hard feelings/loveless, lorde. BOLUM ŞARKISINI DINLEYEREK OKUMAYANI ICERI ALMIYORUZ MEDYADA
"Jeon Jungkook!"
Kafamı tam şu an düzenlemek için üst üste dizili dolaptan aldığım kostüm kutularından birinin içine sokabilirdim.
Durum analizi yapmaya ihtiyacım vardı, biri beni çağırıyordu ama ortamda ne olup bittiğini anlamadan bir sonraki hamleye karar veremezdim. Az önce Nane'ye tiyatro kulübünde olduğumu belli eden bir mesaj yollamıştım. Hemen sildiğimden ötürü bu onu şüphelendirmiş olsa gerekti. Ve daha kötüsü, az önce geç kaldığım için kimseden azar yememek adına hızlı hızlı geçtiğim salonda mesaj attığım kişinin ta kendisi vardı. Benden önce de burada mıydı yoksa soyunma odasında oyalanırken mi gelmişti, ya da neden gelmişti, hiçbir fikrim yoktu.
Ve ona bakan kişinin ben olduğumu sanıyordu.
Yani ona biri bakıyordu? İki haftadır mesajlarıyla bir miktar zamanını taciz eden ve asılmak konusunda master yapan biri olduğunu düşündüğü kişinin kendisine bakan kişi olduğunu sanıyordu? Bunu sorguluyor olmam biraz tuhaf görünüyor olabilir ama, tanrım, bunu ona düşündürecek cinsten bir bakışı kim ne hakla atıyordu?
"Jungkook dedim!"
"Adımı bağırmasana!"
"İçeride yardım lazım, o kutuyu bırak ve peşime düş. Hey! Beni duyuyor musun sen?"
Çattığım kaşlarımla çömeldiğim yerden Doyeon'a ciddi olması konusunda ekstra çaba sarf ettiğim bakışlar attım. "Gelemem!"
"Ne demek gelemem oğlum? Hoca içeride, tüm kadroyu çağırıyor ve yeni bir proje varmış. Onu dinlememiz gerek,"
Sesimi başarısız bir çaba ile kısık tutmaya çalıştım. Ortam kalabalıktı ama gerim gerim gerilmiştim. "Doyeon gelemem!"
"Ne? Olduğun yere tuvaletini falan mı bırktın? Bizi çağırıyorlar, biraz daha bekletirsen hoca elindeki megafonla ismini çağıracak. Kalk ve gel,"
Durumu özetlemek için ne tür küfürlere ihtihyacım vardı? İçeri gidemezdim ama gitmezsem başıma daha kötüsü gelecek ve muhtemelen gerçekten de orada olan Jimin'in dikkatini iyiden iyiye çekecektim. Yutkunurken istemeye istemeye ayağa kalktım. Çok fena paniklemiş durumdaydım ama sakin kalmalıydım. Sakin ve soğuk kanlı görünmeli, asla Nane'nin dikkatini çekmemeliydim. Kim olduğumu bilmiyordu. Kim olduğumu bilmemesine karşın başka biri olduğumu düşünüyordu...
Soyunma odasından çıkmadan önce yalnızca kamufle olmak amaçlı, kostüm kutularının içinden on saniyede bulabileceğim en alternatif şeyi kaptım. Bir korsan şapkasıydı ve tepesinde renkli bir tüyü vardı, şapkaya yapışık İngiliz usülü beyaz lüle peruk o an hesabını yapabileceğim bir ayrıntı sayılmazdı. Hızla arkada ufak bir topuz haline getirdiğim saçlarımı kapatacak şekilde kafama geçirdim. Hakkımda bildiği bir diğer şeyin uzattığım saçlarım olması ne kadar iyiydi bilmiyorum, düşüncesizce yüklediğim fotoğrafların sonrasında bana iş çıkaracağını tahmin etmemiştim hiç. Gerçekten bu kadar düşüncesiz, sorumsuz ve akılsızken böyle işlere girişmek ne haddimeydi acaba? Nereye kadar yürütebileceğim ben bu haldeyken çok da sürpriz olacakmış gibi durmuyordu.
Sahi, içeride biri vardı, kimi ben sanıyordu? Kaşlarım yeniden çatılırken oyalanmayı kesip soyunma odasının içinden çıktım. Tüm herkes sahnede bir kalabalık oluşturuyordu, tiyatro ekibi dışında başkaları da vardı ve hoca ortada yanında biriyle konuşurken ciddi bir açıklama yapacağa benziyordu. Hızlıca etrafa bir göz attığımda sarı kafasını bulmam çok zor olmamıştı. Hatta neredeyse yarım saniye sürmüştü (bu zamanla gelişen bir özelliğimdi) ama önünde onu kapatan soluk tenli arkadaşı yüzünden- ismi Yoongi'ydi, suratının tamamını göremiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
glam ✪ʲⁱᵏᵒᵒᵏ
Fanfiction/Tamamlandı/ Kookmin ✪ İlk görüşte aşk değil. İlk kavgada aşk. ヅ 20.10.19/-22.12.20