4.BÖLÜM...
Çiçek akşama doğru kalabalıklaşan mekan ile ufak tefek siparişleri yetiştirmeye çalışıyor bir yandan da eksik olmaması için bulaşıkları yıkayıp kuruluyordu. Üç saat süren bu yoğunluk ile o kadar yorulmuştu ki biraz hafifleyen mekan ile dolaptan bir tane soğuk su alıp içeriye giden kapıya yöneldi ve sırtını kapının kenarına dayayıp enstürman çalıp söyleyen grubu dinlemeye başladı.
"Bölük bölük olmuş huri kızları
Hiçbirisi sultanıma benzemez
Gönül kimi severse odur güzeli
Hiç birisi sevdiğime benzemez "
Şarkının sözleri onu anında sabah yaşadıkları ana götürürken gözleri bir ana her zaman ki yerinde oturan adamla kesişti ve o satırlar yine mekanın içinde yankılanmaya başladı.
" Kimi padişahın vezirin kızı
Hiçbirisi sevdiğime benzemez. "
Bu sefer ona arsızca bakmadı ve bakışlarını hızla kaçırıp ufak bedenini kapıdan geriye çekti. Şimdi içeriye girmiş ve onun kendisini görmesini engellemişti ama olduğun yerden ayrılmayıp şarkının kalanını dinlemeye devam etti.
"Bütün dünya senin olur mu sandın
Tatlı sözlere niye aldandın huri kızlar yalan tektir sultanım
Hiç birisi sultanıma benzemez
Kimi alı giymiş kimi kırmızı
Kimi gülü takmış kimi nergizi
Kimi padişahın vezirin kızı
Hiçbirisi sevdiğime benzemez "
Çiçek ne yapacağını nasıl davranacağını bilemiyordu. Duygularını saklayamadığı aşikardı .Ama sonun da canının yanacağını da biliyordu Devran kim o kim sonuçta değil mi? Derin bir iç çekip mutfağa geri dönerken boş hayallerle kendisini avutmaması gerektiğini tekrarlayıp durdu.
...
Devran ona baktı. Bakışları onun solgun yüzünde gezindi. Kollarını göğsünde bağlayıp geriye yaslanırken onun kapıya yaslanmış müziği dinlerken verdiği tepkileri dikkatle izledi. Sanki çözülmesi gereken bir tablo gibiydi. Tekrardan beceriksizce topladığı saçları inatla tokadan fırlamış ve solgun yüzünün dört bir yanına dökülmüştü. Büyük siyah gözlerinin altında sanki onun bir parçası gibi duran koyu halkalar her zaman ki yerini koruyordu ve dudakları hafifçe iki yana kıvrılmıştı.
Çiçek.. Devran bir fısıltı gibi dudaklarının arasından dökülen isimle önünde ki cay bardağını sıkıca kavrayıp sıcaklığına aldırmadan koca bir duyum aldı. Aynı anda bakışları kömür karası gözlerle kesişti. Devran bardağı yerine bırakırken derin bir soluk aldı. Uzun ve derin bir soluk..
Bakışlarını çekmeden ona bakarken saatler önce ki an geldi hatırına. Devran ona şaşırıyordu. O kocaman kömür karası gözleriyle kendisine nasıl böyle bakabiliyordu? Bu kadar cesur, bu kadar korkusuz ve dimdik.
Onun kendini geriye çekip içeriye girişini izlerken dudakları belli belirsiz kıvrıldı ve "Seni hatırlıyorum Çiçek ve sende beni." Dedi fısıltıyla.
Evet, Devran onu hatırlıyordu. Gerçi insan unuttuğu şeyi hatırlardı oysa Devran onu hiç unutmamıştı ki hatırlamasına gerek kalsın.
Çalan telefonu onu içine düştüğü düşüncelerinden koparırken rehberinde kayıtlı olmayan numarayı cevaplandırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEĞİM (Sevdalı Adamlar 2)
RomanceTanıtım... Bir adam ki sevdiği kız uğruna tüm tabularını yıkmış. Bir kız ki tek bir bakışı koca adamı yakıp kavurmuş. Bu aşk hikayesi değil. Bu bir sevda hikayesi. Bu, kocaman bedeninde çocuk gibi, yaralı bir kalp taşıyan Devran ve sessiz, narin...