// chapter nine //

1.6K 116 30
                                    

Hermione saçlarını tarayıp hemen yatakhaneden çıktı. Geç kalmak isteyeceği son ders Biçim Değiştirme' ydi.

Adımlarını biraz daha hızlandırıp sınıfa doğru ilerledi.
"Granger!"
Olduğu yerde kaldı Hermione. Bir fısıltı duyduğunu sandı. Bir süre ses gelmeyince yürümeye devam etti.
"Lütfen! Granger!"
Tekrar olduğu yerde kaldı. Bir-iki adım geriledi. Ses hiç ışık almayan, kapkaranlık ve dar bir koridordan geliyordu.
Oraya doğru yavaş adımlarla ilerledi. Koridorun başına geldiğinde birinin onu kolundan tutup yanına çekmesiyle neredeyse çığlık atacaktı. Ama gördüğü tanıdık simayla rahatladı.

"Malfoy?"
Draco hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.
"Neler oluyor?"
Hermione fısıltıyla yerde uzanan Draco' nun dibine çöktü.
"Bacağım."
Diyebilmişti zorla. Hermione onun pantolonunu yarısına kadar sıvadı ve bacağını açtı. Bacağına dokunduğu an eline bir ıslaklık geldi. Bu ıslak şey gittikçe daha fazla akıyordu.

"Bacağın kanıyor."
Hermione bir kana bulanmış eline, bir de Draco' nun gittikçe daha fazla kanayan yarasına baktı.
Kanı biraz da olsa durdurmak için hızlıca boynundaki kırmızı-altın renkli atkıyı Draco' nun bacağına bağladı. Sertçe sıktığında ağzından ufak bir inilti çıktı Malfoy' un.
"Buna neyin neden olduğunu sonra soracağım Draco Malfoy."
Draco gözlerini kaçırdı.
"Ama şimdi hemen hastane kanadına gitmeliyiz."

Draco' nun iki elinden tutup kaldırmaya çalıştı. Zor da olsa başarmıştı.
"Çok ağırsın."
"Senden hafif olduğum kesin."
Dedi Draco alayla.
"Hemen şimdi çeneni kapatmazsan seni şuraya bırakırım ve kan kaybından ölürsün."
"Peki, peki."
Hermione, Malfoy' un kolunun altına girdi, Malfoy ise kolunu hızla genç cadının omzuna attı.

Hermione nerdeyse Draco' nun kolunun altında ezilecek duruma gelmişti. Draco ise uyuşuk uyuşuk yürüyordu. Sadece sol bacağına basabiliyordu, bu yüzden ağırlığının yarısı Hermione' nin üzerindeydi.
"Sonunda - geldik."
Dedi Hermione nefes nefese.

Kapıyı açıp içeri girdiler. O sırada Madam Pomfrey yatakta yatan bir çocuğa ilacını içiriyordu. Onları farkettiği an hızla yanlarına geldi.
"Ne oldu buna böyle?"
Dedi dehşet içinde.
"Hiç - bir - fikrim - yok."
"Çok yorulmuşsunuz Bayan Granger, Bay Malfoy' u bana bırakın."
Hermione elini göğsüne yerleştirip nefesini düzenlemeye çalıştı. O sırada Madam Pomfrey, Draco' nun kolunun altına girip onu hızla boş bir yatağa yatırdı.

Hermione hemen Draco' nun yatağının başına geldi. Madam Pomfrey bacağındaki atkıyı çıkartıp boş koltuğa attı.
"Siz dersinize gidebilirsiniz Bayan Granger, isterseniz Bay Malfoy iyileşince gelebilirisiniz."
Hermione, Biçim Değiştirme dersini tamamen unutmuştu.
Hızla başını salladı, Draco' ya son bir kez dehşet içinde bakıp dışarı çıktı.

~

"Yani onu hastane kanadına sen mi götürdün?"
Ron' un sorusu üzerine Hermione hiç bir şey söylemeden sadece kafasını salladı.

Şimdi Biçim Değiştirme dersinden çıkmış, Simya dersine giriyorlardı.
"Bacağına ne olmuş peki?"
"Bilmiyorum, söylemedi."
Dedi Hermione hızlıca.

Dersliğe doğru yürürlerken Hermione olduğu yerde durdu.
"Şey-"
Ron ve Harry durup gerilerinde bıraktıkları Hermione' ye baktılar.
"Ben gelmiyorum."
"Ne?"
Dedi Ron şaşkınlıkla.
"Ama sen Simya' ya bayılırsın."
"Umrumda değil!"
Dedi Hermione, Harry' nin söylediği şeyin üzerine.
"Y-yani, şey. Ah, kusura bakma Harry! Biraz fazla sert çıkıştım. Sadece yapacak daha önemli işlerim var, hadi siz gidin."
"Draco' nun yanına mı gideceksin?"
Diye sordu Harry gülerek.
"Ne? Hayır tabi ki! Hadi gidin dedim size."

Ron umursamazca omuz silkti.
"Hadi gel Harry."
Onlar gözden kaybolana dek arkalarından baktı Hermione. Sınıfa girdikleri zaman koşarak hastane kanadına doğru ilerledi.

Kapıyı yavaşça açıp içeri girdi.
Madam Pomfrey onu farketmemişti, boğazını temizleyip kapıyı kapattı.
"Şey Madam-"
"Ah, Bayan Granger! Gelebilirsiniz, Bay Malfoy' un durumu gayet iyi. Ama hızlı olmalısınız, dinlenmeye ihtiyacı var."
"Tabi, Madam Pomfrey."
Dedi ve Draco' nun yatağının bir köşesine oturdu.

Gözleri yarı kapalı olan Draco, Hermione' yi görünce yatakta doğrulmaya çalıştı. Fakat Hermione onu omuzlarından tutup yavaşça yattığı yere geri itti.
"Sakın kalkayım deme."
Draco gülerek başını salladı.
"İyi misin?"
Dedi Hermione sakince.
"Çok iyiyim. Bu arada beni buraya getirdiğin için şey ederim."
Hermione gözlerini kıstı.
"Ne edersin?"
"Şey işte."
Hermione gülerek bir kez daha sordu.
"Şey?"
"Teşekkür."
Dedi Draco sessizce. Hermione' nin tüm yüzünü bir tebessüm kapladı, neredeyse ağzı kulaklarına varacaktı.

"Rica ederim."
Dedi gülerek, buna karşılık Draco' da güldü. Sonra aklına gelen şey ile kaşlarını çattı.
"Senin şu an derste olman gerekmiyor mu?"
Diye sordu çatallaşmış sesiyle. Hermione gözlerini kaçırdı.
"Şey, evet. Ama-"
"Ama? Ama seni merak ettiğim için buraya geldim. Hayır Granger, gidip dersine girmelisin."
Hermione tam ayağa kalkmıştı ki aklına gelen şey ile yeniden oturdu.

"Bu yaranın nasıl olduğunu öğrenmeden gitmem."
Dedi kararlı bir ses tonuyla.
"Madam Pomfrey! Yaram çok acıyor!"
Diye bağırdı Draco aniden. Hermione şaşkınlıkla gözlerini büyüttü.
Madam Pomfrey koşarak Draco' nun yatağının başına geldi.
"Bayan Granger, artık gitseniz iyi olur. Dediğim gibi, dinlenmeye ihtiyacı var."
Madam Pomfrey, Draco' nun bacağındaki yarayla ilgilenirken Hermione son bir kez Draco' ya bakıp kaşlarını çattı.

"Öğreneceğim."
Dedi fısıltıyla. Malfoy, Hermione kapıya doğru yönelirken arkasından bakıp güldü.
"Biliyorum."





Selamlar!

Artık Hermione ve Draco' nun arasındaki kavgaları bitirmeye karar verdim.

Bir de artık yeni bölüm atmak için bazı günler belirledim.

Final yaklaşıyor.

764 kelime

potions class • dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin