12.Bölüm..
Çiçek ertesi sabah gözlerini araladığında evde kimseyi bulamamıştı ama mutfakta onu hazır bir kahvaltı sofrası bekliyordu. Gülümseyerek bir şeyler atıştırmış, ilaçlarını içmiş ve mutfağı toparlamıştı. Hala fazlasıyla bitkin olan bedenini sürükleyerek tekrar yatağa yatırdığında cenin pozisyonunu alıp gözlerini kapadı ama aklı dün geceye gitti. Devran'ın ona türkü söylediği o an ve sesi defalarca kez zihninde yankı bulurken Çiçek yüzünde oluşan gülümsemeden bir haber onu düşünüp duruyordu.
Devran'ın kendisine karşı bu kadar ilgili oluşunu sadece merhametine ve iyi kalpli bir insan oluşana bağlayamıyordu artık. Onu evine getirmiş, yemek hazırlamış, çikolata almış ve bağlama çalmıştı. Bunları sadece merhametinden yapmış olamazdı değil mi? Hem arada ki resmiyeti de kaldırmak istemişti.
Çiçek yattığı yerde mutlulukla kahkaha atıp yüzünü yastığa gömdü. Bu adamı çok seviyordu.
Devrim ile ilgili her an bozuk bir plak misali zihninde tekrar ve tekrar oynarken Çiçek sonunda uykuya yenik düşmüştü.
...
Devran oturduğu masanın başında yapılması gereken dosya işlerini hallederken bakışları kolunda ki saate kaydı. Saat on bir olmak üzereydi. Çiçek kalkıp bir şeyler yemiş miydi yoksa hala uyuyor muydu emin değildi. Onu aramak istedi ama uyuyor olabileceği düşüncesi ile eline aldığı telefonu tekrar masanın üzerine bıraktı. Acaba eve gidip bir baksa mıydı?
"Hayırdır abicim? Bir saate bir telefona bakıp duruyorsun."
Devran kafasını kaldırıp karşısında kendisine sırıtarak bakan Bartu'ya ters bir bakış attı.
"Yok bir şey."
"Var bir şey. Çiçeğimi bekliyorsun? Doğru ya bugün gelmedi o hala."
"Hasta. Bu yüzden izinli."
"Senin de aklın onda tabi."
"Bartu kaşınıyor musun sabah sabah lan."
"Ne kaşınacağım ya doğruları söylüyorum."
"Söyleme bir şey Bartu."
"Aman zaten Bartu hep sussun. Valla sende Ömer gibi uzaktan uzaktan kızı izleyip durma git söyle kurtul. Onunda senden hoşlandığı belli zaten. "
"Bartu ..." Devran telefonuna gelen bildirim sesi ile sözlerini yarıda kesip telefona baktığında kendisine gönderilen fotoğrafı görünce önce kaşlarını çattı ardından dudaklarının arasında bir küfür mırıldandı.
"Devran?"
"Bu Azat kaşınıyor iyice." Devran elinde ki telefonun ekranını Bartu'ya çevirip görmesini sağladı.
"Yanında ki adam şey değil mi? "
"Ta kendisi."
"Neden gitmiş şimdi hapishaneye? Hem bu adamın çıkmasına ne kadar kaldı?"
"Çıkar yakında pislik."
"Ne yapacaksın peki? Yani on sekiz yıldır içerde, sence bir şeyler değişmiş midir? Birde şimdi Azat pisliği ile görüştü."
Devran telefonunda ki fotoğrafına son bir kez tiksinerek baktıktan sonra sildi. Geçmişten gelen yaraları sızlarken ne yapacağını bilemenin siniri ile kaşlarını çattı.
"Herkes değişir o değişmez Berat. Ne yapacağıma gelirsek bekleyeceğim. Dua edelim de yarım bıraktığım işi tamamlattırmasın bana."
"İstersen bizim çocuklara söyleyeyim şu Azat'ı bi görsünler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEĞİM (Sevdalı Adamlar 2)
RomansaTanıtım... Bir adam ki sevdiği kız uğruna tüm tabularını yıkmış. Bir kız ki tek bir bakışı koca adamı yakıp kavurmuş. Bu aşk hikayesi değil. Bu bir sevda hikayesi. Bu, kocaman bedeninde çocuk gibi, yaralı bir kalp taşıyan Devran ve sessiz, narin...