Bölüm ithafı; elzem31
15.Bölüm....
"Azat'ı iyi tanırım Çiçek canımı yakmak için canını yakar. Sana bu yüzden benden uzak dur demiştim ama ben senden uzak duramıyorum. Bir şekilde dönüp dolaşıyorum ve benim tüm yollarım sana çıkıyor. Pislik bir hayatım oldu, gurur duymayacağım şeylerde yaptım, çok kibar biride değilimdir, öyle caf caflı sözlerden romantizimden zaten anlamıyorum. Yemek de yapamıyorum zaten. Ama sana bir şey için söz verebilirim. Elini tutarsam bırakmam, canını canım bilirim ve benimkinden önde tutarım. Elimi bırakmazsan sana ömrümü adarım kadın."
...
Sözleri Çiçeğin kulaklarında yankılanırken gözünden düşen bir damla yaşa mani olamadı. Konuşursa sesinin titreyeceğini bildiği için tek bir saniye düşünmeden yapmak istediği şeyi yaptı ve elini götürüp onun yanağında ki elinin üzerine koydu.
Devranın kıvrılan dudaklarına bakarken kendiside gülümsedi. Ardından yüzünü iki avucunun arasına alan adamın kendisini alnından öpüşüne karşılık gözlerini kapatıp huzurla iç çekti ve başını koyduğu göğsüne sıkıca kollarını sarıp gözlerini yumdu. Onunda kendisine sarılan kollarının varlığıyla gülümserken huzurla sessizliği dinleyip uykuya yenik düştü.
Sabah gözlerini araladığında yattığı yerde kollarını kaldırıp gerinmek için hareket etmişti ki kendisine gülerek bakan adamı görmesi ile dün akşam yaşadıkları aklına düştü ve kıpkırmızı kesildi. Dün gecenin aksine koltukta yan yana yatıyorlardı ama Çiçek tamamen Devran'ın kolları arasında hapis durumdaydı ve Çiçeğin ne zaman üzerine örtüldüğünü bile bilmediği battaniye ikisinin üzerine örtülmüştü.
Devran'ın oldukça dinç ve eğlenceli sesi kulaklarına dolarken bakışlarını kaçırıp yüzünü onun göğsüne gizledi. Ah göğsü nasıl da sıcaktı nasıl da huzurdu Çiçek için.
"Günaydın küçük hanım."
"Günaydın." Derken yüzü Devran'ın göğsünde olduğu için sesi boğuk çıkmıştı.
"Bana böyle sığınıp, sarılmandan zerre şikayetim yok ama nefes alamamandan endişe ediyorum." Onun eğlenceli ses tonuna karşı gülümsemesini tutmazken başını biraz geriye çekip yüzüne baktı.
"Ne zaman uyandın ki sen?"
"Oldu biraz."
"Beni neden uyandırmadın? İşe gideceğiz." Çiçek kalkmak için hareketlenmişti ki belinde ki kollar onu geri yerine yatırdı.
"Bu kadar güzel bir ortamda iş nasıl aklına geliyor ya. Bırak şimdi işi de kahvaltı yapalım."
"Tamam hemen hazırlarım ben. "
"Hayır. Hazırlan kahvaltıya gidelim beraber. "
"Ama işe geç kalırız. "
"Patron ben değil miyim? İzin veriyorum bu sabah ikimize de." Çiçek onun bu asabi tavrına gülerken deli cesareti ile uzanıp onu yanağından öptü.
"Tamam patron kızmayın." Devran'ın kahkahasını duyarken alnını öpen adamla iç çekti. Ve ani bir hareketle yattığı yerden kalkıp koşar adım odasına geçti.
"Hemen hazırlanırım. " Odasına girmişti ki arkasından bağıran adamın sesini duydu. "Eve gidip üzerimi değiştirip geleceğim. Ben gelmeden evden çıkma güzelim."
Ve Çiçek onca kelime arasından tek bir kelimeye tutuldu. Güzelim.. Elinde ki elbiseyi göğsüne bastırırken mutluluktan çığlık atmamak için kendi sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEĞİM (Sevdalı Adamlar 2)
RomanceTanıtım... Bir adam ki sevdiği kız uğruna tüm tabularını yıkmış. Bir kız ki tek bir bakışı koca adamı yakıp kavurmuş. Bu aşk hikayesi değil. Bu bir sevda hikayesi. Bu, kocaman bedeninde çocuk gibi, yaralı bir kalp taşıyan Devran ve sessiz, narin...