B Ö L Ü M 1

364 15 5
                                    


Hayat çok boştu benim için...

Ne bir ailem vardı, ne de kendime ait bir şeyim.

Bu sözler her zaman ki gibi  beynimde yerini bulurken, ayakkabılarıma gitti gözlerim. Abim onları bana almış ve dün kargoyla göndermişti yurda.Varlıklı bir ailem varken yurtta kalıyordum. Yine şu lanatler okuduğum ancak olmassa gidecek yerim olmayan-abimin beni almak isteyeceğini sanmıyorum.- yurttan hızlıca dışarı attım kendimi. Ayaklarım benden izinsiz olması gereken yerini bulmuştu gine, sahil ne zaman canım sıkılsa, daralsam koşarak buraya gelirim.Her zaman ki banka kurulduktan sonra kendi kendime konuşmaya başladım. Yanımda bir kıpırtı hissetsemde oralıklı olmadım.

"Babam annemi aldattığı kadın tarafından öldürüldü, annem babamın ölümüne dayanamayıp intihar etti, tek varlığım olan abim İstanbul da ve onu 3 yaşımdan beri görmüyorum. ÇOK SAOL HAYAT!" dedim sanırım biraz yüksek sesle söylemiş olmalıyım ki yanımda ki kısık mavi gözlü çoçuk.

"hiç kimsenin hayatı mükemmel değil, bencillik yapma!" dedi sanki gözleri hiç kısık değilmiş gibi kısarak.

Tabii ki altta kalamazdım "Hıh benmi bencilim, hem beni tanımadan nasıl yargılayabilirsin ki?" dedim çabucak, hakkaten beni tanımadan nasıl yargılayabiliyordu?

Hafif bir kahkaha atarak "Senin herşeyini biliyorum GÜZELİM" demişti güzelim kelimesini baskı yapıp göz kırparak. Bense hala beni nasıl tanıdığını düşünüyordum. Bu beni yılışık kızlardan sandı herhalde çünkü bana bulaşmasının başka bir açıklaması olamazdı.

 "Bana bak çocuk senin o GÜZELİM diyen ağzının ortasına kürekle vururum, yetmezse çukur açar içine ... koyarım, madem beni tanıyorsun yürek mi yedin moruk sen hayırdır?"

Hala karşımda sırıtıyor ya valla yapıştırıcam şimdi bir tane o olacak. Daha fazla bu zibidi ile uğraşmamak için banktan kalkıp saate baktım sonuçta yurtta kalıyorum ve saat 6 da girişler bitiyor. Saat'in daha 4 buçuk olduğunu görünce rahatladım.

FLASHBACK;

Yurtta ilk günlerimdi,annemin ölümünden kendimi ve adı aşk olan lanet olası duyguyu suçluyordum. Babamın annemi aldattığını bile bile üzülmesin diye bir şey demiyordum.

 Bir akşam babamın ölüm haberi geldiğinde annem yıkıldı. Babam olacak o hayırsız herif abi mi almış İstanbul'da ki holdingi yönetmek için gitmişti, bense annemle beraber Trabzon'da kalıyorduk. Ancak hem çalışıp hem gönül eğlendirdiği  kadınlardan biri onu vurmuştu. Annem de hem gururuna yediremediğinden hemde hayatı boyunca acı çekmek istemeyeceğini söyleyip intihar etmişti.

 Bende bunlardan kendimi suçlu tuttuğum için yurtta değil de mezarda olmam gerektiğini düşünüyordum. Ve bile bile yurda geç gidiyordum, bir keresinde içeri almayıp gece boyu dışarda bırakmışlardı beni, tabii ki de hala geç gidiyorum.

 Aslında onları götüme bile takmıyorum da denebilir. Hem artık alıştılar asi olmama, sadist olmama, canımı yakanın en kötü anından vurmama,, zaten kimse benimle alay edemeyeceğini bilir. Asılımı görenler bana yakın davrananlara karşı ise tüm eğlenceli yönlerimi göteririm.

FLASHBACK SON...

Bunları düşünürken arkamdan gelen ayak seslerini duymamla "Hey! sen neden be-" diyemedim çünkü arkamı dönmemle kısık mavi gözlü çoçukla burun buruna kalmıştık. Aldığı nefesler dudaklarıma çarpıyordu,karnıma hoş bir ağrı girmişti. Mavilerini benim mavilerime diktiğinde gözlerini inceleme fırsatını kullanmıştım.

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin