13

90 13 34
                                    

Elbisemin içine sığmaya çalışırken kendisine makyaj yapan Melis'e de laf yetiştiriyordum.

Ben ne ara bu kadar kilo almıştım acaba?

Ups. Hatırladım. Hani şu Enis Kaya'dan duyduğum nefret dolu cümleden sonra kendimi salıp her gün abur cubur yiyip yatağımda pineklediğimden bu hâle gelmiş olabilirdim.

"Sığamıyorum ben bu daracık şeye!" diyerek dudak büktüm.

"Belki de kilo almışsındır." diyerek beni aydınlatıp ardından bir kahkaha patlatan Melis'e de gözlerimi devirmeyi ihmâl etmemiştim.

"Yılın tespitçi ödülünü kaptın benden." diye söylenirken aynadaki yansımamla bakışıyordum. Biraz duygu dolu bir bakışmaydı bizimkisi.

"Neyse zaten o elbisede geçen yılkı doğum gününde giydiğinden beri gözüm vardı. Artık sen o kiloları aldıktan sonra benim olmuş demektir."

"Al al. Güle güle kullan ben de birkaç pijama bakayım artık."

Dolabımı açıp yere düşen kıyafetleri tutmaya çalışıyorken aynı zamanda pijamalara da göz atmıştım.

Önüme geleni alıp yatağa oturduğumda Melis anlamsız bakışlarını elimdeki pijama takımıma yolluyordu.

"Su... Partiye gidiyorsun."

"Belki de pijama partisidir."diye mırıldanıp kendimi yatağa doğru bıraktım.

Melis'in kuzeni Cemre'nin doğum günü partisi için hazırlanıyorduk. Cemre ile de Melis kadar yakındım ama onun evi biraz uzakta olduğundan sık sık buluşamıyorduk.

"Daha bir saat var ben uyuyacağım" diyerek gözlerimi kapattım. Zaten tüm gece Enis partiye gelir mi diye düşünmekten delirmiştim. Cemre de Enis ile yaşıttı ve arkadaş olduklarını biliyordum.

"Partiye Enis de gelecekmiş." Ritmi halay çeken kalbime karşın gözlerimi açmadan yutkundum.

"Öyle mi?" demeye çalıştım belli belirsiz.

"Sen Burak'tan mı öğrendin?"şimdiyse ayağa kalkmış aynada kendimi süzme merasimime devam ediyordum.

"Evet. Bir de sesli mesaj attı hangi gömleği giysem diye."

Anlaşılan konuşmayı ilerletmişti bizimkiler.

"Bu daha bir gömleği seçemiyorsa damatlığı da sana seçtirtir kanka." Sırıtarak söylediğim cümleyle yüzüme yediğim yastık kesinlikle eş zamanlıydı.

"Biz sadece arkadaşız."

"O şarkıyı ben de seviyorum." diyerek kıkırdadım. Melis'i makyaj yaparken delirtmek kesinlikle eğlenceliydi.

"Kes sesini yoksa şu ruju sana yediririm."

"Ben ne giyeceğim yaa."

"Neyse ki hazırlıklıyım." odamdan koşarak çıkarken yere döktüğü şeylere bakıp ufak bir küfür mırıldandım.

"Duyabiliyorum seni girl." elindeki elbiseyi suratıma fırlattığında gözlerimin parıldadığına emindim.

"Derhâl üzerindekini bana verip bun giyiniyorsun. Birazdan çıkacağız çünkü ben elbisemi giyince hazır olacağım."

*

"Ooo. Kimler gelmiş." Cemre bizi içeriye davet ederken etraftaki müzik sesinin el verdiği kadar konuşmaya çalışıyorduk.

Erim benim kavalyemken Doruk da Melis'in kavalyesiydi.

"İyi ki doğmuşsun kuzen." Melis ile ikisine gülümseyerek bakarken sarılmalarına beni de dâhil etmişlerdi.

"Ay tekrar hoşgeldiniz kızlaarr."

"Merhaba Cemre." Erim ve Doruk da Cemre ile selamlaşmıştı.

"Happy birthday Cemree." ona havadan da öpücük atıp geniş salona doğru ilerlemeye başladık. O ise gelen arkadaşlarını karşılamak üzere girişte kalmıştı.

Uzun holde ilerlerken neredeyse tüm okulu içeride görünce şaşkınlığımı gizlemek adına Melis'in tepkisini ölçtüm.

"Bu kadar kalabalık olmasını beklememiştim." diye mırıldanmasına karşılık onu onaylarcasına bir bakış atıp Erim'in kolunda ilerlemeye devam ettim.

Salondakilere kısa bir göz gezdirip tek bir çift gözü aradım. O gözle karşılaşınca ise ne yapacağımı bilmeyerek bakışlarımı kaçırdım.

Basket turnavalarında olduğu için pek fazla karşılaşmamıştık bu sıralar okulda.Zaten onu görmemek için pek sınıftan da çıkmıyordum.

**
Doruk ve Erim içki içmeye devam ederken içerideki ortamdan sıkıldığımı fark edip balkonda fotoğraf çekilen Cemre'nin yanına ilerledim.

"Su gel birlikte foto çekilelim."

"Sen önce birkaç tane çekil tek."

"Hadi. Ben tek çekildim zaten bir sürü." Onu onaylarcasına yanına geçip birkaç poza karşılık gülümsedim.

"Enis bırak sigarayı da gel foto çekineceğiz." Cemre'ye yandan bir bakış attım. Aramızda olan her şeyi biliyordu ve onunla yan yana gelmek istemezken aslında istediğimi de...

Sigarasını küllükte söndürerek bana kısa bir bakış attı ve duygusuzca Cemre'nin öbür tarafında dikilmeye başladı. Bu ilk fotomuzdu belki de son.

Birkaç gülümseyerek verdiğimiz pozun ardından içeriye geçip dans eden çiftlere göz gezdirdim.

Dans edenlerin arasında Burak ile Melis'in olduğunu görünce keyfim yerine gelmişti.

Erim ve Doruk ise Burak'ın açığını ararmışcasına bakarak içkilerini yudumluyorlardı.

"Kenara kay." yaslanmış olduğum peteğin yanındaki Enis'i görünce istemsizce göz devirip kenara çekildim.

"Sarhoş olmamışsın."diyerek cevap vermesini bekledim.

"Kolay kolay sarhoş olmam." Terleyen ellerimi kaloriferden çekip göğsümün altında birleştirdim.

"Evet şimdi Cemre gibi sevgilisi olmayanlar kenara çekilip pisti aşıklara bıraksın." Cemre'nin kardeşinin yaptığı anonsla gülümsemem yüzümde yer edinmişti.

"Erkekleri bilemem ama burada tek bir kız bile dans etmemezlik yapamaz. Ablam Cemre de dâhil."

"Evet 10 saniye sonra pistte olacak tüm kızlar. Sap erkekler kenarda otursunlar."

Yan tarafımdaki çocuk bana doğru yaklaşırken adını hatırlamaya çalıştım.

"Bana bu dansı lutfeder misiniz hanımefendi?" kumral çocuğun havadaki eline ve yüzüne baktım.

"Lutfedemez. Çünkü bana eşlik edecek." Havadaki elini tutup ittiren Enis beni dans edenlerin yanına sürüklerken olanlara anlam vermeye çalışmakla meşguldüm.

"Evet süre doldu bakıyorum sap erkekler de birlikte dans edebilirler. Şaka şaka. Zaten ben de sapım." Bu çocuk biraz fazla sarhoş olmuştu anlaşılan.

Slow bir parça çalmaya başladığında hâlâ daha Enis ile dans ettiğime inanamıyordum.

"Belki o çocukla dans etmek istiyordum."diyerek gözlerine çıkardım bakışlarımı.

"Hâlâ küçük bir kız çocuğu olduğunu düşünüyorum."

"Ben de hâlâ senden nefret ediyorum." diyerek zaferle gülümsedim.

O ise yalnızca ufak bir tebessümle yetindi.

OD | Textingimsi |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin