glam ✪17

5K 480 757
                                    

Dün gaza gelip Nane'ye yazdığım mesajların cefasını, bu önümüzdeki üç günde fazlasıyla çekeceğimi biliyordum. Garip olan şuydu ki daha iki gün önce gözleri gözlerimi teğet geçti diye heyecandan kafası kızışıp neredeyse fenalık geçiren benken, şimdi aynı sınırlar içinde uyuyor oluşumuz (tam olarak iki oda ötemde kalıyordu), azılı bir katil gibi üstüne basa basa beni bulacağını söylemesinin ardından herhangi bir panik atak geçirmemiştim. Sadece küçük bir turşu tanesi midemde adeta halay çekip çiftetelli oynuyordu. Sevinçten değil, daha çok kudurukluktan ve aşkın ciddi anlamda başıma vurmasından. Yüksek ihtimalle canım yanacaktı ve bir güzel reddedilecektim, günler önce attığı tekmenin benzerini yiyecek olmam belki de en iyi ihtimaldi. Ama ben artık niye ve neyden kaçtığımı bilmezken yorulmuş hissetmeyi engelleyemiyordum, ayrıca hormonlarım ciddi anlamda bünyemi altüst ediyordu. Sonuç olarak o seni bulacağım ve gerçek vahşeti göstereceğim derken bana kollarımı açıp yana yana beklemek düşerdi.

Hâl böyleyken, oraya asıl geliş amacımız hakkında dikkatimi hocanın söylediklerine vermem ise mümkün değildi. Avanak avanak geziyor ve denilen her şeye baş sallıyordum, şimdiyse neden yaptığımı bilmediğim bir şekilde Seokjin hyungun çoraplarını odasına taşıyordum. Bu kadar erken uyanmak bana yaramamıştı, üstelik gece de doğru düzgün uyuyamamışken.

"Jungkook sana zahmet olmazsa ayaklarıma da geçirir misin abicim?"

Ağzım şaşkınlıktan değil de sadece kapatmayı unuttuğum için açık kalırken odasının girişinde elimdeki çoraplarla dikilmeye devam ettim. Namjoon hyung enseme bir tane geçirmeden önce Seokjin hyunga doğru yürüyüşe geçmiştim. "Mal mısın oğlum, neden dediklerini yapıyorsun şunun? Hyung az ye de uşak tut sen de,"

"Ne diyorsun be Allah Allah, altı üstü havalansın diye bıraktığım çoraplarımı getirmesini istedim. Sabahın köründen beri lanetli ruh gibi koridorlarda dolaşıyor zaten. Jungkook, şu valizden diş fırçamı da verir misin abicim?"

"Buldun gerizekalıyı abicim ayağına her şeyi yaptırıyorsun. Jungkook!"

Bir anda irkildiğimde elimdeki parmaklı çorapları yatağın üstüne fırlattım. "Ne?.."

Namjoon hyung tek elini omzuma koyar ve suratıma bakarken gerçek bir aptalla karşı karşıyaymış gibi davranıyordu. "Kafanı falan mı vurdun oğlum? Git aşağı kahvaltını yap,"

Yutkunduğumda başımı olumsuz anlamda salladım. "Doyeon rulo havlu istemişti, onu götürecektim..."

"Hayda... Cidden tek hücreli canlılara dönüşmüş bu."

"Jungkook bana da getirsene abicim."

"Seokjin kaldır götünü kendin al! Gece boyu susmadın zaten, kafamı şişirdin durdun bu yatak çok rahatsız diye," Beni döndürüp kapıya doğru iterken ekledi. "Git yüzünü yıka ve kendine gel. Sonra da aşağı in, kahvaltı yapılacak. Hoca birazdan herkesi toplar,"

Kapı dışarı edildiğimde öylece kalakalmıştım. Namjoon hyungun söylediği gibi kahvaltıya inmem gerekiyordu çünkü gerçekten de sabahın köründe hortlamamla midem zil çalmaya başlamıştı çoktan bu saate kadar. Ama, tehlikeli sınırlar içerisinde mutfak bir numaraydı çünkü Nane de her an oraya inebilirdi. Odama giderken bile kırk takla atıyor, her an iki kapı ötemdeki kapısını açıp Jisoo'nun ya da onun dışarı fırlayacağı düşüncesiyle korkudan gerim gerim geriliyordum. Daha üç dakika önce kaçmayı reddeden kişinin ben olması ise büyük ironiydi. Yine de eklemem gerekir ki; gerçekten farkında olmadan gözünden sakınmaya çalışıyordum. Hadi ama! Bu benim için cidden kolay değildi.

Ayaklarımı sürüye sürüye merdivenlerden inmeye başladığımda ortalıkta gezen diğer öğrencileri uzun uzun süzüyor, sabah sabah kafamda bereyle gezdiğim için üstüme dikilen tuhaf bakışları görmezden geliyordum. Üstümdeki paspal oduncu gömleğim ve berenin altından o yana bu yana fırlamış dalgalı saçlarım beni tescilli bir evsiz gibi gösteriyordu, bundan emindim. Nasıl görünmem gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu ama kafa derimin üstündeki saç tutamlarını saklamak istiyor oluşum muhtemelen en ufak bir anda Nane'nin daha çok dikkatini çekecekti. Kapana kısılmış bir fareden farksız hissediyordum.

glam ✪ʲⁱᵏᵒᵒᵏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin