// chapter thirteen //

1.5K 99 20
                                    

Saat akşam 20:00' i biraz geçmişti. Hermione kütüphanede uzunca bir süre bekledi.

Ama Draco ortalıkta yoktu. Kütüphanede bir kaç kişi kalmıştı.

Hemen karşı çaprazında oturan Blaise Zabini ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Hermione de onu takip etti.

İkisi arka arkaya kapıdan çıkınca Hermione ona seslendi.
"Zabini!"
Blaise boş bakışlarla ona doğru döndü.
"Efendim?"
"Şey... Malfoy' u gördün mü acaba?"
Blaise biraz düşündü.
"Malfoy mu? Sanırım, en son Karagöl' e gideceğini söylemişti-"
"Ah, cidden mi? Çok - çok teşekkür ederim Zabini."
Ve hemen oradan uzaklaştı.

Hızla Karagöl' e koşuyordu Hermione. Biraz sonra gölün kenarında oturan Draco' yu farketti.

Arkadan muhteşem görünüyor, diye düşündü Hermione.

Şimdi ise yavaş adımlarla ona doğru ilerliyordu.

Draco ayak seslerini duymuştu. Başını çevirdi ve Hermione' ye baktı. Yerinden kalkmadı, başını tekrar göle doğru çevirdi.

Malfoy' un hemen yanına oturdu Granger.
"Neden gelmedin?"
Diye sordu hemen.

"Bilmiyorum."
"Biliyorsun."
Draco başını ona doğru çevirdi.
Hermione derin bir nefes alıp sordu.
"Benden gerçekten hoşlanıyor musun?"
Genç cadı da başını ona doğru çevirmişti şimdi.
"Evet."
Dedi Draco tereddüt etmeden.
"Malfoy-"

Yine dudakları titremeye başlamıştı Hermione' nin.
Artık söylemesi gerekiyordu, itiraz edemezdi.

"Galiba, şey... bende senden hoşlanıyorum."

Draco şimdi ifadesizce bakıyordu. Hermione ise hızlıca nefes alıp veriyordu.

Birden kafasını uzattı Malfoy. Kendi buz tutmuş dudakları ile Granger' ın titreyen dudaklarını birleştirdi.

Genç cadı önce şaşırsa da bunu bekliyordu. Direnmedi, gözlerini kapadı ve karşılık verdi.

Draco ise uzunca bir süredir bunu bekliyordu, memnundu. Daha önce hiç böyle hissetmemişti. Hermione' nin dudaklarına kavuşmak harika bir duyguydu.

Bir süre sonra yavaş yavaş ayırdılar dudaklarını.

İkiside gözlerini birbirine kenetleyip gülümsediler. 

Draco iki eliyle Hermione' nin yüzünü avuçladı.
"Eninde sonunda olacaktı değil mi?"
Hermione başını olumlu anlamda sallayarak cevapladı.
"Eninde sonunda duygularımız kontrolümüzden çıkacaktı."

Hermione kafasını uzatıp, kendi alnını Draco' nun alnına yasladı.

"Delirdiğimi düşünüyordum."
Diye fısıldadı Hermione.
"Delirmiyormuşsun."

Hermione' nin gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı.

"Daha da kötüsü, aklımı oynatmışım."





SONUNDA!

Bende Draco gibi bugünü iple çekiyordum.

Üzülerek son 1 bölüm kaldığını belirtmek istiyorum.

319 kelime

potions class • dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin