Canyon Moon

565 16 0
                                    


--

Gotta see it to believe it,
İnanmak için görmem gerek,

Sky never looked so blue
Gökyüzü hiç bu kadar mavi görünmemişti

So hard to leave it, 
Bırakıp gitmem çok zor,

That's what I always do
Her zaman böyle yapıyorum

So I keep thinking back to a time under the canyon moon
Bu yüzden kanyon ay'ının altında eski bir anıyı düşünmeye devam ediyorum

The world's happy waitin',
Dünya mutlu bir bekleyişete,

Door's yellow, broken blue*
İçlerinde umut ve burukluk var

I heard Jenny saying, "Go get the kids from school"
Jenny'nin "Gidip çocukları okuldan al" dediğini duydum

And I keep thinking back to the time under the canyon moon
Bu yüzden kanyon ay'ının altında eski bir anıyı düşünmeye devam ediyorum

I'll be gone too long from you
Senden çok uzağa gitmiş olacağım

Staring at the ceiling,
Tavana bakıyorum,

Two weeks and I'll be home
İki hafta sonra evde olacağım

Carry the feeling,
Hislerimi taşıyorum,

Through Paris, all through Rome
Paris boyunca, tüm Roma yolu boyunca

And I'm still thinking back to the time under the canyon moon
Ve hâlâ kanyon ay'ının altında eski bir anıyı düşünmeye devam ediyorum

I'm going, oh, I'm going
Gidiyorum, gidiyorum

I'm going, oh, I'm going
Gidiyorum, gidiyorum

I'm going, oh, I'm going home
Gidiyorum, eve gidiyorum

I'm going, oh, I'm going
Gidiyorum, gidiyorum

I'm going, oh, I'm going
Gidiyorum, gidiyorum

I'm going, oh, I'm going home
Gidiyorum, eve gidiyorum

Quick pause in conversation,
Konuşmaya kısa bir ara veriyor

She plays songs I've never heard
Daha önce hiç duymadığım şarklar açıyor

An old lover's hippie music,
Eski bir aşığın hippi müziğini,

Pretends not to know the words
Şarkının sözlerini bilmiyormuş gibi davranıyor

And I keep thinking back to the time under the canyon moon
Ve kanyon ay'ının altında eski bir anıyı düşünmeye devam ediyorum

I'll be gone too long from you
Senden çok uzağa gitmiş olacağım

I'm going, oh, I'm going
Gidiyorum, gidiyorum

I'm going, oh, I'm going
Gidiyorum, gidiyorum

I'm going, oh, I'm going home
Gidiyorum, eve gidiyorum

I'm going, oh, I'm going (I'm going home)
Gidiyorum, gidiyorum (Eve gidiyorum)

I'm going, oh, I'm going (I'm going home)
Gidiyorum, gidiyorum (Eve gidiyorum)

I'm going, oh, I'm going home (Yeah)
Gidiyorum, eve gidiyorum (Evet)

I'm going, oh, I'm going (I'm going home)
Gidiyorum, gidiyorum (Eve gidiyorum)

I'm going, oh, I'm going (I'm going home)
Gidiyorum, gidiyorum (Eve gidiyorum)

I'm going, oh, I'm going home (Hey)
Gidiyorum, eve gidiyorum (Hey)






Canyon Moon: Harry, kanyonlarda geceleri çıkan o büyük görünümlü dolunaydan bahsediyor. O güzel ayın -kanyondaki ay'ın- altında güzel eski anıları düşünüyor. Ayrıca bu şarkı Harry'nin geçmişte yaşamış olduğu mutlu bir anıyı hatırladığını ve eve dönme isteğini getirten acı-tatlı bir şarkı.

Not: Harry'nin şarkıda Jenny diye bahsettiği kişi Kid Harpoon'un eşidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Not: Harry'nin şarkıda Jenny diye bahsettiği kişi Kid Harpoon'un eşidir. Harry de kendisi ile arkadaş

The world's happy waitin', door's yellow, broken blue*: Sarı bir ön kapı o kişinin yaratıcı ve mantıklı olduğunu söyer. Bu renk gibi, o kişinin de olumlu bir tavrı vardır ve hatta bir sabah insanı bile olabilecekleri söyleniyor bu insanlara! Sarı: iyimserlik ve dışa dönüklükle bağlantılıdır. Harry biraz kelime oyunu yapmış, yellow ve blue kelimelerini kullanarak. Broken blue ise araştırmalarıma göre hem burukluk, hüzün hemde "susuz vadi" diye iki anlama geliyor. Hem çok anlamsız geldi hemde zaten başlarında cümlede dünya bekleyişte cümlesini kuruyor. Düz şekilde çevirirse "... Kapının sarısı, buruk mavi" olarakta çevirirler ama yazdığım anlamını kast etmiş.



Harry Styles-Fine Line Albüm (Türkçe Çeviri) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin