B Ö L Ü M 2

181 11 7
                                    

Birden sarsılmamla " kalk lan yaratık, öğlen oldu dört derstir uyuyorsun be!" diyen Almira'nın çığırmasıyla zaten uyanmış olmama rağmen, onu sinir etmek nedense daha cazip geliyordu. Beni bir kaç kez daha dürttükten sonra pes etmiş olacak ki "iyi be gelmezsen gelme bende tek giderim." demişti bu kısaca, sana trip atıyorum başka kanka bulursam görürsün orangutan beyinli demekti. Tabi ki hala onu sinir ediyordum. "Pekiiğ gelmezsen gelme bende kısık mavi gözlü çocuğun yanına gidip, Mila senden çok bahsetti de ne haber? derim" dedi ve benim anında kalkıp kapının önünde durup "Hadiğ Almira ne bekliyorsun gelsene ben acıktım!" dememe sebep oldu. Aslında korktuğumdan değilde gerçekten acıktığımdan kalktım yoksa banane o çakma romeodan değil mi canım hıh. Almira göz devirerek yanıma ulaşınca;

"Bir gün o gözlerin öyle kalacak göreceksin!" dedim tabii ki yine her zaman ki Almira'lığını konuşturarak kafama geçirmişti bir tane. Başka biri yapsa şu anda ona en yaratıcı Osmanlı tokatımı nasıl yapabileceğimi gösterirdim, ancak bu Almira yani zamanında ona da bir şeyler öğretmişliğim var. Rezil oluruz valla okulun önünde,demedi demeyin. Ben yine düşüncelere dalmışken Almira'nın ölsem de unutamayacağım o çığlını duyup hızlıca arkamı döndüm. Eteği etek demeye bin şahit isteyen bir şey giymiş olan kız yere serilmiş olan Almira'ya kahkahalarla gülüyorlardı. Benim kankama çelme takıp düşürüp gülmek ha, aklınızı yitirmiş olmalısınız. Yavaşça kendimi sakin tutmaya çalışarak ki becerebildiğim pekte söylenemez. Kızın üstüne atladım, hani şu etek giyip ama giymemiş olanın. Tabi hiç beklemiyordu hemde benim gibi bir kızdan 'Krav Maga' gibi bir hareketi."NE YAPTIĞINIĞ YASIĞYOĞSUĞN SEĞN BEĞNİĞM BABĞAM BELĞEDİĞYE BAŞĞKANI BİĞKEĞRĞ!"iğrendirici sesi kulaklarımı doldururken hiçte altta kalmadan "Hıh ne tırstım ama!"demiştim. Diğer kızlar bana karşı çıkmaya başlamışken Almira ayağa kalkmış üç kızı birden idare ediyordu ee bana da üç kız kalmıştı. Şu etek giymeye çalışıp giyememiş olan kızın elimden alınmasıyla karşımda ki kızı kimin aldığına bakmak için kafamı biraz daha kaldırıp kenara baktım. Müdür "beyciğim" kızın kolundan tutmuştu ki tekrar saldırmaya yeltenmeye çalışmıştım ama belimde ki eller hiç bir yere kıpırdamama izin vermiyordu. Erkek olduğu elinden belliydi ama benim şirin kız olduğumu gösteren dış görüntümden yanılmış olmalı ki kolunu tutup çevirdim arkamı dönüp kim olduğuna bakacakken çocuğun suratına bir yumruk çoktan inmişti. Birden çocuğun elimden alınmasıyla afallamıştım. Kendime gelip ilk vuranın kim olduğuna bakmıştım.

"KISIK MAVİ GÖZLÜ ÇOCUK?" tamam azıcık bağırıp okulda bize bakmayanların da bize bakmasını sağlamış olabilirim ama neden bu kadar kötü baktı ki müdürcüğüm.

"Mila benim adım Mete bana kısık mavi gözlü çocuk demeyi bırak!" demişti Bay ukala hala yerde yatan çocuğu döverken.

"Peki Bay ukala!"demiştim bende. "Hay Allahım ya!" diye mırıldandığını duymuştum."BİR DAKİKA UZAYY!" Uzay mı? Almira bağırdığında tüm okul ona bakmıştı. Ne olduğuna baktığımda yerde yatan çocuğa bakıyordu, çocuğun kim olduğuna bakmak yeni aklıma gelince hızlıca kafamı yerde yatan çocuğu çevirdim. Hakkaten "UZAĞY" bu sefer ki iğrenç çığlık bendendi. Yerde yüzü kan olmuş kardeşime bakınca, nedense tüm olaylardan yine kendimi suçlu tutmuştum. Donmuş bir şekilde yerde yatan Uzaya bakarken Almira'nın ağlama sesli Aral Bey-müdür- Uzay'ı alması ve hastaneye yetiştirmesi için bir ambulans çağırmalarını istediğini ileten bağrışmaları artık buğulu geliyordu. Ambulansı olay anında aramış olacaklardı ki yada zaman çok hızlı geçiyordu ambulans gelmişti. Ben ve Almira ambulansa binip onunla beraber hastaneye gelmiştik. Bir odaya kapısında "ACİL" yazan bir odanın içindeydi kardeşimiz ve biz hiç bir şey yapamadan sadece bekliyorduk. Almira sadece ağlardı ,her zaman en azından ağlardı, bense ben ben hiç bir şey yapmazdım,yapamazdım. Normalde insanların canının yanması bana komik gelirdi tabi o canın benim canımdan olmaması gerekirdi. Hastane duvarına yaslanıp yere çömeldim olanları düşünüyordum. Peki neden üzülen taraf hep biz oluyorduk ki? Uzay'la on üç yaşında tanışmıştık. 

FLASHBACK;

Almira ile okul çıkışı yine kaçıp parka gelmiştik. Buraya genelde dans etmek-evet birilerini dövmekten sonraki en büyük tutkumuz dans etmektir-için yada birileriyle uğraşmak için gelirdik. Bir kaç ay para biriktirip-aslında sadece abimin ve Almira'nın babasının para göndermesini beklemiştik-ses bombası almıştık. Yine her zaman ki gibi dans ederken bir çocuk bize doğru yaklaşmıştı. Hemde dans ediyordu Trabzon'da bir erkek horon hariç dans türü bilmezken o tüm haraketleri aşırı düzgün ve yarinde yapıyordu. Almira hemen gidip tanışmıştı, tabi ben Uzay'ın deyimiyle soğuk nevale elini bile sıkmamıştım. Oysaki darılıp gider diye düşünürken o benim üstüme atılıp sıkı sıkı sarılmıştı. Benim kollarım istemsice karşılık verirken arkadaş olduk derken, her gün buluşmaya başlamıştık. Aynı lise darken kardeş gibi olmuştuk üçümüz. Uzayın da maşallahı var yani yakışıklı çocuk tabi ki benim kankam sonuçta. Melike Teyzem Uzayın annesi bizi de Uzaydan hiç ayırmamıştı. Hatta bizi yurttan almak bile istemişti ama Almira ile kibarca reddetmiştik. Zaten hafta içleri onlarda kalıyorduk. Hafta sonları da yurtta kalmamız gerektiğini söylemiştik. Şimdi ise Uzay'a sadece geleceğimizi söyleyip vedalaşmış ve acilen İzmir'e gelmiştik.

FLASHBACK SON...

Doktor çıkıp "Uzay Yılmaz'ın yakınları!" demişti."Buyrun biziz!"demiştim sakinleşmem gerekiyordu."Öncelikle sakin olun lütfen..."

Eveet bu bölüm biraz kısa oldu ama neyse. öptüğğğm.Ayrıca yorum yapıp vote atarsanız çok mutlu olaram.

Multi :Kısık mavi gözlü çocuk, Bay ukala,yani METE!


ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin