortada yoktu. Ginny her zaman oturduğu yerdeydi, yanına gidip oturdu Hermione. Etrafta uzun süre göz gezdirdi. Tertemizdi sınıf, gülümsedi.

Fakat gülümsemesi yüzünden bir anda siliniverdi. Kapı sertçe kapandı ve yerinden sıçradı Hermione. O tarafa dönüp baktığında koşarak içeri dalan Harry, Ron ve Malfoy' u  farketti.

Malfoy onlardan çok uzak bir yere oturdu. Harry ile Ron ise hemen Ginny ve Hermione' nin arkasındaki boş yerlere geçtiler.
"Profesör - Snape - geliyor."
Dedi Ron, hızlı hızlı nefes aldığı için kesik kesik çıkıyordu kelimeler ağzından.

O sırada içeri Profesör Snape girdi. Sert bakışlarını sınıfta gezdirdi.
"Bugün yapacağınız iksirin adı
Yaşayan Ölü İksiri (Draught of Living Death). Geçen haftaki gibi ikili gruplar halinde çalışacaksınız. Şimdi herkes grup arkadaşının yanına geçsin."

Hermione bakışlarını Draco' ya çevirdi. Draco' da o sırada ona bakıyordu. Eliyle gelmesini söyleyen bir işaret yaptı, Hermione eşyalarınıda alıp onun yanına geçti.
"Hadi, bir an önce başlayın!"
Diyerek komut verdi Snape.

"Şurada yazan malzemeleri getireceksin Malfoy."
Dedi Hermione eliyle sayfanın en üstünde yazan yeri işaret ederek.
"Sen getir."
Hermione bıkkınlıkla nefes verdi. Draco ile uğraşmak istemiyordu, bu yüzden kitabını eline alıp malzeme dolabına doğru ilerledi.
Kitapta yazan tüm malzemeleri kucağına doldurup dikkatlice Malfoy' un yanına vardı. 
Malzemeleri masanın üstüne yığdı ve kitabı Draco' nun eline bıraktı.

"Malzemeler : Pelinotu, çiriş otu kökü. Ne yani, sadece bu kadar mı?"
Hermione kafasını salladı. Draco yazanları biraz daha inceledi.
"Etkisi : İnsanların derin bir uykuya dalmasına sebep olur."
Sertçe çıkıştı Hermione.
"Etkisini değil, yapımını okuyacaksın Malfoy!"
Draco gür çıkan sesiyle ondan daha sertçe cevap verdi.
"Kes sesini Granger, nereyi okuyacağımı biliyorum!"

"Yapımı : Öğütülmüş çiriş otu kökünü pelinotu demine ekleyin."
Alaycı bir tavırla Hermione' ye döndü Malfoy.
"Bu kadarını da becerebilirsin herhalde, değil mi?"
Diye tamamladı cümlesini.
"Kapa çeneni Malfoy."
Dedi Hermione umursamazca.

~

"Tebrikler Bay Malfoy, ve tabi Bayan Granger. Harika bir ikili olduğunuzu söylemem gerek doğrusu."
Snape yanlarından ayrılınca Draco, Hermione' ye dönüp belli belirsiz gülümsedi.
"Profesör Snape haklı, harika bir ikiliyiz. Sence de öyle değil mi Granger?"
"Tabi, ne demezsin!"

~

"Herhalde kurallı hatırlatmama gerek yok."
"Sihir kullanmayacağız, hiç bir şeyi kırıp dökmeyeceğiz, ve kavga etmeyeceğiz."
Diye bir bir saydı Hermione. Snape memnuniyetle başını salladı ve dışarı çıkıp kapıyı kapattı.

Genç cadı hemen köşeye dayanmış süpürgeyi eline alıp yerleri süpürmeye başladı.
"Bu gece kavga çıkarmayacak mısın Granger?"
Hermione başını yerden kaldırmayarak cevapladı.
"Hayır."
Draco gözlerini devirdi.
"Çok sıkıcı."
Bakışlarını Draco' ya çevirdi Hermione.
"Orada öyle boş boş dikilirsen tabi sıkılırsın. Ne demek istediğimi anladın mı? Rafların ve şişelerin tozunu al Malfoy."

Draco alaycı bir tavırla güldü.
"Bende ne zaman emirler yağdırmaya başlayacağını merak ediyordum."
Hermione yerleri süpürürken cevapladı.
"Emirler yağdırmıyorum. Sadece yapman gerekeni söylüyorum."
"Ah, evet. Ya sen ne yapıyorsun?"

Hermione tam ağzını açmış cevap verecekken bir anda tüm ışıklar söndü. Etraf kapkaranlık olmuştu, küçücük bir ışık bile girmiyordu içeri.
Hermione korkudan tiz bir çığlık atarken Draco araya girdi.
"Kes sesini Granger, kulaklarıma zarar veriyorsun!"
"Malfoy, seni göremiyorum."
Malfoy' un gözleri sürekli açılıp kapanıyordu, kendini kör gibi hissediyordu. Ama her zamanki soğukkanlılığını koruyordu.
"Aptal mısın sen? Tabi ki göremezsin, ışıklar söndü."

Hermione sertçe yutkundu. Elini boşluğa doğru uzattı.
"Nerdesin?"
Draco bir kaç adım ilerledi. Hermione' nin öne doğru uzanmış olan kolunu yakaladı.
"Elimi tut."
Dedi Hermione sessizce. Malfoy önce şaşırsada, yavaş yavaş kendi parmaklarıyla Hermione' nin parmaklarını birbirine geçirdi.
"Burdayım, hissediyor musun?"
"Evet."
Sonunda sakinleşmişti Hermione. Ellerini ayırmadan bir köşeye sinip oturdular.

"Sen, karanlıktan korkuyor musun?"
Genç cadı uzun süre hiç bir şey söylemedi. Sonra dudaklarını ıslatıp cevapladı.
"Neden gaz lambamı kırdığında o kadar öfkelendiğimi düşünüyordun ki?"
Draco gülerek cevapladı.
"Doğru ya, ortalığı ayağa kaldırmıştın."

Bir süre hiç bir şey söylemeden öylece durdular.
Omzunda bir ağırlık hissetti Malfoy.
Güldü.
Hermione uyuya kalmıştı. Draco' nun da pek dayanacak hali yoktu. Başını duvara dayadı ve göz kapaklarını kapadı. En sonunda ikiside uyumuştu. Elleri ise hala sımsıkı tutuşuyordu.





Bu bölüm için biraz beklettim, kusura bakmayın.

Aww, tutuşan ellerinizi ısırırım sizin <3

*Bu arada şuna bir açıklık getireyim; Ginny bu hikayede Ron' un ikiz kız kardeşi. Yani diğerleriyle aynı yaşta. Bu yüzden aynı derslere, aynı yatakhaneye giriyorlar.*

692 kelime

potions class • dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin