5. Bölüm ; " Kaçış "

219 38 11
                                    

Uykudan uyanıp gözlerimi tekrar açtığımda ilk nerde olduğumu idrak etmekte zorlandım. Kısa bir hatırlamadan sonra yavaşça başımı yukarı kaldırdım. Karşımdaki sarımsı renkteki tek kişilik koltuğa doğru baktım.

Çocuğun annesi derin bir uykuya dalmış uyuyordu. Dikkatli olarak yüzünü incelediğimde gözlerinin altında oluşmuş siyah renkli morluklar uzun zamandır uyumadan başımda beklediğinin kanıtıydı.

Ben uyuduğum sırada hiçbir yere gitmeden beni beklemiş olmalıydı. Neden bu kadar ileri gitmişti ki ? Sıf çocuğunu kurtardım diye bu kadar ileri gitmesine gerek var mıydı ? Diye düşünmeden edemedim içimden.

Üzerimdeki örtüyü yavaşça çekip yatağın kenarına koydum. Kolumdaki serumu da yavaşça çıkardığım sırada acı yüzünden küçük bir çığlık attım. Ağzımı sağ elimle kapattım. Hemen başımı koltukta uyuyan kadına çevirdim. Uyanmamıştı. Hafif kıpırdandıktan sonra tekrar uykusuna devam etti.

Serumun ucunu çıkardığım yer hafif kanadıktan sonra kendi kendine durdu. Çıkardığım serum ucunu yatağın kenarına koyduktan sonra yavaşça yataktan kalktım.

Gri yatak demirlerinde asılı duran kıyafetlerimi gördüm. Kıyafetlerim yıkanmıştı. Kurutulup geri getirilmişti. Siyah tişörtüme baktığımda küçük bir delik olduğunu fark ettim. Büyük bir ihtimalle bıçağın saplandığında oluşmuş bir delikti.

Sol elimle kıyafetlerimi aldım. Sağ elimle sol kasığımı tutarak banyoya doğru ilerledim. Yavaşça banyonun kapı kulubunu tutup açtım. İçeri girip üstümü değiştirdim.

Banyonun kapısını yavaşça kapatıp koltukta uyuyan kadına baktım hala da uyduğunu görünce odanın kapısını açıp dışarı çıktım.

Kapının kenarından dışarı baktığımda resepsiyonda duran beyaz üniformanlı kadın bir şeylerle uğraşıyordu. Etrafta bulunan insanlarda kendi dertleriyle bir sağ bir sola gidip duruyorlardı.

Resepsiyonda duran kadına gözükmeden yavaşça odanın kapısını kapattım. Sağıma soluma dikkatli bir şekilde baktıktan sonra sağ elimi sol kasığıma yerleştirip yavaşça asansörün olduğu yere doğru ilerledim.

Asansörden aşağıya inmek tehlikeliydi. Beni doktor ya da kurtardığım çocuğun ailesinden biri görebilirdi. Merdivenlerden aşağıya inmek daha mantıklıydı. Orada fazla insan olmazdı.

Asansörün sol tarafında duran kapıya ilerledim. Kapıyı açmadan önce tekrar sağıma soluma doğru bakıp kapıyı açtım. Merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Merdivenlerden aşağıya inerken kendimi zorladığım için sol kasığıma ağır sancılar saplanıyordu. Umursamayıp devam ettim. En son kata inince çıkış kapısını açıp hastanenin otoparkından çıktım.

Hızlı adımlarla dar sokaklara girdim. Oradan kısa yolları kullanarak kaldığım sokağa gittim.

Çöp tenekesinin arkasında kendime küçük bir kulübe yapmıştım. Sokaktaki bu ara oldukça dar ve küçüktü. Oraya etraftan bulduğum kartonları koyup yatmak için yer üstüne de etrafa atılan eski teneke parçalarını birbirine geçirerek küçük bir çatı yapmıştım. Çöp tenekesini önüne yerleştirip kimsenin görmemesi için saklamıştım.

Çöp tenekelerinin içine atılan yenmeyen ekmek gibi atıkları toplayarak hayatta kalmayı başarmıştım. Ama bu her zaman kolay olmuyordu.

Aç olan ve sokakta yaşam mücadelesi veren benim gibi bir sürü çocuk, genç, yaşlı insan vardı. Onların içinden geçip ekmek olan çöp tenekelerini karıştırmak ya da etrafa bırakılan yemeklerden almak için mücadele vermek gerekiyordu. Mücadele için dövüşmeyi bilmek gerekiyordu.

Mahsumiyet'in Dövüşçüsü (Askıya Alındı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin