22.Bölüm....
Anlattıklarının ardından derin bir sessizliğe gömülen adama baktı. Elleri diz kapaklarının üzerinde, başı hafifçe öne eğilmiş, göz kapakları yarım kapalı öylece hemen yanında oturuyordu. Sanki anlattığı onca şeyden sonra üzerine bir ağırlık çökmüş gibiydi. Ya da bir yükten kurtulmanın mı rahatlığıydı? Bilemedi Çiçek.
Ama ne olursa olsun duyduklarını sindirmesi biraz vaktini almıştı. Böyle bir şey beklemiyordu ve yıllarca bu adamın farkına varmamış olduğu gerçeğini kabullenemiyordu. Kocası, aşık olduğu adamla yıllardır aynı sokakları yürümüş ve onun bakışlarının altında büyümüş ama bunu fark etmemişti. Koca bir aptal olduğunu düşündü.
Yanında ki adama baktı tekrar koca cüssesine, alnına dökülen saçlarına, diz kapaklarının üzerinde ki ellerine ve yüzüne baktı. Garip bir durgunlukla yere bakan adama bakıyordu. Ondan bir cevap beklediği aşikardı ama Çiçek ne diyeceğini bilemiyordu. Galiba kendi aptallığına kızıyordu şuan ya da Devran'ın tüm bu şeyleri o bulmadan kendisinin anlatmasını beklediği hissine. Bilemiyordu ama yine de bakışları yanında ki adamın yüzünden ayrılmıyordu.
Çiçek ona bakarken gözlerinin sulandığını hissetti ve sessizce derin bir soluk aldı. Ciğerlerine sevdiği adamın kokusu dolarken kısa bir an gözlerini kapatıp bu anın gerçekliğine bıraktı kendisini. Yanında ki bu adamın kendisini sevdiğini biliyordu bunu hissediyordu ama... ama böyle bir şey beklememişti. Böylesine bir mazi...
Çiçek hep ilk sevenin kendisi olduğunu düşünmüş ve hep Devran'ın onu sevemeyeceğine inandırmıştı kendisini. Uzaktan uzağa sevdiği adamın ona küçükken sevdalandığı aklının ucundan bile geçmezdi ki. Eli istemsizce boynunda ki kolyeye giderken aslında yıllardır hiç yalnız olmadığını, bu adamın hep birkaç adım ötesinde olduğunu öğrenmenin garipliği ile gülümsedi. Oysa çocukken bile hep yatağına girip kendisini yalnız hissettiği için ağlamaz mıydı? Keşke bilseydim diye düşünmekten alamadı kendisini. Keşke onu görseydi, onu tanısaydı. Ta küçükken bu güzel adamı tanımak istedi ve onunla büyümek. Devran kalbinde onunla büyümüştü ya hani. Çiçekte ufacık kalbine bu adamı sığdırarak büyümüş olmayı diledi o an.
"Seninle tanışmam bir tesadüftü işte. Bana çarptın ve sonra bilmiyorum ben bir şekilde sana çekildim Çiçek. Garip bir şekilde her gün geldim işte seni görmeye. Bilemiyorum belki beni sana çeken en büyük şey bir yanda aynı kaderi paylaşıyor gibi hissetmemdi. Benim kimse kalmamıştı ve sen...sende benim gibi görünüyordun. Sonra... sonra sen işte yıllar sonra tekrar karşıma çıkınca ben ne yapacağımı bilemedim önce. Hani senin için çok önemli bir şeyi kaybedersin ve yıllar sonra tekrar bulursun ya, işte bende öyle hissettim. " derken bakışlarını çevirip yanında sessizce oturan kıza baktı. Onunda dikkatle kendisine baktığını görünce buruk bir gülümseme oturdu dudaklarına. "Bana bunu sana daha önce anlatmadığım için kıza bilirsin ama inan neden anlatmadığımı bende bilmiyorum. Aslında çokta bir önemi yoktu artık benim için çünkü sen yanımdaydın zaten. Bilemiyorum işte... "
Çiçek onun tekrar sessizleşmesini izledi. Dudaklarını açıp bir şeyler söylemesi gerektiğini hissediyor ama tepki veremiyordu. Böyle bir adamın hayatına dahil olduğunu kabul edemiyordu galiba. Böyle güzel kalbe sahip bir adamın... Hangi dualarının karşılığını almıştı ki? Ya da hangi mazlumu sevindirmişti ki Allah ona böyle bir eş ve böyle bir sevdayı nasip etmişti?
"Ben..." derken bir an susup bakışları kendisine çevrilen adama baktı. "Ben, ne demeliyim bilmiyorum ama sadece biraz kırgın hissediyorum. "
"Çiçek, ben..."
Çiçek onun konuşmasına izin vermeden sözünü kesti. "Kırgın çünkü bunu ben bulmadan bana anlatmanı beklerdim ve... ve seni yıllar önce daha çocukken tanımış olmayı isterdim. " yüzüne düşen saçını kulağının arkasına koyarken dudaklarında buruk bir gülümseme oluştu ve başını hafifçe önüne eğdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEĞİM (Sevdalı Adamlar 2)
Storie d'amoreTanıtım... Bir adam ki sevdiği kız uğruna tüm tabularını yıkmış. Bir kız ki tek bir bakışı koca adamı yakıp kavurmuş. Bu aşk hikayesi değil. Bu bir sevda hikayesi. Bu, kocaman bedeninde çocuk gibi, yaralı bir kalp taşıyan Devran ve sessiz, narin...